Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Ticaret savaşlarının giderek şiddetlendiği günümüzde, yöresel ve geleneksel ürünlerimizle uluslararası ticaretten aldığımız payı artırmamız mümkün. Ankara’dan dünyanın 20’ye yakın önemli merkezine doğrudan uçuş sağlıyoruz. Bu konudaki çalışmalar yerli ve yabancı tüm kamuoyunda da yankı buldu" dedi.
2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi Ankara başladı. Zirvede konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye’nin coğrafi işaretli ürün potansiyelinin fazlalığına dikkat çekti. Baran, "Asya ile Avrupa arasında ’bereketli hilal’ içerisinde yer alan Türkiye, farklı mikro klimaları, geniş tarımsal topraklarıyla zengin biyolojik çeşitliliğe sahip bir ülke. Her yıl, yabancı turistlerle birlikte 100 milyondan fazla insanı besleyen Türkiye’de hemen her yöre kendine has geleneksel ürünleriyle de biliniyor. Hatay’ın ipeği, Taşköprü’nün sarımsağı, Siirt’in battaniyesi, İpsala’nın pirinci gibi 440’ı coğrafi işaret tescili almış 2 bin 500’ü aşan sayıda ürünümüz mevcut. Küresel bir köy haline dönen dünyada, tüketim trendleri fabrikasyon üretimlerden, yerel ve geleneksel ürünlere kayıyor. Bu ilgi, beraberinde devasa bir ekonomi oluştururken, üretim kaynağı olan yöreleri kalkındırıyor, yeni iş ve istihdam alanları sağlıyor" dedi.
"Maksadımız, bereketimizi ekonomik değere dönüştürmek, üreticiden başlayan silsileyle katma değer oluşturmak"
Coğrafi işaretli ürünlerin bugün dünyada toplam 200 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaştığını ifade eden Baran, "Ticaret savaşlarının giderek şiddetlendiği günümüzde, yöresel ve geleneksel ürünlerimizle uluslararası ticaretten aldığımız payı artırmamız mümkün. İtalya’nın parmigiyano ve Fransa’nın da comte peyniri, sadece bu iki ürün yıllık 1,5 milyar avro gelir, 50 bin kişiye de istihdam sağlıyor. Edirne’den Kars’a tamamı bu toprakların bereketini yansıtan 440 coğrafi işaret tescilli ürünümüz var. Bunlardan sadece üçü Avrupa Birliği’nden tescil almış durumda. Yerel ve geleneksel ürünlerimizin Avrupa’da tescillenerek uluslararası pazara açılması durumunda yıllık 20 milyar dolarlık bir katkı sağlayabileceği belirtiliyor. Yerel üretimin gelişmesi, istihdamın artması, göçün önlenmesi ve katma değerin eşit dağılımı da konunun diğer faydaları. İşte Cumhuriyet’le aynı yıl kurulan Ankara Ticaret Odası olarak, o ilçe bu belde demeden ’kültürel parmak izlerimiz’ olan coğrafi işaretli ürünleri gündeme getiriyoruz. Türkiye’nin ikinci büyük Odası olarak maksadımız, bereketimizi ekonomik değere dönüştürmek, üreticiden başlayan silsileyle katma değer oluşturmak" diye konuştu.
"Büyükelçiler, direkt uçuş taleplerini bize iletir hale geldiler"
Ankara’dan direk yurt dışına uçuşlarla ticaretin önündeki ulaşım engelinin aşıldığını sözlerine ekleyen Baran, "Coğrafi olarak Türkiye’nin ortasında bulunan Başkent Ankara, tüm yolların kesişme noktası ve hızlı trenin merkezi. Anadolu’nun her yöresinden hava yoluyla da, kara yoluyla da, raylı ulaşımla da şehrimize ulaşmak çok kolay. Göreve geldiğimizden bu yana, şehrimizden dünyaya kolay ulaşımı gündemimize aldık. Üç yıldır Ankara’dan yurt dışına uçuşların artması için çalışıyoruz. Çok şükür, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle bu alanda çok önemli bir mesafe kat ettik. Ankara’dan dünyanın 20’ye yakın önemli merkezine doğrudan uçuş sağlıyoruz. Bu konudaki çalışmalar yerli ve yabancı tüm kamuoyunda da yankı buldu. Hatta o kadar ki, ticareti geliştirmek için diyalog kurduğumuz büyükelçiler, direkt uçuş taleplerini bize iletir hale geldiler. Ticaretin ilk adımı ulaşımdı. Şimdi direkt gittiğimiz yerlere üyelerimizin ihracat yapabilmesi gayreti içindeyiz. Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi, tüccarlarımız dünya pazarında ticaret yapsın ve şehrimiz ve ülkemiz ekonomik alanda, dünya başkentleriyle ve gelişmiş ülkelerle yarışsın diye yapılıyor" dedi.