20 yıl önce verdiği hatır senedi için 10 yıldır mücadele ediyor

Adana’da esnaflık yapan Hayri Özçete, 20 yıl önce arkadaşı A.E.A.’nın ricası üzerine hatır için verdiği ‘açık senet’ için 10 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. Karşısına yüklü bir borç olarak çıkan senet için yurt dışından alacaklılarla mücadele eden Özçete’nin iddiasına göre, senet bir çetenin elinde. Babasının Fransız işgalinde mücadele eden önemli bir isim olduğunu söyleyen Adanalı esnaf, kendisinin de haksız yere kimseye bir kuruş vermeyeceğini söylüyor.
Adana’nın merkez Seyhan ilçesi Metal Sanayi Sitesi’nde otomobil yedek parçaları satan Hayri Özçete’nin 10 yıldır devam eden hikayesi 20 yıl önce bir arkadaşının ricası ile başlıyor. Arkadaşı A.E.A.’nın ricası üzerine açık bir hatır senedi imzalar. Anlattığına göre 10 dakika sonra geri dönen arkadaşı "O iş olmadı, senedi yırtıp attım." der. Bir süre sonra yine Özçete’nin iddiasına göre karşılıksız çek ve sahte dolar işine bulaşan arkadaşı A.E.A. yurt dışına kaçar. Kamuoyunda ‘Rahşan Affı’ olarak bilinen aftan yararlanarak tekrar yurda döner. Dönüşte de arkadaşı Hayri Özçete’yi ziyaret eder. Özçete, mahkemeye verdiği ifadesinde daha önce çok samimi olduğu arkadaşına sahip olduğu malvarlığı hakkında ayrıntılı bilgiler verir. Bu görüşmeden bir süre sonra da 10 yıl önce verdiği senetten dolayı haciz işlemi ile karşı karşıya kalır. Adanalı esnaf, tüm uğraşlarına rağmen görüşemediği arkadaşı A.E.A. birkaç yıl içinde vefat eder. 75 bin liralık borç karşısında şaşkına dönen Özçete'nin evi, işyeri ile arsalarına haciz konulur.
Özçete, bunun üzerine menfi tespit davası açıp haczi durdurduğunu söylüyor. Bulgar asıllı Shenol Ali Myrselov'un vekalet verdiği avukat tarafından işleme konulan senetle ilgili açılan dava, ticaret mahkemesinde sürüyor. Özçete, bugünkü hesaplamalara göre 700 bin lirayı bulan borcun kendisine ait olmadığını söylüyor. Arkadaşının hatır senedini yırtıp atmadığını ve Bulgar asıllı biri üzerinden mallarına el koymak istediğini ileri süren Özçete, “İddialara göre, Bulgar asıllı Myrselov, Adana’ya gelmiş, benden mal almak istemiş. Malı alamayınca, bana parayı vermiş ben de ona açık senet vermişim. Niye açık senet vereyim ki, bana ne kadar para verdiyse onu yazarım. Üstelik bu kişinin pasaport bilgilerine göre, bana senet verdiği tarihte Adana’da değil. Kaldığı belirtilen otelde kaydı yok. Bu bilgilerden yola çıkarak yaptığım araştırmada avukata verilen vekaletin sahte olduğunu tespit ettim ve bu tespitimi mahkeme de teyit etti. Bir şebeke ile karşı karşıyayım açıkçası.” şeklinde yaşadıklarını ifade ediyor.
10 yıldan bu yana hatır senedi yüzünden büyük mücadeleler verdiğini anlatan Hayri Özçete, ticaret mahkemesinde aleyhinde açılan davanın ise ‘sahte vekaletle’ halen devam ettiğini söylüyor. Adana 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Bulgar asıllı kişinin vekaletinin ‘sahte’ olduğuna hükmettiğine dikkat çeken Özçete, şunları söylüyor: “Yüzünü görmediğim, adını duymadığım bir adamın adı kullanılarak mal varlığıma el konulmaya çalışılıyor. Böyle bir borcum olsaydı. Zaten oturur öderdim, borcum olmadığı için dolaylı yoldan almaya çalışıyorlar. Zaten vekaleti alan avukat da vekaletleri her şeye yetkili almamış. Ortada bir şebeke var. Bahsettikleri tarihte adam buraya gelmemiş. Cumhuriyet savcıları bu işin üstüne gitmeli. Çetebaşı İbo Osman’ın torunuyum, çetelerle uğraşmasını da bilirim. Ancak bu memleketin Cumhuriyet savcıları var. Bunların üzerine gitmelerini istiyorum. Dedem Adana’yı kurtarmış çete lideri. Biz buna pabuç bırakmayız. Adalet var kanun var. İki kez dilekçe verdim, mahkeme karar vermedi, ancak olmayan borcumun parasını niye vereyim?”
Mücadele etmekten bıkmadığını ve yılmadığını ifade eden Hayri Özçete, bu mücadeleci ruhunu dedesinden aldığını söylüyor.