12 Kasım Deprem Anıtı'ndaki Tahribat Tepki Çekti

Mutlu YUCA-Murat KÜÇÜK/BOLU,(DHA) - BOLU'da, 12 Kasım 1999'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybeden 48 kişi anısına yaptırılan deprem anıtının tahrip edilip, çeşitli yazılarla kirletilmesi tepki çekti. 12 Kasım 1999'da merkez üssü Kaynaşlı olan 7.2 büyüklüğündeki depremde Bolu'da 48 kişi hayatını kaybetti, 353 kişi yaralandı. Geçen 17 yılda kentte depremin izleri silinirken yaşamını yitirenler için Azerbaycanlı ünlü heykeltraş Said Rüstem'e deprem anıtı yaptırıldı. Umutkent Mahallesi'nde altı müze, üzeri ise anıt olan '12 Kasım Deprem Anıtı ve Müzesi', 2001 yılında açılarak hizmete girdi. Anıtın altında yer alan deprem müzesinde yaşanan rutubet ve su sızıntısına önlem alınamadı. Her yıl tartışmalara neden olan deprem müzesi, 11 yılın sonunda kapatılarak anıtın yaklaşık 50 metre yanındaki prefabrik bir binaya taşındı. Müzedeki 12 Kasım depremine ilişkin fotoğraf, gazete haberleri ve diğer dökümanlar prefabriğe taşınırken, müzenin girişinde depremde ölenlerin isimlerinin yer aldığı mermer levhalar taşınamadı. Depremin 17'nci yıldönümünde, girişi demir kapılarla kapatılan müzenin üzerindeki deprem anıtının içler acısı hali dikkat çekti. Anıtın üzerindeki yazılar, anıtı çevreleyen beton kısımlardaki tahribat görüntü kirliliğine yol açtı. Çevrede yaşayanlar, anıtta temizlik ve düzenleme yapılmamasına tepki gösterdi. VALİ: ÖNLEM ALARAK YAŞAMAK ZORUNDAYIZ Depremin yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Vali Aydın Baruş, "Asrın felaketi olarak nitelendirilen yaşadığımız bu depremler bir gerçeği ortaya çıkarmıştır. Fay hatları ile adeta örülmüş bulunan ülkemiz ve özellikle bölgemiz deprem riski altındadır ve biz bu gerçeği gözardı etmeden gerekli olan tüm önlemleri alarak yaşamak zorundayız. Çünkü depremler her zaman olacaktır. Önemli olan bu depremlerin can kaybına yol açmaması için yeterli önlemleri almak. Bu nedenle, doğal afet olan depremin bir kez daha felakete dönüşmemesi için yaşadığımız çağın bilimsel verileri ile teknolojisini kullanarak sağlıklı şehirleşmek, doğayı doğru kullanmak, çevreyi korumak, gerek bireyler, gerek kamu görevlileri, gerekse sivil toplum kuruluşları olarak ortak sorumluluk ve duyarlılık içinde yasal düzenlemeleri ödün vermeden uygulamak zorundayız" dedi.