11. yaşta çocuk eğitimi

Okul çocuğu öğretmenden daha güçsüzdür. Öğretmen kendi gücünü çocuğun üstünde bir baskı olarak kullanıyor ise o öğretmen çocuğa zarar veren bir öğretmendir.

Çocuk ise böylesi bir öğretmenin zararına uğramak üzere daha çok ders çalışmak ve duygularını da bastırmak zorunda hisseder kendini. Böylesi bir durum çocuğun okul başarısını artırsa da, duygusal gelişimine engel olur. Çocuk kendi gibi olmak yerine, öğretmeninden zarara uğramamak için, onun istediği gibi olmaya gayret eder. Kendi gibi olamamak bir çocuğun başına gelebilecek en sorunlu durumdur. Zira bütün kişilik bozukluklarının özünde "kendilik bozukluğu" olduğu unutulmamalıdır. Bu dönemde öğrenme ya iç motivasyon ile ya da dış motivasyon ile gerçekleşir. Dış motivasyonlar, ceza ve mükafattır. Dış motivasyon ile gerçekleşen öğrenmelerin özünde "kaygı" vardır ki kaygı kalıcı öğrenmeye engel olur. İç motivasyon ise üç basamakta gerçekleşir. Birinci basamak "merak"tır. Çocuk yeni bir şeyle karşılaştığında merak duyar. Merak bir işin ne olduğunu bilmeye dair öğrenme isteğidir. Merak duygusu zedelenmez ise çocuk merak ettiği işi yapmak için heves duyar. Heves merak ettiği işe katılma, o işle bütünleşme çabasıdır. Çocuk heves ettiği işi yapmayı başarır ise bir sonraki işi de yapmak için istek duyar. Bu istek çocuğun sürekli öğrenmesini sağlar. Eğer çocuğun iç motivasyonuna müdahale edilir ise, hevesi kaçar, isteği söner.

Reklam
Reklam

Öğretmen öğrencisinde, öğreteceği konuya karşı merak uyandırmalıdır. Merakını sürdürmek için heves ettiği şeyleri çocuğa sunmalı, çocuğun heves ile yaptığı işlere karışmamalıdır. Yapamadığından dolayı ne cezalandırılmalı ne de yaptıklarından dolayı aşırı müfakatlandırılmalıdır ki istek devam etsin. Birçok eğitimci "ödev" adı altında anne ve babalara öğretmenlik görevi vermektedir. Böylesi eğitimciler, çocuk okulda başarısız olduğunda "ödevlerini yapmıyor ki" diye de gerekçe üretirler. Halbuki çocuk ödev ve anne-baba ile değil, okulda öğretmen ile öğrenir. Burada öğretmenler çocuğun gelişimi için bu konularda daha dikkatli olmalılardır. Kişiliğin en önemli yanı, çocuğun yapabildiği kadarına razı olmaktır. Yapabildiklerinin kabul edildiğini gören çocuklar, daha çok yapabilmek için kendilerinde güç hisseder. Çocuğa hedef vermek adına 1 yapabilen çocuktan 5 istemek belki çocuğu hırslandırabilir ancak böylesi çocuklar hırs ile başarıyı yakalasalar da bir süre sonra tükenirler. Tükenmişliğe düşmüş çocuklarda görülen en belirgin özellik, agresiflik ve tepkiselliktir.

Reklam
Reklam

Okul yaşamını çekici yapan yönlerinden bir tanesi yeni arkadaşlıklar kurmaktır. Bu dönemdeki çocuklar başkaları tarafından sevilmek, oyun ve etkinliklere kabul edilmek ister. Çevresi tarafınca kabul görmek onun için önemlidir. Ve kurduğu arkadaşlıklar sayesinde aile dışından başkaları ile iletişim kurmak onların düşüncelerinin ve ufkunu genişlemesine yardımcı olur. Yeni bir sosyal çevre çocuğun zihinsel ve sosyal gelişimi için oldukça önemlidir. Son çocukluk dönemlerindeki 8-12 yaşlar arasındaki bu dilim "gruplaşma dönemi"nin hazırlayıcısı olarak bilinir. Böylelikle çocuklar gruba dahil olma bilinci geliştirir ve grup başarısı, kişisel başarıdan ağır basar. Bu da çocuğun sosyal yönünü oluşturur.