İngiliz Guardian gazetesi Yunanistan'da 3 hafta sonra bugün yeniden açılacak bankalarda izdiham çıkabileceğini yazıyor.
Guardian, mevduat sahiplerinin bankalardaki kasalarını boşaltmak için uzun kuyruklar oluşturmalarının beklendiğini bildiriyor.
Rob McSweeney imzalı haberde, Yunanistan'da para çekme limitinde esnekliğe gidildiği belirtiliyor.
Ülkede daha önce günde 60 euro olan bu limit artık haftada 420 euro olacak. Yurt dışına para gönderilmesine yönelik kısıtlamalar aynen sürüyor.
Mevduat sahiplerinin banka kasalarındaki para ise sermaye kısıtlamaları kapsamına girmiyor.
Guardian'a konuşan banka yetkilileri, müşterilerinin kasalarından istedikleri miktarda para çekebileceğini söylüyor. Ülkenin en büyük üçüncü bankası EFG Eurobank'tan bir yetkili, "Çok sayıda kişi bankalardaki kasalarının açılmasını isteyecek" diyor.
Yunanistan'da mali sistemin çökmesinin önlenmesi için banakların 29 Haziran'da kapatıldığını ve bu tarih öncesi bankalardan 1 milyar 600 milyon euro para çekilen günler olduğunu hatırlatıyor Guardian.
Gazete, Yunanistan Bankalar Birliği Başkanı Louka Katseli'nin ise halka, yastık altlarında tuttukları paraları bankalara yatırma çağrısında bulunduğunu belirtiyor.
Guardian'ın haberinde, Katseli'nin Yunan Skai televizyonuna yaptığı açıklamasından şu ifadeler yer alıyor:
"Gelin hep beraber ekonomimize yardım edelim. Eğer paralarımızı hiçbir şekilde güvenli olmayan evlerdeki kutularımızdan çıkarır ve bankalara yatırırsak, likiditeyi artırarak ekonomimizi güçlendirmiş oluruz."
Financial Times gazetesi ise Yunanistan'da banka şubelerinde güvenlik önlemlerinin artırılacağını ve çalışma saatlerinin uzatılacağını yazıyor.
Gazete Yunanistan'da, Euro Bölgesi'nden muhtemel çıkış ya da bankacılık sektörünün çökebileceği korkusu nedeniyle Ekim ayından bu yana bankalardan çekilen para miktarının 35 milyar eurodan fazla olduğunu hatırlatmış okuyucularına.
'İngiltere IŞİD'e karşı cepheye asker sürmek zorunda'İngiliz Daily Telegraph gazetesinin bugünkü manşeti, "İngiltere IŞİD'i yenmek için cepheye asker sürmek zorunda".
Bu tespit, eski İngiltere Genelkurmay Başkanı Lord Richards'a ait.
Daily Telegraph'ın manşet haberinde, Lord Richards'ın dün BBC'ye yaptığı açıklama yer alıyor.
Richards ülkesinin, IŞİD'in mağlup edilmesi için cepheye askerler ve tanklar gönderilmesinin zorunlu olduğunu "er ya da geç" kabul etmesi gerektiğini söylüyor.
Daily Telegraph, Britanya hükümetinin örgüt ile mücadele stratejisinin, Irak güçlerinin ve ılımlı Suriyeli muhaliflerin eğitimine dayandığını hatırlatıyor. Lord Richards ise bu stratejinin "ne yazık ki etkisiz" olduğunu belirtiyor.
Gazete, Lord Richards'ın şu sözlerine yer vermiş:
"Eğer gerçekten IŞİD'den kurtulmak istiyorsak, etkin bir şekilde savaş konumunda olmamız gerek."
İngiltere Başbakanı David Cameron bugün Birmingham'da yapacağı konuşmada, ülkede radikal İslamcılar ile nasıl mücadele etmeyi planladığını açıklayacak.
Daily Telegraph Cameron'ın bu konuşması öncesi dün de İngiltere'nin yakında resmen Suriye'de IŞİD'e yönelik hava saldırılarına katılacağına dair en net sinyali verdiğini vurguluyor. Cameron, ülkesinin IŞİD'im imhası için "daha fazlasını" yapmasını istediğini söylemişti.
İngiltere, Irak'ta IŞİD'e karşı düzenlenen hava saldırılarına katılıyor. İngiliz hükümetinin Suriye'deki hava saldırılarına dahil olmak için yakında parlamentodan yetki isteyeceği düşünülüyor.
Yaklaşık iki yıl önce alınmış aksi bir parlamento kararına karşın, Amerikan ordusu ile birlikte hareket eden İngiliz pilotların Suriye'de bazı IŞİD hedeflerini bombaladıkları ortaya çıkmıştı.
İngiltere Savunma Bakanı Michael Fellon'ın da bugün parlamentonun alt kanadı olan Avam Kamarası'nda yapacağı konuşmada, milletvekillerine bunun nedenini açıklaması bekleniyor.
'Cameron, Britanya karşıtı Müslümanlara karşı sıkı önlemler alıyor'**Times** gazetesi ise Cameron'ın bugün Birmingham'da yapacağı konuşmayı manşetine çekmiş.
Gazetenin manşeti, "Cameron, Britanya karşıtı Müslümanlara karşı sıkı önlemler alıyor".
Times'a göre Cameron konuşmasında, toplumla entegre olamadıkları için Britanya'da doğup büyüyen ancak kendilerini ülkeleri ile özdeşleştiremeyenler olduğunu söyleyecek. Radikal İslamcı kesimlere karşı 5 yıllık bir strateji açıklayacak. "Temel liberal değerlere düşman olan", "ayrımcılığı ve mezhepçiliği teşvik eden" kesimleri hedef alacak.
Cameron'a göre "Yahudiler güçlü ve bunu kötüye kullanıyorlar", "11 Eylül saldırılarının arkasında İsrail istihbaratı Mossad var", "Britanya, Müslümanlara tepki gösterilmesi için 7 Temmuz saldırılarına izin verdi" gibi komplo teorilerinin gerisinde de entegrasyon konusunda başarısız olunması var.
'Megaloman bir cumhurbaşkanı mı, IŞİD'in çılgınlığı mı?"**Independent** gazetesinin tecrübeli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk bugünkü yazısını Mısır'a ayırmış. Yazı Independent'ın birinci sayfasında, "Mısır'da diktatör bir yönetimi cesaretlendiriyoruz" başlığı ile verilmiş.
Robert Fisk'in yazısının başlığı ise "Nasıl bir tercih ama! Megaloman bir cumhurbaşkanı mı, IŞİD'in çılgınlığı mı?"
Fisk yazısına, Batı'nın desteklediği Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi yönetiminde çoğu siyasi suçlardan 40 binden fazla kişinin hapse atıldığını, bu kişilerin 20 binden fazlasının Müslüman Kardeşler hareketinin destekçileri olduğunu, onlardan yüzlerce kişinin de idam cezasına çarptırıldıklarını hatırlatarak başlıyor.
Daha sonra ise Mısır rejiminin düşman olarak gördüğü Müslüman Kardeşler hareketini IŞİD'le özdeşleştirmeye çalıştığını, IŞİD'in tehlikeli bir şekilde Sina Yarımadası'ndaki İslamcı güç olarak belirdiğini ve yüzlerce Mısır askerini öldürdüğünü belirtiyor Fisk ve ekliyor:
"Bu askerlerden 60'dan fazlası iki hafta önce öldürüldü. Daha sonra Kahire'de açıklama yapan bir askeri sözcü 'Sina'nın tamamen kontrolleri altında olduğunu' söyledi. Ancak Sina'da donanmaya ait bir geminin geçen hafta imha edilmesi sonrası şu soruyu sorabiliriz: Yarımadayı kim kontrol ediyor?"
Mısır'da Yüksek İdare Mahkemesi'nin ülkede grevleri yasaklaması...Mahkemenin Minufiye'de grevlere katıldıkları gerekçesiyle üç memuru "emekli edip", 14 memura da çeşitli cezalar vermesi...Karara gerekçe olarak da, "grevin İslam'ın öğretilerine ve Şeriata aykırı olduğunun" belirtilmesi. Tüm bu noktalara dikkat çeken Fisk, yazısını şöyle noktalıyor:
"Biz, Batı'da Mısır'da hepimize tanıdık gelen bu 'yeni' devleti cesaretlendiriyoruz: Oysa aterkil, diktatör, 'yabancı' düşmanların korku saldığı bir devlet bu...Mısır hükümetinin de IŞİD'i Mossad'ın kolu ilan etmesi an meselesi...Bize insanların özgürlük değil ekmek, 'terörizm' değil güvenlik istedikleri söyleniyor.
"Mısır esasında, IŞİD'in paramparça ettiği başka çok sayıda ülkenin izlediği yolu takip ediyor. Eğer insanlarınıza yeterince işkence yaparsanız, IŞİD de o yaraların üzerinde filizlenecektir.
"Sina şimdi Mısır kadar IŞİD'in de 'kontrolünde'. Cumhurbaşkanı El-Sisi'nin başsavcısının suikastle öldürüldüğü Kahire'deki saldırı ise IŞİD'in operasyonlarını Süveyş Kanalı'nın ötesine taşıdığının kanıtı. Hatta Mısır donanmasına bile saldırı düzenlenebiliyor.
"Denizin ortasında yanan o gemiyi hatırlayalım. Sisi ve IŞİD arasındaki tercihimize, içine düştüğümüz şu duruma bakın: Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık."