ATİNA (İHA) - Yunanistan'ın önde gelen gazetesi 'To Vima'nın, DHKP-C lideri Dursun Karataş'ın yılın büyük bir bölümünü Atina'da geçirdiğini ve bu günlerde de Atina'da bulunduğunu yazmasının yankıları sürüyor.
Gazeteye göre Türk Büyükelçeliği Müsteşarı Haluk Sipahioğlu'nu 17 Kasım örgütünün yardımıyla DHKP-C öldürdü. Sipahioğlu cinayeti PKK'ya destek veren Rum Yorgiadis'in öldürülmesine misillemeydi.
Yunanistan'ın saygın gazetelerinden To Vima'nın, DHKP-C lideri Dursun Karakaş'ın Atina'da olduğunu yazmasıyla başlayan tartışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Gazete, 17 Kasım Terör Örgütü ile PKK ve DHKP-C arasında 1980'lerin ortasında başlayan işbirliğini açıkladı ve 1994'de Türk Büyükelçiliği Müsteşarı Haluk Sipahioğlu'nun 17 Kasım'da DHKP-C tarafından öldürüldüğünü yazdı. Gazeteye göre, Sipahioğlu'na düzenlenen suikast, o dönemde PKK'ya destek veren Kıbrıslı Rum'un öldürürülmesine misilleme olarak yapıldı.
Gazete, Karataş'ın Yunan polisi tarafından yakalanmış olması ihtimalini de gündeme getirdi, ancak polis henüz bir açıklama yapmadı.
Yunan gazatesinde yayınlanan haberde, 1980'li yılların sonunda uluslararası bir kimlik kazanmak isteyen 17 Kasım Örgütü'nün ilişki ağını genişletmeye başladığı anlatılıyor. Yunan polisi tarafından yakalanan 17 Kasım Örgütü'nün lideri Aleksandros Yotopulos'un verdiği ifadede de Türk ve Kürt kökenli terör örgütlerine yaklaşarak 'siyasi destek' istediğini söylediği belirtiliyor.
Yotopulos'un Türk ve Kürt kökenli örgütlerinin isteği doğrultusunda 2 ya da 3 hedefi vurabileceklerini ifade ettiği kaydediliyor.
İKİ ÖRGÜT ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ Bazı Türk ve Kürt kökenli terör örgütleri ise Yotopulos'un teklifine temkinli yaklaştı. Yotopulos'un Yunan İstihbarat Servisi EYP'in elemanı olduğunu, EYP'in tuzak kurmaya çalıştığını düşündüler. Ama 17 Kasım ve ELA, özellikle Dev-Sol ile ilişkiye geçmekte ısrar etti. Yunan polisine göre, Dev-Sol ile ilk temasa geçen örgütler 'Antikratiki Pali' (Devlete Karşı Mücadele) ve ELA (Halkın Devrimci Mücadelesi) oldu.
1980'den sonra çok sayıda solcu Türk militan Yunanistan'a geldi. Bunlar arasında Dev-Sol üyeleri de vardı. Yunanistan'ın dış politikasının etkilenmemesi için bunlar EYP tarafından takip edilmeye başlandı.
Lavrion Kampı'nda ilk dönemde Dev-Sol ile PKK arasında çatışmalar yaşandı. Bunlar kavga, dayak, bıçaklamalara dek vardı. Dönemin Kamu Düzeni Bakanı Antonis Drosoyannis o zamanlar PKK liderlerini defalarca tehdit etti. EYP, bu örgütün "Atina'daki liderliğini güvenilmez olarak" niteledi.
İşte bu yıllarda Dev-Sol, Yunan aşırı soluyla özellikle silahlı mücadele yanlısı olanlarla ilişki kurdu. İlk temas Hristos Çuçuvis'in örgütü Antikratiki Pali (Devlete Karşı Mücadele) ile oldu. Daha sonra ELA ile ilişkiye geçti. Yunan polisinin elinde 17 Kasım'ın Dev-Sol ile işbirliğinin boyutları hakkında güvenilir bilgiler hala bulunmuyor.
ANAHTAR, ARANAN KUFODİNAS Güvenlik birimlerine göre, 1990'lı yıllardaki bu temaslarda önemli rol oynayan kişi ise bugün 17 Kasım Örgütü'nün 'tetikçisi' olarak aranmakta olan 'Mitços' kod adlı Dimitris Kufodinas'tı.
Yunan makamları, Dimitris Kufodinas'ın yakalanmasıyla 7 Ekim 1991'de öldürülen Atina Büyükelçiliği Basın Ataşesi Çetin Görgü ve 4 Temmuz 1994'de öldürülen Atina Büyükelçiliği ikinci sekreteri Ömer Sipahioğlu cinayetlerinin aydınlanacağını düşünüyorlar.
PKK VE DEV-SOL İŞBİRLİĞİ Gazete 1988 öncesinde gergin olan Dev-Sol - PKK ilişkilerinin daha sonra değiştiğini ve bu örgütler arasında birlikte operasyon, ortak lojistik destek, ortak planlamanın hayata geçtiğini de yazdı. Gazeteye göre, bu yıllarda Fransa'da faaliyet gösteren 'Action Direct' ile Dev-Sol ilişkileri gelişti ve Dev-Sol üyeleri eğitim için Fransa'ya gitti. Bu kişiler daha önce PKK üyelerini eğiten, 'Remi' kod adlı kişi tarafından eğitiliyor. Gazeteye göre, polis makamları, Atina'da 1994 yılında Türk diplomat Ömer Sipahioğlu'nun, PKK yanlısı Theofilos Yeorgiadis'in öldürülmesine misilleme olarak yapıldığını düşünüyorlar. Ömer Sipahioğlu cinayetine ilişkin bilgilerin ortaya çıkmasını, 17 Kasım - Dev-Sol ilişkisinin 'anahtarı' olarak görüyorlar.
17 KASIM'DA MİLLİYETÇİ AKIMLAR Avrupa ülkelerinin güvenlik makamları da Sipahioğlu cinayeti ile 90'lı yıllar sonrasında 17 Kasım örgütünde görülen 'milliyetçi' eğilimin ortaya çıktığını ifade ediyorlar. Yunan polisinin 17 Kasım operasyonunu yakından izleyen yetkililer, bu cinayetin aydınlatılmasıyla, 17 Kasım ile yasadışı Türk ve Kürt örgütlerinin, hatta bu örgütlerin Yunanistan ve Kıbrıs'taki faaliyetlerine bazı Kıbrıs vatandaşlarının ilişkilerinin nereye kadar ilerlemiş olduğuna ışık tutacağına inanıyorlar.
Silahlı mücadele yanlısı Türk ve Kürt kökenli terör örgütlerinden arda kalan bu örgütün şimdi, Avrupa'daki harekat merkezini Belçika'dan Yunanistan'a taşıma teşebbüsünde olduğuna işaret ediyorlar. Bugün örgütün EYP'e göre 100, MİT'e göre 250 üyesi Yunanistan'da bulunuyor. Önemli faaliyetlerini ise Kuzey Yunanistan'da gerçekleştiriyor.