17 Kasım İngiltere basın özeti

Hollande ve Obama'dan IŞİD'le mücadelede 'farklı yaklaşım', Paris saldırıları ve Fransa'nın Cezayir'deki sömürge savaşı ve saldırılar öncesindeki istihbarat zaafları.

Financial Times "Hollande savaş sözü verdi ama Obama daha fazla asker olasılığını dışladı" manşetiyle Paris saldırılarının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande ile ABD Başkanı Barack Obama arasında IŞİD'le mücadele konusundaki yaklaşım farkına dikkat çekiyor.

Gazete Hollande'ın dünkü parlamento konuşmasındaki "Bu savaş eylemlerine Suriye'de karar verildi ve planlandı. Belçika'da organize edildi ve bizim topraklarımızda Fransız suç ortaklarıyla gerçekleştirildi. Fransa IŞİD'le soluksuz, ateşkes olmadan savaşacak. Bu artık bu örgütü frenleme değil, yok etme meselesi" şeklindeki sözlerine yer veriyor.

Reklam
Reklam

Obama'nın farklı yaklaşımıAncak gazete, Obama'nın büyük sayılarda asker konuşlandırılması ihtimalini dışladığını ve ABD'nin Irak'ta yaşadıklarına dikkat çekerek daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsediğini yazıyor. Financial Times, Obama'nın bu tür bir saldırının sadece "ordularımız Rakka, Musul ya da Ramadi'ye yürüyemeyeceğinden değil, geçmiştekilerin tekrarını yaşatacağından bir hata olur" dediğini vurguluyor.

Independent yazarlarından Patrick Cockburn ise Hollande'ın sözlerini kast ederek "Tek silah hava saldırıları olduğu sürece bu savaş ilanının çok az etkisi olur" diyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"6 Ekim itibariyle ABD ve müttefikleri Irak ve Suriye'de 57 bin 843 sorti yaptı. Ancak bunların sadece 7,323'ü bir saldırıyla sonuçlandı. Yakıt ikmali ve keşif uçuşlarını hesaba kattığınızda bile bu, çoğu sortide uçakların hiçbir hedef bulamadan döndüğü anlamına gelir. Hedef bulamıyorlar çünkü IŞİD temelde bir gerilla örgütü. Adam ve malzemelerini camilere, okullara ve hastanelere saklıyorlar. 'Cihatçı John' lakaplı Muhammed Emwazi'nin öldürülmesi ABD ve İngiltere'nin Rakka'da muhbirleri olduğunu gösteriyor. Ancak IŞİD'in aktif ve acımasız bir istihbaratı var. Dış dünyayla iletişim kuramasınlar diye Musul'daki cep telefonu vericilerini yıktılar. Hava saldırıları IŞİD'in askeri seçeneklerini kısıtlıyor ve bazı durumlarda büyük kayıplara yol açıyor. Bunun en iyi örneği dört buçuk ay önceki kuşatması. Kobani Ekim 2014'te YPG'nin cesur direnişine rağmen düşmek üzereydi. Ancak ABD hava saldırılarıyla kurtuldu. Hava saldırıları sadece yerdeki güvenilir bir askeri müttefikin işbirliğiyle belirleyici bir etki yaratabilir. Sadece hava gücü örgütün üzerinde baskı kurabilir ama tamamen yenilgiye uğrayacakları anlamına gelmez"

Reklam
Reklam

Paris saldırıları ve CezayirYine Indenendent'ın tecrübeli yazarlarından Robert Fisk Paris saldırganlarından büyük kısmının Cezayir kökenli olmasına dikkat çekerek, saldırıları Fransa'nın Cezayir'deki sömürgeci geçmişi ve Suudi Arabistan kaynaklı Vahabi anlayışı olmadan açıklamanın imkansız olduğunu vurguluyor. Yazar şöyle devam ediyor;

"Batı ne zaman saldırıya uğrayıp, masumlarımız öldürülse genelde hafızamızı siliyoruz. Gazeteciler 129 kişinin öldüğü Paris saldırılarını anlattıklarında bize Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra görülen en büyük katliam dediler. Ancak 1961'de Fransa'nın Cezayir'deki acımasız sömürge savaşını protesto için yasadışı bir gösteri düzenleyen 200 Cezayirli'den bahsetmediler. Çoğu Fransız polisi tarafından öldürülmüş, Palais de Sports'da işkence edilmiş cesetleri de Seine Nehri'ne atılmıştı. Fransızlar sadece 40 kişiyi öldürdüklerini söylediler. Görevdeki polis müdürü İkinci Dünya Savaşı'nda Petain'in işbirliçi Vichy hükümetinde çalışırken binden fazla Yahudi'yi ölüme gönderen Maurice Papondu.50 yıl önceki bir sömürge savaşı toplu katliamı meşru kılamaz ancak Fransa'nın neden şimdi hedef alındığına dair bütün açıklamalar eksik kalır."

Reklam
Reklam

Türkiye ve Irak istihbaratının uyarılarıTimes'ın Paris saldırılarına ayırdığı sayfalarında, saldırıdan önceki istihbarat zafiyetini ele alan bir haber dikkat çekiyor.

Gazete Fransız İstihbarat Servisi DGSI'ın Başkanı'nın neden ülke dışından gelen yakında büyük bir saldırı olacağına bilgilerin neden görmezden gelindiğini açıklama baskısı altında olduğu belirtiliyor.

Başbakan Manuel Valls'ın DGSI Başkanı'nı savunduğunu söyleyen gazete, buna karşın örgütün özellikle 29 yaşındaki Fransız saldırgan Ömer İsmail Mostafai'nin gözden kaçırılması nedeniyle zor durumda kaldığını yazıyor.

Türk yetkililerin Fransız makamlarını Mostafai konusunda iki kez uyardıklarını söylediğini yazan gazete üst düzey bir Türk yetkilinin Mostafai'yi Ekim 2014'te olası "terör şüphelisi"olarak belirlediklerini ve Aralık 2014 ile Haziran 2014'te Fransızlara bilgi verdiklerini söylediğini aktarıyor.

'Paylaşmak zorunda hissettik'Sözkonusu yetkili, "Ömer İsmail Mostafai vakası istihbarat paylaşımı ve etkin iletişimin terörle mücadeleki önemini gösteriyor. Şu anda parmak doğrultup suçlama yapma zamanı değil, ancak Ömer İsmail Mostafai'nin "seyahat geçmişini" görünce kendimizi bu bilgiyi paylaşmak zorunda hissettik" diyor.

Reklam
Reklam

Haberde dört Iraklı yetkilinin de Fransa'ya IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi'nin Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı savaşan ülkelerde bombalamalar, suikastlar ve rehin alma eylemleri" talimatı verdiği uyarısı yaptıklarını söylüyor.

Irak istihbaratının Rakka'da eğitilen bir grubun Fransa'daki uyuyan bir hücreyle buluşması için gönderildiği şeklinde ayrıntılı bilgi verdiği de kaydediliyor.