16 Ameliyata Rağmen Moral Deposu

İZMİR, (DHA)- İZMİR'de 32 yaşından bu yana kanser dahil çeşitli hastalıklar nedeniyle 16 kez ameliyat olan 61 yaşındaki Semra Demircigil, yaşam mücadelesi ile örnek oldu. Kanser nedeniyle göğüsleri alınan Demircigil, “Yaşadıklarım, rahatsızlıklar nedeniyle adeta bir enkaza dönmüştüm. Bayraklı Belediyesi’nin kursuna başlamamla insan olduğumu hatırladım. Herkes peruk takarken ben erkek gibi sokağa çıktım. Rujumu sürdüm, küpemi taktım. Çocuklarıma, hayata sımsıkı sarıldım. Hiçbir zaman hastalıklarımın arkasına sığınmadım. Ölümüm kanserden olmayacak" dedi.
Semra Demircigil, 29 yaşında göğsünden kan gelmesiyle doktora gidince kanser olduğunu öğrendi. Önce sol sonra sağ göğsünde ortaya çıkan kötü huylu tümör, iki göğsünü de kaybetmesine neden oldu. İki çocuğu olan Demircigil, şunları anlattı:
"Doktorum iki göğsümün de alınması gerektiğini söyledi. O an ‘yıkılmayacağım, ayakta duracağım’ dedim. Çünkü 2 çocuğum vardı. Ameliyat oldum. Tedaviye sarıldım. Saçımı, kaşımı her şeyimi kaybettim. Ama hep ‘Yılmayacağım’ dedim. Bu hastalık beni yıldıramadı da. Herkes peruk takarken ben erkek gibi sokağa çıktım. Rujumu sürdüm, küpemi taktım. Çocuklarıma, hayata sımsıkı sarıldım. Çevrenin baskısıyla bir takım yıpranmalarım oldu. ‘Ne oldu, görebilir miyiz, geçti mi. Neden saçın döküldü?’ dediler hep."
YAPAY GÖĞÜS YAPTILAR
İki göğsünün alınmasıyla zor günler geçiren Demircigil, “İlk başlarda zorlandım. ‘Eşimin karşısına nasıl çıkacağım’ dedim. Doktorum, ‘sana kendi dokularından bir göğüs yapalım’ teklifinde bulundu. O zaman çok mutlu oldum. Yapay göğüs yaptılar. Kendime baktığımda ‘benim göğüslerim var’ diyorum" dedi. Meme kanseri daha sonra pankreasına sıçrayan ve ameliyat olan Demircigil, kanser hastalarına moralli olmalarını önerdi. Bayraklı Belediyesi’nin Manavkuyu’da açtığı nakış kursuna devam eden burada kurduğu arkadaşlıklar ve ortamla moral bulduğunu söyleyen demircigil, şöyle konuştu:
"Buraya gelirken elimde baston, omzumda omuzluk vardı. Düşmüştüm. Kolumu kullanamıyordum. Beni kursa aldılar. 3 gün sonra yaşadığımı, insan olduğumu hissettim. O gün bugün kolumu kullanabiliyorum. Kendimi topluma kazandırdım. Yeni arkadaşlarım oldu. Bayraklı Belediyesi’nin etkinlerine karıştırdım. Buranın bize verdiği avantajlar bize altın tepside sunulduğunu hissediyorum. Bunların kıymetinin bilinmesini gerekiyor. Bu yaşıma kadar 16 kez bıçak altına yattım. Hiçbir zaman hastalıklarımın arkasına sığınmadım. Hayat güzel. Ölümümü kanserden olmayacak. Ben kansere hiçbir zaman yenilmeyeceğim. O bana yenik düşsün. Bu kurslarla hayata bağlandım."