14 yılın annesi

Kimi anne babası tarafından bakılamayacağı düşünülüp, kimi belki bir cami avlusu belki de bir evin önüne bırakılan bebekler, 14 yıldır gönüllü anne Füsun Şener'in şefkatli omuzlarında sevgiye doyuyor.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Keçiören'deki Atatürk Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurdu'nda kalan bebekleri, Gaziosmanpaşa'dan yaklaşık bir saat yol katederek 14 yıldır her perşembe ziyaret eden Şener, büyük bir sevgiyle bebeklerin bakımını üstleniyor.

Bebeklere biberonlarla mama yediren, altlarını değiştiren, gazını çıkaran, banyolarını yaptırıp, onlarla konuşan, oyunlar oynayan Şener, bir annenin bebeğiyle paylaşabileceği bütün güzellikleri yuvadaki bebeklerle yaşıyor.

Kimsesiz bebeklere bakmaya nasıl karar verdiğini anlatan Şener, 14 yıl önce ikiz oğulları ortaokula başladıktan sonra kendini yalnız hissettiğini, bebekleri çok sevdiği için de yuvaya gelmeye karar verdiğini söyledi. Kurum müdürüyle görüştükten sonra haftada bir gün 0-6 aylık bebeklerin olduğu bölümde onlara anne sevgisi vermeye çalıştığını dile getiren Şener, yuvadaki çocuklara ilk bakmaya geldiği günü “hem çok sevinçli hem de şaşkındım. Heyecandan bakıcı annelere hep 'o çocuk nereden geldi, bu neden gelmiş' diye soruyordum” sözleriyle anlattı.

Reklam
Reklam

Bebeklere bakmaya başladıkça tamamen onlara odaklanmaya başladığını, artık hangi bebeğin neden, nasıl ya da nereden geldiklerini sormanın aklına bile gelmediğini ifade eden Şener, onlara en çok nasıl sevgi verebileceğini düşünmeye başladığını kaydetti.

“GELEMEDİĞİM ZAMAN SUÇLULUK DUYGUSUNA KAPILIYORUM”

Kimsesiz bebeklerin ihtiyaçlarını karşılarken çok mutlu olduğunu vurgulayan Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bebeklere bakarken içim doluyor. Çok güzel şeyler yaptığımı hissediyorum. Buradan çıkarken evime sanki kanatlanmış gibi gidiyorum. Hem ruhen çok huzur dolu gidiyorum hem de manevi olarak çok mutlu oluyorum. Başkalarını mutlu etme, onlarla birşeyler paylaşmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu yaşıyorum.
Onlara bakarken, ihtiyaçlarını karşılarken anneleri gibi hissediyorum. Bebekleri çok seviyorum. Burada 6-12 aylık ya da daha büyük olan bebekler de var ama ben 0-6 aylık bebeklere bakmaktan daha çok mutlu oluyorum.”

Herkesi bu duyguyu yaşamaya ve yuvalardaki çocuklar için bir şeyler yapmaya davet eden Şener, bebekleri sevenlerin mutlaka yuvalara gelmelerini tavsiye etti. Ancak insanların yuvadaki bebekler için zaman ayırması ve mutlaka düzenli olarak çocukları ziyaret etmesi gerektiğine işaret eden Şener, çünkü bakıcı annelerin her perşembe kendisini beklediğini ve hatta çocukların banyo gibi bazı ihtiyaçlarını onun geldiği güne programlayabildiklerini ifade etti.

Reklam
Reklam

Kendisinin 14 yıldır her perşembe çok önemli bir iş çıkmadığı sürece mutlaka bebekleri ziyarete geldiğini belirten Şener, “Allah'tan bugüne kadar hiçbir mani çıkmadı ve bebekleri düzenli olarak ziyaret edebildim. O yüzden de çok mutluyum. Hem aileme hem de çevreme güzel bir örnek oldum. Perşembe günü bir aksilik olup da gelemediğim zaman kendimi çok huzursuz hissediyorum. Suçluluk duygusu kapılıyorum” diye konuştu.

Bir dönem çocuklarını da yuvaya getirdiğini anlatan Şener, oğullarının çocuklarla oyun oynadıklarını ya da onlara ders çalıştırdıklarını anlattı. Şener, ancak üniversiteyle birlikte çocukların sorumlulukları arttığı için bir süredir yuvaya gelemediklerini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz