16 farklı kişiliğiyle dünyayı şoka uğratan kadın her şeyi uydurduğunu söylemişti...

1973’te yayınlanan Sybil adlı kitabın ana karakteri olan Shirley Mason, 16 farklı alter egoya sahip olarak tüm dünyayı şaşkınlığa uğratmıştı; ancak hepsinin sahte olduğunu itiraf etmişti.

1973 yılında dünya, 16 farklı kişiliğe sahip olan Shirley Mason adlı kadının hikayesi ile şoka uğramıştı. Ancak Mason bir keresinde her şeyin bir taklit olduğunu itiraf etmişti.

Sally Field’ın canlandırdığı, Sybil’in 1976’da yayınlanan televizyon uyarlaması 40 milyondan fazla insan tarafından izlenmişti.

Çoklu kişilik bozukluğu veya dissosiyatif kimlik bozukluğu adı verilen oldukça nadir karşılaşılan bu durum hakkında bugün bile çok az şey biliniyor.

HER ŞEY BİR KİTAPLA BAŞLADI

Psycho ve Split gibi ünlü filmler de, çoklu kişilik bozukluğu yaşayan karakterleri odağına alsa da, her şey 1973 yılında Sybil: The True and Extraordinary Story of a Woman Possesed by Sixteen Separate Personalities adlı bir kitapla başladı.

Reklam
Reklam

James McAvoy, 2016 yapımı film Split’te çoklu kişilik bozukluğu yaşayan bir karakteri canlandırıyor.

Bu çok satan kitap, gerçek adı Shirley Mason olan kadının psikoanalist Cornelia Wilbur’la birlikte 50’ler ve 60’lar boyunca yaşadıklarını konu alıyor.

Minnesota’d büyüyen Shirley yıllar içinde evinin yanacağına, kitaplardan hastalık kapacağına dair tuhaf kaygılarla dolu genç bir kadına dönüştü.

Shirley Mason, mantıksız korkuları olan kaygılı bir kadına dönüştü.

Shirley, Dr Wilbur ile olan ilk randevularından birinde New York’un farklı bir bölgesinde bir antikacı dükkında gözünü açtığını ve oraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikri olmadığını iddia etti. Dr Wilbur ise genç kadının etrafından saatlerce habersiz bir durumda olabileceği “füg aşaması” yaşadığını düşünerek ona bir sürü ilaç verdi.

Bir sonraki randevularında ise Shirley daha tuhaf görünüyordu. Kendisine sorulan ‘iyi misin’ sorularına “İyiyim ama Shirley değilim. O çok hastaydı, gelemedi. Onun yerine ben geldim” şeklinde yanıt verdi.

Reklam
Reklam

Dr. Cornelia Wilbur, hastasının farklı kişilik iddiaları karşısında ağzı açık kaldı.

Shirley, kendisini Peggy olarak tanıtmış ve tamamen farklı davranmaya başlamıştı. Yıllar içinde Dr. Wilbur, Shirley’de var olan çok sayıda farklı kişiliği ortaya çıkardı. Bu kişilikler arasında ‘sofistike ve çekici bir sarışın’, erkek bir marangoz ve küçük bir bebek gibi farklı kimlikler vardı.

16 farklı alter egonun bir listesini yapan Sybil’e göre bu kişilerin adı Victoria, Peggy Lou, Peggy Ann, Mary, Marcia Lynn, Vanessa, Mike, Sid, Nancy, Sybil, Ruthie, Clara, Helen, Marjorie ve bir ismi olmayan sadece ‘Sarışın’ olarak bilinen başka bir kişi daha.

Dr. Wilbur, Shirley’e çeşitli antipiskotikler ve amfetamin vermişti.

Zamanla bu alter egolar, Shirley’in çocuğukluğuna dair rahatsız edici detayların ortaya çıkmasını sağladı. Bu detaylar arasında Shirley’in anne ve babasını seks yaparken izlemeye zorlanması ve annesi tarafından tacize uğraması da var.

Dr Wilbur, bu fenomen hakkında bir kitap yazmaya karar verdi ve Shirley’i haftada 15 saatin üzerinde bir terapiye ikna etti. Shirley ise o noktada reçete ile alınan uyuşturucu ilaçlara karşı bağımlılık geliştirmişti.

Reklam
Reklam

Gazeteci Flora Rheta Schreiber’ın Dr Wilbur ile görüşmelerine dayanarak yazdığı kitapta Shirley, Sybil Dorsett takma adı ile anıldı.

Flora Rheta Schreiber’ın 1973 tarihli kitabı Sybil, çok satan kitaplardan biri oldu.

1973 yılında yayınlana kitabın 7 milyondan fazla satması bir heyecan yarattı ve Sally Field’ın oyunculuğu ile ekrana taşınan kitap uyarlaması dizi 1976 yılında 40 milyondan fazla kişi tarafından izlendi.

Kitapta yer alan temalar, sonraki yıllarda ülkeyi sarsacak olan “Şeytani panik” histerisinin temelini oluşturan travmatik anılar gibi psikolojik eğilimlere takıntılı olan Amerikan halkı üzerinde etkili oldu.

Birçok kişi, yazara bu kitabı okuduktan sonra kendilerinde kişilik bozukluğu olduğunu söyleyen mektuplar yazdı.

Sybil’in yayınlanmasından sonraki yıllarda özellikle kadınlar arasında çoklu kişilik bozukluğu teşhisi arttı.

1970’den, çoklu kişilik bozukluğu ile ilişkilendirilecek herhangi bir tanı sayısı 200’ün altındayken ilerleyen yıllarda bu sayıya yüzlercesi eklendi.

2015’te We Believe The Children adlı kitabı yayınlanan Richard Beck “Terapistler, çoklu kişilik bozukluğu hastalarında düzinelerce kişilik bulmaya başladı. Sonra yüzlerce kişilik bulmaya başladı. Yan kişiliklerin sayısı artıkça onları oluşturan şiddet ve tacizin vahşeti de arttı” dedi.

Reklam
Reklam

"FARKLI KİŞİLİKLERİM YOK. HEPSİ BENİM"

Ancak Sybil’de gözden kaçırılmaması gerekilen en önemli şey, Shirley’in yıllar önce her şeyi uydurduğunu itiraf etmiş olması.

1976’da yayınlanan dizide Joanne Woodward ve Sally Field rol almıştı.

Dr Wilbur’la bir terapi odasında geçen dört senein sonunda, Shirley yazdığı bir mektupta “Farklı kişiliklerim yok. Hepsi benim. Aslında yalan söyledim, biliyorum. Başlangıçta yalan söylemek istememiştim. Ama sonra bu temayı geliştirdim, işe yaradığını gördüm ve devam ettim” dedi.

Shirley, kendisini Peggy olarak tanıttığı ilk gün “perişan ve çaresiz olduğunu, saatlerce ortadan kaybolup nerede olduğuna dair hiçbir fikri yokmuş gibi davranmanın heyecan verici” olduğunu söyledi.

Kitaptan uyarlanan dizi 40 milyondan fazla insan tarafından izlendi.

Shriley itirafında ayrıca çoklu kişilik bozukluğunun gerçek olmadığına inandığını ve anlattığı cinsel taciz hikayelerinin de yalan olduğunu söyledi.

Dr Wilbur bu mektubu ‘savunmacı bir manevra’ olarak adlandırdı ve bu sayede Shirley’in ne kadar travmatize bir insan olduğunun kanıtlandığını söyledi.

Reklam
Reklam

Shirley daha sonra ikinci bir mektup daha yazdı ve orada da ilk mektubunu yazan alter egosunun suçlu olduğunu söyledi.

Uzmanlar, dissosiyatif bozuklukların travma ürünü olduğuna ve zamanla kaybolduğuna inanıyor.

Günümüzde uzmanlar, çoklu kişilik bozukluğunun travmaları ile baş etmeye çalışan insanlarda yaygı bir baş etme mekanizması olduğunu söylüyor.

Amerika Psikiyatri Derneği üyesi Dr David Spiegel “Birçoğumuz bize acı ve rahatsızlık veren deneyimlerden kurtulmak için bazı yollar deneriz. Ancak insanlar zamanla olağan bakış açılarını geri kazanırlar” dedi.

Anahtar Kelimeler: