2011’de Türkiye ekonomisini neler bekliyor?
Kapıda yeni bir kriz mi var?
Dünyadaki gelişmeler bizi nasıl etkiler?
Gelecek yıl paramızı nasıl değerlendirelim? *****
ABD kaynaklı ekonomik krizden nasibini alan Türkiye, toparlanma sürecinde.
Henüz ekonomi rayına oturmuş değil, ancak rakamlar gelişimin olumlu yönde seyrettiğini gösteriyor.
Para piyasaları, alınan tedbirler sayesinde bugüne kadar ayakta kalmayı başarıp süreci en az hasarla atlattı.
Tam işler yoluna giriyor diye rahatlamışken piyasaları saran “gelişmekte olan ülkeler” merkezli yeni bir kriz endişesi ekonominin nabzını yükseltmeye yetti.*****
Bütün bunlara Devlet Bakanı Ali Babacan’ın ABD ekonomisindeki aksaklıkları belirterek “küresel ekonomik krizin sürdüğü, ciddi risklerin devam ettiği, küresel ekonomideki büyümenin suni tedbirlerle elde edildiği” şeklindeki açıklaması eklenince “kapıda yeni bir kriz mi var” endişesi doğdu.
Endişeleri gidermek ve 2011 yılında ekonominin nasıl bir seyir izleyeceğini öğrenmek için paraya yön veren uzmanlara ve önde gelen ekonomistlere önümüzdeki yıla dair tahminlerini ve birikimimizi nasıl değerlendirmemiz gerektiğini sorduk. *****
SÜLEYMAN YAŞAR
(Ekonomist, Sabah gazetesi yazarı)
“DÜNYA EKONOMİSİNİ DÜZELTMEK İÇİN YAPILACAK HAMLELER HAVADA ARIZALANAN JUMBO JETİ TAMİR ETMEYE BENZER, YERE ÇAKILIRSINIZ”
Herhangi siyasi kriz ya da dış şok olmadığı takdirde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5-5 oranında hatta 5’in üzerinde büyüme göstereceğini düşünüyorum.
IMF’nin 2011 yılı tahminine göre dünya ekonomisinin 4,2, gelişmekte olan ülkelerinse 6,4 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Dolayısıyla IMF bir kriz tahmin etmiyor.
IMF’nin Türkiye için tahmini 3,6’lık bir büyüme.
Hükümet ise büyümeyi 4,5 olarak tahmin ediyor. Sonuç olarak ben kriz öngörüsüne katılmıyorum.
Elbette dalgalanmalar olabilir. Hükümet zaten “büyüme hızlı oluyor, bunu yavaşlatalım” diye tedbirler alıyor. Çok eleştirilse de Merkez Bankası’nın iktisadi temeli olan genişlemeler ve düzenlemeler yaptığını görüyoruz.Bu şekildeki uygulamaların bir mahzuru yok. *****
Dünya ekonomisini düzeltmek için yapılacak hamleler havada arızalanan jumbo jeti tamir etmeye benzer, yere çakılırsınız. Çakılmamak için yapılması gerekenlerse gayet basit; Dünya Bankası başkanının ve IMF başkanının önerilerinin değerlendirilmesi ve uygulanması!
2011’in ilk yarısında seçimlere kadar yatırımcının Türk parasında durmasında fayda var. Seçim sonuçlarına bakarak yatırım tercihlerini değiştirmek mümkün.
Baktığınız zaman doların ve euro’nun faizi 0, Türk parasının ise 7.
Türkiye’nin risk primleri düşüyor, amatör yatırımcının Türk parasını tercih ederek mevduat ve hazine bonosu gibi araçları tercih etmesini tavsiye ediyorum.
Para konusundaki oynaklık sürdüğü sürece altına da bir miktar yatırım yapmakta fayda var.
Uzun vadede bakıldığında gayrimenkul de yatırımcısına zarar getirmeyen iyi bir araç.*****
MURAT ÖZER (ABank Hazine Gen. Müd. Yard.)
“TÜRKİYE YATIRIM İÇİN CAZİP OLACAK”
Seçim ve yurtdışından gelecek ekonomik etkiler 2011’de belirleyici olacak.
Büyümenin bu seneye nazaran belirgin ölçüde düştüğünü ancak yine de Avrupa ve ABD’ye nazaran oldukça yüksek kaldığını göreceğiz. Enflasyon tarafında ise döviz kurları ve hammadde fiyatlarına bağlı bir seyir izlenecek.
Bu çerçeveden bakıldığında enflasyonun bu seneki seviyelerinde kalma ihitimali yüksek görünmekte.
Dünyadaki gelişmelerle ilgili tabii ki endişelerimiz var. 2008 krizinden sonra alınan tedbirlerin pek çoğu çok sıradışı tedbirler ve uzun süreli uygulanmaları çok farklı ve olumsuz etkilere yol açacaktır.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu ve göreceli olarak daha yüksek büyüme hızlarına sahip ülkeler yatırım için cazip olacak.
Bu nedenle yatırımlarını Türk lirası ağırlıklı yapmalarını tavsiye ediyorum.
Bence amatörler için en iyi seçenek yatırım fonları ve mevduat gibi riski düşük ve profesyoneller tarafından yönetilen ürünler. *****
PROF. DR. ÖZER ERTUNA
(Ekonomist, Boğaziçi Ünv. ve Okan Ünv. öğretim üyesi)
“DOĞRU TEDBİRLERLE 2011 BAŞARI YILI OLABİLİR”
Dünya henüz var olan krizin nedenlerini ortadan kaldıramadı. Bu nedenle 2011 yılında kriz, herhangi bir nedenle kıvılcım alabilir.
Kriz mali sektörde aşırı tüketici borçları, yani kredi kartı borçları ile patlayabilir.
Patlamayabilir de. Ama istihdamı arttıramadığımız, işsizliği yok edemediğimiz sürece kriz zemini gelişmeye devam eder.
Krizlerin ülkeler arası bulaşma yolları vardır.
Türkiye ekonomisi, özellikle yüksek faiz düşük kur sarmalı içinde olduğundan, yani TL aşırı değerli olup döviz ucuz olduğundan krize müsait bir ekonomik yapıya sahiptir.
Dünyada enflasyon sorun olmaktan çıkmış olmasına rağmen Türkiye’de enflasyon sorun olmaya devam etmektedir.
TL’nin aşırı değerli, dövizin ucuz olması nedeniyle ithal edilen her şey ucuz gelmekte, dış ticaret açıkları ve cari açıklar taşınamayacak düzeylere yükselmektedir.*****
2011 yılında Türkiye ekonomisinde ne olacağı, uygulanan siyasetlere ve alınacak tedbirlere bağlıdır. Türkiye potansiyeli yüksek bir ülkedir. Doğru tedbirlerle 2011 yılını bir başarı yılı da yapabilir.
Tedbir alınırsa Türkiye’nin yüksek potansiyeli açığa çıkacak, çok başarılı bir döneme girilecektir.
Türkiye doğru siyasetlerle yüzde 7 büyüme hızını yakalaması doğaldır. Devlet Planlama Teşkilatı’nın beklentileri de böyledir.
Yatırımcıya bir önerim var: Böyle zamanlar yatırım araçlarının köpük gibi şiştiği zamanlardır. Aman sakın dolduruşa gelip oluşan köpüklere kendilerini kaptırmasınlar. Fazla riske girmemelerini tavsiye ederim.*****
RECEP ATAKAN
(Anadolubank Hazine ve Perakende Bankacılık Gen. Müd. Yard.)
“İMKB’DE YÜKSELİŞLERİN DEVAMINI İZLEYEBİLİRİZ”
2011 yılında seçimin de olacağı göz önünde bulundurulduğunda siyasi otorite ile ekonomi yönetimi arasında büyümenin soğutulması konusunda denge arayışı yaşanacak.
Bu nedenle, büyüme en önemli gündem maddesi olacak. “Kur savaşları” olarak nitelenen ticari rekabette avantajlı olabilme çabaları da TL’nin değerlenmesini istenmese de sürdürmesine sebep olacak.
Yatırımcıların orta ve uzun vadeli TL yatırımlarını korumalarını tavsiye ederim.
Hem rating artışının gündemde olması hem de bölgesel merkez ülke olma beklentisi Türkiye’nin önemli bir yatırım alternatifi olmasını destekleyecektir.
Enflasyon ile ilgili aşırı artış beklentileri olan yatırımcılara enflasyona endeksli tahvilleri tavsiye edebiliriz. *****
Dünyada parasal genişleme ile ilgili sorun yaşanmadığı sürece de İMKB’de de yükselişlerin devamını izleyebiliriz.
Portföylerde belirli bir miktar hisse senedi bulundurulması tavsiye edilebilir.
Amatör yatırımcıların faiz getirilerinin bu kadar düşük olduğu bir dönemde, faizlerden önemli bir getiri sağlamaları oldukça kısıtlı olacaktır.
Döviz yatırımlarını çok fazla tavsiye etmemekteyiz.
Büyüme ve paranın bolluğu düşünülerek hisse senetlerini daha çok gündemlerinde tutmalarında fayda olacaktır.
Yatırımlarını doğrudan hisse senetlerine yapabilecekleri gibi, çeşitli A tipi endeks veya hisse fonlara yatırarak tek bir hissenin fiyat riskini almamış olacaklardır.*****
DOÇ. DR. HALUK LEVENT
(Galatasaray Ünv. öğretim üyesi)
“2011’DE HIZLI HAREKET ETME KABİLİYETİNE SAHİP OLUN”
Dünya ölçeğinde krizin derinleşmesini bekliyorum. İki kanaldan olabilir:
BRIC+Turkiye, emerging markets (gelişmekte olan piyasalar) ülkelerinde varlık balonunun şişmeye başlaması ve kriz potansiyelinin buralara taşması birincisi. Diğeri de gelişmiş ülkelerde kamu borçlanması sorunun ağırlaşması.
Türkiye için en önemli sorun yüksek sermaye girişi ile bir varlık balonunun oluşma ihtimalidir. Türkiye bunu engellemeyi başarabilirse, ihracatta yeni kanallar yaratabilirse kriz avantaja dönüşebilir.
Önümüzdeki yıl geçmiş birkaç yılın toplamı kadar halka arz görebiliriz.
Emlak spekülasyonunun engellenmesi için sert tedbirler alınmalı, örneğin beş yıldan daha kısa sürelerde yapılan satışlardan elde edilen kârlara çok yüksek vergiler getirilebilir.
Yüksek belirsizlik koşulları altında bulunduğumuzu unutmadan, kısa sürede hareket etme kabiliyetine önem vermek gerek. TL’ye yatırım yaparak başlangıçta iyi getiri elde etmek mümkün ancak varlık balonundaki şişmeyi çok çok yakından takip etmek gerekir.