"2010 hiç kolay geçmeyecek"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, küresel krizin temel çıkış noktalarına yönelik küresel boyutta bir açılımın henüz olmadığına dikkat çekerek, “2009 yangının yayılmasının önlendiği yıl oldu. Ancak yangının hasarının nasıl giderileceği, enkazın nasıl temizleneceği yeni yapının nasıl çatılacağı henüz belirsiz. Yeni bir kriz dalgası ile karşılaşıp karşılaşmayacağımızdan da emin değiliz. Kolay geçmeyeceği anlaşılan yeni bir yıla başlıyoruz” dedi.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından Silivri SİAD'ın evsahipliğinde düzenlenen 13. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nin açılışında bir konuşma yapan Arzuhan Doğan Yalçındağ, sanayileşmiş ülkelere bakıldığında bundan sonrası için ortaya koydukları belirgin bir programın gözükmediğini, tüm başarılarına rağmen yükselen ekonomilerin dünya ekonomisinin dinamosu gibi çalışmalarının henüz mümkün olmadığını söyledi. Yalçındağ şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

“Bugüne dek üzerinde anlaşmaya varılan yegane konu finansal regülasyonların temel zafiyet alanı olduğu idi. Ancak finans sisteminin önümüzdeki dönemde nasıl bir işlev yükleneceği meselesi, geçmiş yanlışların sürüp sürmeyeceği sorusu önümüzde duruyor.Özellikle bizim gibi ülkeleri yakından ilgilendiren, yükselen korumacılık eğilimleri, piyasa ekonomisinde piyasa ile düzenleyici kurumlar ve devlet arasındaki dengenin hangi noktada kurulacağı 2010 yılı içerisinde en çok tartışacağımız konu olacaktır."

“ÇOCUKLARIMIZA DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN”
Türk iş dünyası olarak dünya ekonomik iş bölümünde kendilerine nasıl bir yer öngördüklerini ve bu yere ulaşabilmek için devlet ile iş dünyası arasındaki diyalogun hangi zeminde kurulacağı gibi sorulara cevap aradıklarını belirten TÜSİAD Başkanı, “Ekonomik yapımızı bugünkünden farklı, 21. Yüzyılda Türkiye’yi öne çıkaracak bir niteliğe kavuşturma yükümlülüğümüz var. Bu küresel krizi mikro yapısal sorunların üzerine gitmek için bir fırsata dönüştürmemiz şart görünüyor. Önümüzdeki dönemde ortalama büyüme hızımızı bugüne kadarki yüzde 4’lük eşikten yukarı çekmek zorundayız. Bunun nasıl yapılacağını tartışmamız gereken bir kavşaktayız. Büyümenin iç dinamiklerinin rekabet, yatırım ortamı, bölgesel kalkınma, yeni ihraç pazarları gibi boyutları üzerinde özenle, dikkatle, detaylı olarak çalışmamız şart” diye konuştu. Yeni büyüme perspektifinin makro boyutu üzerinde de daha ciddi fikir

Reklam
Reklam

teatisinde bulunmanın gerekliliğine değinen Yalçındağ, “Tüm bu bahsettiklerim ülkemiz ve çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakabilmemiz için ihmal edilemeyecek önemde görevlerdir” dedi.

"BUGÜN BAŞKA HUZURSUZLUKLARLA MEŞGULÜZ"
“Ancak bugünlerde başka huzursuzluklarla meşgulüz” diyen TÜSİAD Başkanı, son haftalarda şiddet olaylarındaki tırmanmanın herkesi kaygılandırdığını ifade ederek, “Terör eylemleri sonucu yaşamını yitiren vatandaşlarımızın ve askerlerimizin sızısını yüreğimizde hissediyoruz.Bir siyasi partinin kapatılmasının tedirginliğini yaşıyoruz. Buradaki meselemiz terörle arasına gerekli mesafeyi koyamayan Demokratik Toplum Parti’sinin sicilinden çok, temsil ettiği kitlenin sesinin artık Meclis’te duyulamayacak olmasıdır” dedi.

Türkiye’nin terörle mücadelede çok yol aldığını söyleyen Yalçındağ, “Bu uğurda çok yüksek bir ekonomik ve toplumsal maliyet ödedi. Bundan sonra teröre asla taviz vermeden, bunun varoluş koşullarını yok edecek hamleleri yapmalıyız. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun Türkiye’yi bir daha şiddetin kucağına bırakmamak için ortak aklımızı kullanmalıyız. Bu sorunların aşılması için demokrasi ipine sıkı sıkıya sarılmalıyız. Kamuoyunda bunun gerektirdiği sükûnetin sağlanması, sokak çatışmalarının daha yaygın şiddet olaylarına yol açmaması bizim, Türkiye’nin iş insanları olarak demokrasi zemininde sağlam bir şekilde durmamıza bağlıdır. İşadamı ile, siyasetçisi ile, işlerin toplumsal ahengimizi bozacak mertebeye ulaşmasına göz yummamalıyız” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

“DEMOKRASİ HAMLELERİNE BİRLİKTE DESTEK VERMELİYİZ”
Türkiye’deki her toplumsal kesimin bugün geçmişe göre çok daha gür bir sesle haklarını talep ettiğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı şöyle konuştu:

“Yalnızca etnik köken ya da mezhep farkından kaynaklanan talepler değil bunlar. İşçilerin, memurların, çeşitli toplumsal kesimlerin, hepsinin demokratik beklentileri var. İyi yönetilen, hukukun üstünlüğüne dayalı, temsilde adaleti sağlayan, özgürlüklerin korunduğu çağdaş bir demokrasiyi mutlaka tesis etmek zorundayız. Bu yalnızca toplumsal huzurumuz açısından değil buna bağlı olarak gelecekteki refahımız açısından da elzemdir. Dileğimiz ve beklentimiz, Meclis ve siyasi partilerin sokaktaki gerilimi azaltacak, ülkenin üzerine sinen tedirginliği giderecek siyasal mutabakatı oluşturmalarıdır. Bu bağlamda demokrasimizi güçlendirecek tüm hamlelere birlikte destek vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar yalnızca çeşitli açılım başlıkları altında dile getirilen konulardan ibaret de değil.Demokrasi konusu bir bütün olarak değerlendirilmeli, hak ve özgürlük alanları açıldığı gibi, temsilde adaleti bozan seçim yasası, demokratik katılımı körelten siyasi partiler yasası mutlaka değiştirilmelidir.”

Reklam
Reklam

"AKLIMIZA KOYDUĞUMUZU YAPMA KONUSUNDA BAŞARILIYIZ"
Konuşmasının son bölümünde ise Yalçındağ şu değerlendirmede bulundu:

“Sıkıntılı bir yılı geride bırakıp, kolay geçmeyeceği anlaşılan yeni bir yıla başlamak üzereyiz. Ama biz ülke olarak, bugüne dek, çok daha zor koşullarda aklı selimin hakim olduğu çözüm yollarını bulmayı başardık. Aslında bundan sonra da aynı yaratıcılığı göstereceğimize inanıyorum.İş dünyası olarak önümüzdeki dönemde hem sivil toplum alanındaki çalışmalarımızla, hem de siyaset alanını etkilemeye yönelik uyarılarımızla bu arayışa katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Aklımıza koyduğumuzu yapma konusunda başarılı olacağımızdan da şüphe etmiyorum.” (ANKA)