18 Mart 2022 tarihinde, tarihe altın harflerle yazdığımız ve vatan toprağını korumak için yüz binlerce vatan evladını şehit verdiğimiz Çanakkale destanının 107. yıl dönümü kutlanacak. Şehitlerimizin ve Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün anıldığı anacağımız bu kutlu günün anlamı ve önemi merak konusu oldu. Peki 18 Mart'ta ne oldu?
Kıymetli bir tarih olan Çanakkale Zaferi'nin üzerinden 107 sene geçti. Türk milleti destansı bir zafere imza atarak İngiliz-Fransız güçlerini Çanakkale'yi dar etmeyi başarmıştı. Binlerce kahramanlık hikayelerinin konu alındığı Çanakkale Zaferi, Çarlık Rusya'sının yıkılmasına yol açmış ve Ruslar'ın sıcak denizlere inme hayalleri suya düşmüştü.
I. Dünya Savaşının başlama sebebi ise bir Sırp gencinin Avusturya-Macaristan krallığının prensine yaptığı suikast olarak gösterilse de sonrasında yaşanan kutuplaşmalar savaşın aslında bu kadar basite indirgenemeyeceğini gözler önüne sermiştir. Bu savaşta, kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi'nde verdiği mücadele yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını etkileyecek derecedeydi. Bu cephede alınmış olan galibiyet dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir.
Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına vermiş olduğu azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir "anıtcephe" dir. Çünkü Türk ordusu üstün muharebe taktiklerini, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı usta bir şekilde kullanmıştır.
Bununla birlikte dünya harp tarihi, Çanakkale'de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine, düşmanına dahi merhamet gösterebildiğine yakından şahit olmuştur. Ayrıca dünya tarihinin zirve sayfalarına da "Çanakkale Geçilemez!" ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiğı 1 Ağustos 1914 tarihinin hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Söz konusu antlaşma, imparatorluğun eninde sonunda Almanya'nın ana gücünü oluşturmuş olduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir.
Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Fakat Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz'de Britanya donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gelmesiyle beraber bir oldubittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması'na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz'e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na da böylece savaş ilan etmiştir.
Birleşik Krallık Savaş Konseyi sektereri Albay Hankey Winston Churchill 'in de desteğiyle, 1914 senesi Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı savaş konseyine sunmuştur. Saldırılarda en güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konulmuştur. Fakat Birleşik Donanma ağır kayıplara uğramış ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kalınmıştır.