Eşinden boşandıkan sonra 3 çocuğu ile birlikte yaşamaya başlayan Sabiha Tunç'un en küçük oğlu Hüseyin Nasrullah Çelik, geçen yıl doğum günü olan 30 Temmuz günü Esentepe Mahallesi'ndeki evlerinden çıktı ancak geri dönmedi. Yapılan kayıp başvurusu üzerine polis, çocuğu bulmak için çalışma başlattı. Bölgedeki güvenlik kameralarından çocuğun son olarak mahallede marketi bulunan Murat Çekiç (36) ile olduğu belirlendi. 'Çocuk istismarı' suçundan sabıkalı olan Çekiç'in kenti terk ettiği saptandı. Polis peşine düştüğü Murat Çekiç'i 3 Ağustos 2019 günü Antalya'da yakaladı. Gözaltına alınan Çekiç, sorgusunda Hüseyin Nasrullah Çelik'i 6 yerinden bıçaklayarak öldürdüğünü, cesedi, Kahta ilçesine bağlı Boğazkaya köyü yakınlarındaki boş araziye attığını itiraf etti. Çekiç'in gösterdiği yerde cesedi bulunnan çocuk toprağa verilirken, katil zanlısı tutuklanarak cezaevine koyuldu.
Murat Çekiç hakkında müebbet hapis cezası istemiyle 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın geçen hafta görülen duruşmasında, sanık avukatları Çekiç'in akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi talebinde bulundu. Duruşma ertelenirken, adliye bahçesinde sinir krizi geçiren anne Sabiha Tunç, oğlunu öldüren sanığın akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürerek, cezaevinden çıkmak istediğini söyledi. Tunç, "Oğlumun katilinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Anne Tunç, her bıçak gördüğünde oğlunun öldürülmesinin aklına geldiğini anlatarak, "Bir yılı aşkın zamandır sürekli ağlıyorum. Oğlumun arkasından gözyaşı döküp duruyorum. Küçücük oğlum bıçaklanarak, öldürüldü. Her bıçak gördüğünde yaşadığı acı aklıma geliyor ve perişan oluyorum. Oğlum öldüğünden bu yana bıçak görmeye dayanamadığım için mutfağa giremiyorum. Bıçak göreceğimi bildiğim için mutfağa girmeye korkuyorum" dedi.
Oğlunun katilinin en ağır şekilde cezalandırılmasını, çocuk ve kadın öldürenlerin idam edilmesini isteyen Sabiha Tunç, şöyle devam etti:
"Her bıçak gördüğümde elim- ayağım titriyor. Katilin oğlum Hüseyin’i nasıl bıçakladığı aklıma geliyor. Ben yemek yapmaktan artık nefret ediyorum, bıçak kullanmaktan nefret ediyorum. Ben kafayı yedim artık ne yaptığımı bilmiyorum. Nasıl yapacağımı bilmiyorum. Avukatları katilin akıl dengesinin yerinde olmadığını savunuyorlar ki; tahliye olsun. Peki akli dengesi yerinde değilse nasıl ehliyet alıyor, nasıl market işletiyor, nasıl evlenip çoluk çocuk sahibi oluyor? Akli dengesi yerinde olmayan insan bunları yapamaz ama bu yapıyor. Ben artık avukatların savunmalarını dayanamadım ve adliye bahçesinde isyan ettim. İdamın gerçekten gelmesini istiyorum. Bu çocuk katillerinin, kadın katillerinin idam edilmesini istiyorum. İdam gelsin bu katiller sorgusuz idam edilsin. Bir daha böyle şeyler olmasın, annelerin içi yanmasın. Çünkü benim içim cayır cayır yanıyor. Ben ne yaparsam yapayım içindeki ateşi söndüremiyorum."
(DHA)