13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Yetki Açıklaması

Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Mahkemelerin kuruluş görevi TBMM'ye verilmişken, kaldırılması görevi HSYK tarafından verilebilir. TBMM'nin mahkemelerin kapatılması şeklindeki yasal düzenlemesi HSYK'ya verilen yetkinin gaspı niteliğindedir" açıklamasında bulundu.Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, Silivri’de gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada mahkemenin Ergenekon davasında tahliye taleplerinin değerlendirilmesi konusunda tek yetkili olduğu belirtildi.Açıklamada, “6526 sayılı yasanın 1. Maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14. Maddenin 5. fıkrasında halen yargılaması devam eden ve kovuşturma süreci tamamlanmamış bulunan davalarla ilgili olan hususlarda dosyaların devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, devredilen dosyalar ile ilgili koruma tedbirleri ile ilgili karar vermeye bu mahkemelerin bulunduğu yer hakim ve mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmektedir. Mahkememizin 2009/191 esas sayılı dosyası, 05.08.2013 tarihinde 2013/95 karar sayı ile karara bağlanmış, kovuşturma süreci tamamlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin 06.03.2014 tarih ve 2014/912 başvuru sayılı kararının "c" bendinde açıkça tahliye hususunda karar verilmesi amacıyla mahkememize gönderilmesine karar vermiştir” denildi.Özel yetkili mahkemelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kapatılamayacağının belirtildiği açıklamada, "Mahkemelerin kuruluş görevi, Anayasanın 142. maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilmiş bir görev iken, Anayasanın 159/8 maddesi uyarınca, bir mahkemenin kaldırılması görevinin ise münhasıran Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması teklifi ile bağımsız Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından verebileceğini düzenlemiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin mahkemelerin kapatılması şeklinde yapılan yasal düzenleme Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na verilen yetkinin gaspı niteliğindedir. Kanunun uygulamasının istenilmesi, Anayasanın 137 maddesinin 1. fıkrasına göre kanuna aykırı emir niteliğindedir. Zira Anayasanın 137. maddesinin 1. Fıkrası "Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmek ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz” hükmünü içermektedir. Mahkememiz yasal bu emrin Anayasanın 152. Maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine Anayasaya aykırılık başvurusunda bulunmuştur" ifadeleri kullanıldı.TBMM'nin 6526 sayılı yasanın 1. Maddesi ile yaptığı kanuni düzenleme ile özel yetkili mahkemeleri kaldıramayacağının savunulduğu açıklama şöyle devam etti:"Görev yapan hakimlerin yetkilerinin de ayni şekilde bağımsız Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından değerlendirilmesinin gerektiği, bu sebeple, mahkememizin koruma tedbirleri konusunda yetki ve görevinin devam ettiği şeklinde değerlendirme yapılmıştır. Bu sebeple, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru sonucu verilen hak ihlali değerlendirmesini inceleme, verilen kararda bahsedilen gerekçeli kararın onbeş gün içerisinde neden yazılmadığı hususu ile tahliye talebinin değerlendirilmesi yetkisinin mahkememizde olduğu sonucuna varılmıştır. Mahkememizin yaptığı bu değerlendirmelerin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının benimsediği güçler ayrılığı prensibinin bir yansıması olduğu, 1982 Anayasasının 138. maddesine de uygun olduğu görülmüştür".