11. Üroonkoloji Kongresi

Antalya'da düzenlenen 11. Üroonkoloji Kongresi, sona erdi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Üroonkoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Sinan Sözen, Belek beldesindeki bir otelde düzenlenen 11. Üroonkoloji Kongresi'nde yaptığı konuşmada, erkeklerde bulunan bir organ olan prostat bezinin cinsel yaşamla ilgili olduğunu söyledi. Prostat bezinin kas ve bez dokularından oluştuğunu belirten Özen, prostat bezinin iyi ve kötü huylu hastalıkları bulunduğunu anlattı. İyi huylu prostat hastalıklarının bezin iltihaplanması veya irileşmesi olduğunu ve hemen her yaşta görülebildiğine işaret eden Sözen, "Prostat hastaları, sıklıkla alt karın bölgesinde ağrı, rahatsızlık, sık idrar yapma, idrarın atılması sırasında yanmadan yakınır. En sık olarak genç orta yaş grubu erkeklerde ortaya çıkar. Bezin iyi huylu büyümesi en fazla görülen prostat hastalığıdır. Hastalardaki öncelikli yakınmalar gündüz ve gece sık tuvalete gitme gereksinimi, idrar atım zorluklarıdır. Bazı hastalarda bu zorluklara ek olarak idrar tutma ve cinsel yaşamla ilgili sorunlar da görülebilir" dedi. Cinselliğin biteceği endişesinin erkekler için idrar kaçırma komplikasyonundan daha önemli olduğunu vurgulayan Sözen, gelişen ışın tedavisi sayesinde cinsel hayatın sekteye uğramaması konusunda önemli yollar kat edildiğini bildirdi. Sözen, prostat kanserinin erkeklerin korkulu rüyası ve görülme sıklığı giderek artan bir sağlık sorunu olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Üroonkoloji Derneği tarafından Türkiye genelinde 6 bin 693 kişinin incelendiği saha çalışmasından elde edilen verilere göre, ülkemizde prostat kanseri 100 binde 35 oranında görülmektedir. Bu değer, özellikle Akdeniz bölgesi Avrupa ülkelerine çok yakın bir düzeydedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde prostat kanseri erkekler arasında en sık görülen kötü huylu hastalıktır. 2010 yılında 217 bin erkekte prostat kanseri saptandı ve oranı da 100 binde 155.5'tir. Birinci derece akrabalarında prostat kanseri teşhis edilen erkeklerin hastalığa yakalanma olasılıklarında artış söz konusu olduğu için muayene ve kan PSA değerlerinin takibi önem taşımaktadır." - Prostat kanserli hastaların cinsel yaşamı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal ise prostat kanserinde hastanın hekimiyle uyumlu olması gerektiğini dile getirdi. Yardımcı ilaçlar ve ameliyatlarla cinsel yaşamın sürdürülmesinin mümkün olduğunu ifade eden Çal, "Prostat kanserim var. Cinsel hayatım da ölüyor, kendim de ölüyorum' diye bir şey yok. Bir iyileşme dönemi var, arkasından bunu çözecek şeyler de var" dedi. Böbrek kanserine de değinen Çal, 2000'li yıllarda yüzde 35 oranında erken teşhis konduğunu, ultrasonun yaygınlaşmasıyla bugün bu oranın yüzde 1980'lere yükseldiğini kaydetti. Her yıl yaklaşık 10 bin kişiden birinin böbrek kanserine yakalandığı ve 30 bin kişiden birinin öldüğünü bildiren Çal, "Böbrek kanserleri çoğunlukla kimyasalların ya da dış etkenlerin etkisiyle meydana gelir. Sigara kullanımı da böbrek kanseri riskini yüzde 40 oranında artırır"diye konuştu. - Mesane kanserinde en önemli etkenler sigara ve tarım işçiliği Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talha Müezzinoğlu da mesane kanserinde en önemli etkenlerin başında sigara ve tarım işçiliği geldiğini kaydetti. Ege bölgesinde yürüttüğü bir çalışmada tarımsal alanlarda kullanılan kimyasal ilaçların tarım işçilerinde mesane kanseri riskini yükselttiğini ve bu bölgede çok sık rastlandığını bildiren Müezzinoğlu, idrar kesesi kanserinde de ilk bulgunun böbrekte olduğu gibi idrardan kan gelmesi olduğunu ifade etti. "İdrarında en ufak kan gören birisi mutlaka üroloji hekimine gitmelidir" diyen Müezzinoğlu, "Diğer kanser türlerinde belki de erken tanı idrar kanserindeki kadar önemli değildir ama gözden kaçırıldığında organın alınmasına ve yaşamın sonlandırılmasına kadar bir aşamaya gidiyor. En önemli konu sigaradır. Bu nedenle sigara bırakılmalıdır" diye konuştu.