İSTANBUL (İHA) - Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı ve kurumsal finansman hizmetlerinde dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olan Deloitte, dünya çapında 180 hava yolu şirketinin katıldığı araştırmasında dolandırıcılığın hava yolları şirketlerine maliyetini masaya yatırdı.
Kuruluşun Uluslararası Havayolu İç Denetçiler Birliği ile birlikte gerçekleştirdiği "2006 Havayolu Dolandırıcılık Araştırması" başlıklı rapora göre, şirket içi ve dışından kaynaklanan dolandırıcılık vakalarının sektöre küresel düzeydeki yıllık maliyeti bir önceki araştırmanın yapıldığı 2000 yılından bu yana beş kat artarak 600 milyon dolara ulaştı. Araştırmaya katılan hava yolu şirketlerinin yüzde 79'unun son 12 ay içinde dolandırıcılık vakası yaşadığı belirtiliyor.
"2006 Havayolu Dolandırıcılık Araştırması" global ölçekte büyük hava yolu şirketlerinin yanı sıra ucuz bilet satan şirketler ve charter şirketlerini de kapsadı. Büyük şirketlerde iç denetimden sorumlu yöneticiler ile daha küçük şirketlerde finans direktörleriyle görüşüldü. Katılımcıların yüzde 44'ü Avrupa, yüzde 17'si Amerika kıtası, yüzde 12'si Asya'dan, yüzde 10'u Pasifik bölgesinden, yüzde 10'u Ortadoğu ve yüzde 7'si de Afrika'dan seçildi.
Deloitte'un çalışması, hava yolu şirketlerinin dolandırıcılık yüzünden ortalama olarak yılda 3 milyon dolar kaybettiğini ortaya koydu. En ağır darbeyi ise ekonomik hava yolu şirketleri alıyor. Geleneksel bir hava yolu şirketi yılda ortalama 300 dolandırıcılık vakası ile karşı karşıya kalırken bu rakam ekonomik hava yolu şirketlerinde 1.000'e çıkıyor. Bu durumdan en az etkilenenler kitlesel pazar ile doğrudan satış ilişkisi en az seviyede olan charter şirketleri oluyor.
En çok uygulanan dolandırıcılık yöntemleri arasında sahte veya çalıntı biletlerin kullanılması, kargo hırsızlığı, sahte kayıp bagaj bildirimleri, uçuş mili suiistimali ve karşılıksız çek bulunuyor. Şirketler en büyük kaybı kredi kartı dolandırıcılığı yüzünden yaşıyor.
KREDİ KARTI DOLANDIRICILIĞININ HAVA YOLU SEKTÖRÜNE MALİYETİ YILDA 100 MİLYON DOLAR
Hava yolu şirketlerinin üçte birinden fazlasını etkileyen kredi kartı dolandırıcılığı şirket dışı dolandırıcılık vakalarının da yüzde 60'a yakınını oluşturuyor. Sadece kredi kartı dolandırıcılığı hava yolu şirketlerine yılda ortalama bir milyon dolara mal oluyor. Kredi kartı dolandırıcılığının sektöre yıllık toplam maliyeti ise 100 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Kredi kartı dolandırıcılığından en fazla bilet satışlarının büyük bölümünü internet üzerinden yapan ekonomik hava yolu şirketleri
etkileniyor.
Kredi kartı dolandırıcılığı şirket içi bir sorun olarak da dikkat çekiyor. Araştırmaya katılan hava yolu şirketlerinin yüzde 20'si yolcuların kişisel bilgilerinin şirket içinde suiistimal edildiği durumlarla karşılaşırken, iç denetçilerin yüzde 7'si de yolcuların kimlik bilgilerinin çalışanlar tarafından çalındığını ifade ediyor. Havayolları sektörü, Haziran 2006'da, müşterileri kredi kartı suiistimalinden korumak amacıyla getirilen Yeni Ödeme Kartı Sektörü (PCI) standartlarının uygulanmasında da geride
kalıyor. İç denetçilerin yüzde 24'ü değişiklik ve bunların şirketleri açısından getirdiği sonuçlardan haberdar olmadıklarını belirtirken, haberdar olanların sadece yüzde 21'i yeni standartlara tam uyum içinde olduklarını, yüzde 66'sı ise bu doğrultuda çalışmalar yürüttüklerini belirtiyor. Şirketlerin yüzde 13'ünün ise henüz uygulamaya koyduğu hiçbir plan yok.
Şirket içinde rastlanan bir diğer dolandırıcılık türü ise uçuş millerinde yaşanıyor. Deloitte'un araştırmasında uçuş mili suiistimalinde de önemli bir artış olduğu ortaya çıkıyor. Akrabaları ve dostlarının hesabına uçuş mili geçiren hava yolu çalışanlarının sayısında artış görülüyor. En sık rastlanan şirket içi dolandırıcılık türü olan uçuş mili suiistimalleri aynı zamanda maliyeti en yüksek ve kanıtlaması en zor usulsüzlükler arasında yer alıyor.
Hava yolu şirketlerindeki dolandırıcılık vakalarında artış kısmen daha iyi tespit mekanizmaları kurulmuş olmasından kaynaklanıyorsa da araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 60'ının bu konuda herhangi bir programı bulunmuyor. Şirketler dolandırıcılık risk değerlendirmelerini sık yapmadıkları gibi, bu vakaları izlemeye ve kaydetmeye yönelik süreçlere de sahip değil. Hava yolu şirketlerinin üçte birden fazlası dolandırıcılık vakalarının tesadüfen farkına varıyor.
Araştırmaya katılan hava yolu şirketleri yılda ortalama olarak 413 şirket dışı dolandırıcılık vakası ile karşı karşıya kalırken şirketin merkezinin bulunduğu bölgenin de vaka miktarında önemli bir rol oynadığı anlaşılıyor. Asya hava yolu şirketleri yılda ortalama 760 vaka ile ilk sıraya yerleşirken bu bölgeyi 681 vaka ile Avrupa hava yolu şirketleri izliyor. En az vakanın yaşandığı bölgeler 3 vaka ile Ortadoğu ve sıfır vaka ile Afrika. Ancak raporda bu bölgelerde verilerin yetersiz olduğuna dikkat
çekiliyor.
Şirket içi dolandırıcılıkta ise ilk sırayı şirket başına 80 vaka ile Ortadoğu alıyor. Bu bölgeyi 63 vaka ile Amerika kıtası, 44 vaka ile Pasifik bölgesi izliyor. Çalışanları en dürüst hava yolu şirketleri ise ortalama 11 vaka ile Avrupa'da bulunuyor. Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri ise sektörün beklentilerinde ortaya çıkıyor. Hava yolu şirketlerinin yüzde 90'ı dolandırıcılık vakalarının 2007 yılında da artmasını ya da aynı düzeyde kalmasını bekliyor.
DOLANDIRICILIĞI ÖNLEMEK İÇİN ATILMASI GEREKEN 3 KRİTİK ADIM
Deloitte'un "2006 Havayolu Dolandırıcılık Araştırması" sonuçlarına göre, yapılan değerlendirmelerde atılması gereken üç kritik adım tespit ediliyor.
Artan kredi kartı ve internet dolandırıcılığını önleyebilmeleri için hava yolu şirketlerinin öncelikle dahili güvenlik sistemlerini en yeni teknolojilerle güncellemeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra şirketlerin yeni PCI standartları ile uyumlu hale getirilmeleri de müşterilerin güvence altına alınması açısından hayati öneme sahip bulunuyor.
Hava yolu şirketleri açısından atılması gereken ikinci adım ise dolandırıcılık risklerinin ayrıntılı bir tahlilinin yapılması ve bunları önleyecek kapsamlı programların devreye sokulması. Bu program bütün paydaşları kapsamalı ve bu alandaki şirket politikaları çalışanlara net olarak anlatılmalı. Programın başarıya ulaşması için çalışanlar tarafından desteklenmesi önem taşıyor.
Rapora göre, şirketlerin gündeme alması gereken üçüncü adım ise dolandırıcılık olaylarını süratle tespit etme yeteneğini artırmak olmalı. Bütün hava yolu şirketleri, iç denetim ekibinin dolandırıcılığa karşı etkili bir şekilde mücadele edecek kaynaklara ve yeteneklere sahip olmasını sağlamak, ekibi bu alanda daha iyi eğitmek zorundalar.