Bugünkü İngiliz gazetelerinin tümünde Türkiye ile ilgili haberlar ya da yorumlar var.
Daily Telegraphgazetesinin iç sayfalarındaki haberin başlığı, "Türkiye için vize muafiyeti anlaşmasının eli kulağında".
Gazete, Avrupa Komisyonu'nun, Türkiye vatandaşlarına yönelik sınırlamaların önümüzdeki ay sonuna dek kaldırılmasına yönelik anlaşmaya yarın yeşil ışık yakmasının beklendiğini bildiriyor.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı.
Daily Telegraph'ın Brüksel muhabiri Matthew Holehouse ile Berlin muhabiri Justin Huggler'in imzasını taşıyan haberde, Komisyon'un, Türkiye bazı önemli kriterleri henüz yerine getirmese de, vize muafiyeti yönünde tavsiyede bulunacağı belirtiliyor.
'Türkler dev bir adım atacak'**Times**gazetesindeki haberin başlığı ise "Türkler yavaş reformlara rağmen AB'yle seyahat anlaşmasını kazanacak".
Gazete, 75 milyon Türkün yarın Kıta Avrupası'na vizesiz seyahat etme yolunda dev bir adım atacağını vurguluyor.
Times'ın Brüksel muhabiri Andrew Rettmann ile Berlin muhabiri David Charter'ın imzasını taşıyan haberde, vize muafiyeti anlaşmasının, Brüksel'le daha önce varılan anlaşmanın önemli bir parçası olduğunun altı çiziliyor.
Türkiye bu anlaşma karşılığında Yunanistan'a yasadışı yollardan giden tüm mültecileri geri almayı kabul etmişti.
Times da, Türkiye'nin vize muafiyeti için gerekli 72 yasal ve siyasi kriterden tümünü henüz yerine getirmediğine dikkat çekmiş.
Gazetesi bugünkü başyazısında ise AB'nin mülteci krizinin çözümü için Türkiye'yi ödüllendirdiğini ancak Ankara'dan karşılığında çok az şey aldığını yazıyor.
Times'ın başyazısının başlığı, "Ankara'yı tatmin etmek".
Gazeteye göre Avrupa büyük bir göç krizi ile yüz yüze ve Almanya Başbakanı Angela Merkel de krizi, çözmek yerine Türk hükümeti ile işbirliği yaparak ağırlaştırıyor.
Times: Ankara'ya taviz vermek mülteci krizini çözmez'Davutoğlu Erdoğan'a danışmadı'**Financial Times**gazetesi ise Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevinin Avrupa Birliği (AB) ile varılan vize anlaşması nedeniyle tehlikede olduğunu yazdı.
Financial Times'a göre, Davutoğlu ile gücünü daha da pekiştirmek isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında anlaşmazlık olduğu yönündeki haberler artarken, Başbakanın AB ile anlaşma girişimi de bunda etkili oldu.
Gazetenin haberi, Financial Times'ın İstanbul'daki muhabiri Mehul Srivastava ile Brüksel'deki muhabiri Alex Barker'ın imzalarını taşıyor.
Financial Times muhabirleri Başbakan Davutoğlu'nun Mart ayında AB'ye, Yunanistan'a geçen tüm göçmenleri almayı teklif etmesinin Almanya Başbakanı Angela Merkel'i şaşırttığını, Avrupa'nın göç krizinde de gidişatı değiştirdiklerini belirtiyor. Haber şöyle sürüyor:
"Bu, sürpriz bir siyasi manevraydı. Çünkü Sayın Davutoğlu bu konuda, Türkiye'deki en güçlü kişiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a danışmamıştı."
Financial Times'a konuşan üst düzey bir AB yetkilisi de Türkiye ile 6 ay boyunca yürütülen görüşmelerde Erdoğan'ın sürecin parçası olmadığı dönemlerden geçildiğini söylemiş.
'Davutoğlu'nun görevi, vize anlaşması yüzünden tehlikede''Erdoğan cadı avıyla suçlanıyor'**Guardian**gazetesinin iç sayfalarındaki haberin başlığı ise "Medyadaki eleştirel kesimler susturulurken, Erdoğan cadı avı ile suçlanıyor".
Gazetenin Orta Doğu muhabirlerinden Kareem Shaheen, Türkiye'de bazı gazetecilerin ülkede 80'li yılların başındaki askeri yönetiminden bu yana basının hiç bu kadar baskı altında olmadığını söylediklerini aktarıyor.
Guardian'a konuşanlardan Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar şunları söylemiş:
"Türkiye gazeteciler hiç cennet olmadı ancak elbette hiç bu kadar cehennem de olmamıştı. Bugünlerde Türkiye'de gazeteci olmak her zamankinden de tehlikeli, cesaret ve özgüven gerektiriyor.
"Türkiye'de yaşananlar bir nevi cadı avı. Tıpkı ABD'de 1950'li yıllarda görülen McCarthycilik gibi.
"Erdoğan sultan olmak istiyor. Üstelik sadece Türkiye'nin değil, tüm bölgenin. O nednele her tür eleştiriyi durdurmak istiyor. Bu da elbette siyasi bir mücadelenin parçası...Erdoğan eleştiriden nefret ediyor ve bu nedenle Türk hapishaneleri dolu."
"Eğer Erdoğan'ın Türkiyesinde gazeteciyseniz; ya hapistesinizdir, ya zanlısınızdır, ya da işsiz. Gelecekte sürgünde Türk basını olacak."