12 Maddede Üniversiteden Yeni Mezun Olmuş Ve Asgari Ücretle İstanbul'da Yaşamaya Çalışan Stajyer Kardeşlerimiz

Stajyer kardeşlerimiz; bu acı gerçekleri çizgi film sahneleriyle olabildiğince şirinleştirmeye çalıştık... En azından elimizi geleni yaptık :(

Ailelerinden kopamazlar.

Asgari ücret 2015'in ilk 6 ayı itibariyle 1202 TL.

Kirasıydı, faturasıydı, işyerinde giyilecek ciddi kıyafetleriydi derken; bütçeye irili ufaklı aile desteklerine ''Fena olmaz vallahi...'' gözüyle bakarlar.

E dışarıda da kopamazlar?

Çünkü eğlenmek, kafa dağıtmak falan İstanbul'da fena halde pahalıdır. İşte tam da bu yüzden genelde evde takılırlar.

Tabii bu durumda; marketlerden alınan ucuz içeceklerle envai çeşit kokteyl yapmak konusunda hızla uzmanlaşırlar. Dışarı çıkarlarsa da; arkadaşlarının konserlerinde adlarını 'kapıya yazdırırlar'.

Mekanlara girişlerin 30 TL'den başladığı bir Beyoğlu'na başka türlü nasıl dayanılabilir ki?

Reklam
Reklam

Kirayı ödeyebilmek için edindikleri ev arkadaşlarından kurtulamazlar.

Üniversitenin son yıllarına doğru yurttan çıkan ve arkadaşlarıyla bir öğrenci evi tutan bu kardeşlerimiz; ''Mezun olduktan sonra direkt 5000 TL'yle işe başlar, kendi evimi tutarım.'' diye düşünüyorlardı.

Şu sıralar çamaşır makinesi sırasının kimde olduğunu düşünüyorlar :( Fatura haftası, daha bir yıl önce geride bıraktıkları final haftalarından çok daha beterdir.

Hele mevsim kışsa, bir de alt ve üst kattakiler kombiyi yakmadılarsa; varın o doğalgaz faturasını siz düşünün... Online sipariş bile pahalı, yemekleri aylık mutfak alışverişi ile çözerler.

Restorana gitmek büyük lükstür. Online siparişte de bir kişilik öğünün 15 TL'den başladığı internet dünyamızda; tek çare en yakındaki BİM'e DiaSA'ya aylık alışverişe gitmektir.

Tabii öylesi çok daha sağlıklı, inkar etmiyoruz. Instagram'da en çok göz attıkları hesap, 'Instagram'ın Zengin Çocukları'dır.

İç ses: ''Bu insanların nasıl bu kadar parası var yahu... Acaba günlük hayatta neleri dert ediyorlardır?''Üniversiteden bıktıkları daha bir yıl olmamışken, yüksek lisans şimdiden cazip gelmeye başlar.

Üniversite hayatının aslında ne kadar dertsiz tasasız olduğunu, mezuniyetin üzerinden daha bir yıl geçmeden en dertli tasalı şekilde farkederler. Tek çare yüksek lisans gibi görünmeye başlar. Başarı hikayelerini okuyarak, bir gün çok başarılı ve zengin olacaklarına kendilerini inandırırlar.

Dünyaya damgasını vuran tüm dehaların hayat hikayelerini gerek kitaplardan, gerek internetten ezberlemiş; kendi kırılma noktaları ile ilgili hayaller kurmaya başlamışlardır.

Reklam
Reklam

İnşallah bir gün çok zengin ve başarılı olurlar, gerçekten tüm kalbimizle diliyoruz. Peki nedir bu İstanbul inadı?

Birçoğu İstanbul'a başka kentlerden üniversite okumaya gelmiştir bu kardeşlerimizin.
Üstelik taşının toprağının altın olmadığı da artık bellidir İstanbul'un.

Memlekete dönmemek ve İstanbul'da inat etmenin sebebi nedir ki?...çünkü yine de çok güzel kenttir be İstanbul!

Çünkü Ortaköy'de bir iki çay içip manzara izlemek çok daha pahalı değildir, üstelik Bebek'te yürüyüş yapmak da ücretsizdir...

Bir şekilde sevilir bu kent.