Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kalp Sağlığı ve Yaşama Sanatı" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Tayyar Saroğlu, Türkiye'de 3.5 milyon kalp hastası bulunduğunu söyleyerek, "Yılda 400 bin kroner olayı ve 250-300 bin ölüm meydana gelmektedir. 12 milyon kişi ise risk altında" dedi. Türkiye nüfusunun yüzde 35'inin 15 yaş altında olduğunu ve 5-15 yaş grubunda 150-180 bin dolayında romatizmal kalp hastalığı riski altında çocuk bulunduğunu kaydeden Sarıoğlu, "Türkiye kalp ve damar hastalıkları nedeniyle direkt ve indirekt olarak büyük bir maliyetin altındadır. Her yıl 8-10 milyar dolarlık üretim ve verimlilik kaybı oluşmakta, 10 milyar dolarlık da tıbbi harcama yapılmaktadır. Bu nedenle ülkemizin acilen ulusal kalp sağlığı politikasına ihtiyacı var" diye konuştu.
Kalp ve damar hastalıkları konusunda kamuoyunun aydınlatılması ve bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Sarıoğlu, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları ile üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve medyanın üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Kalp ve damar hastalıklarında sigaranın çok büyük etkisi bulunduğuna ve sigaraya bağlı sağlık sorunlarının yılda 200 milyar dolara mal olduğuna işaret eden Sarıoğlu, temel eğitim ve sağlık harcamalarına ise yılda 40 milyar dolar gittiğini kaydetti. Sarıoğlu, "Bu da bize eğitim çalışmalarına önem vermemiz gerektiğini gösteriyor. Düzenli egzersiz ve sigara içmemek kronik kalp hastalıklarını yüzde 30-40 azaltıyor" şeklinde konuştu.
Kalp sağlığının çocukluktan başladığını, doğru beslenme, dinamik, hareketli yaşam ve sigara ve zararlı alışkanlıklardan uzak durulmasının önemli olduğunu vurgulayan Sarıoğlu, Türkiye'de acilen sağlık bilinci oluşturulması gerektiğine işaret etti. Sarıoğlu, öngörülere göre 2020 yılının en önemli sağlık sorunlarının kalp hastalıkları ve depresyon olacağına da değindiği konuşmasında daha sonra şunları söyledi: "Yaşama sevinci ve iç huzurunu yakalamalıyız. Böylelikle stresten kurtuluruz. Çalışmak, üretmek, paylaşmak; iç huzuru ve yaşama sevincini arttırır. Egzersiz, hareketli yaşam ve sporla da stres ve depresyona karşı koymalı, güçlü kalp, dolaşım ve solunum sistemi oluşturmalı, kilo kontrolünü sağlamalı ve obeziteyi engellemeli, diyabetin önüne geçmeli, kas ve kemiklerimizi güçlendirmeli ve kanser riskini azaltmalıyız. Beslenmemize de büyük önem vermeliyiz. Çevre, sağlıklı sosyal ilişkiler, çalışma ve başarma azmi de kalp ve damar hastalıklarının düşmanıdır. Bu nedenle yaygın, etkin, hızlı, sistematik ulusal bir politika gerekli"
Sarıoğlu, kalbin, sevgi, merhamet, dostluk, vefa, adalet, güven ve mutlulukla ifade edilebileceğini, kalbin sesine kulak verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.