TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Dışişleri ve AB Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada, hükümetin Suriye politikasını eleştirdi.
Akçay, "Sayın Erdoğan Emevi Camisi'nde henüz namaz kılamamıştır ama yüzbinlerce Suriyeli Türkiye'de camilerin önünde dilenmektedir. Siz onlara 'misafirimizdir' diyorsunuz. Bu nasıl misafirlik? Misafirleriniz dileniyor, Sayın hükümet" diye konuştu.
Hükümetin tarzının kapalı kapılar ardında pazarlık yapmak şekline dönüştüğünü ileri süren Akçay, Musul Başkonsolosluğu'ndaki rehin alma olayına da değindi. Rehinelerin dönüşünün bir gösteriye dönüştürüldüğünü söyleyen Akçay, ancak öncelikli konunun Türk vatandaşlarının kaçırılmasını engelleyecek önlemleri almak olduğuna işaret etti.
-"Kaçak bir bina hiçbir AB ülkesinde prestij sembolü olamaz"
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da hükümetin iç ve dış politikadaki yanlışlarının AB'ye tam üyeliğin yakın zamanda gerçekleşmesini giderek imkansızlaştırdığını söyledi.
AK Parti'nin AB'ye farklı bir Türkiye sunmaya çalıştığını ileri süren Çam, "AB, AKP iktidarının gösterdiği resme değil, Türkiye'nin gerçek fotoğrafına bakmalıdır artık. AB demek, demokrasi, insan hakları, cinsiyet eşitliği, temel özgürlükler, sendikal haklar ve laiklik demektir. AKP ise bunların tam tersidir. Çevre katliamı ve talanı üzerinde yükselen kaçak bir bina hiçbir AB ülkesinde prestij sembolü olamaz" değerlendirmelerinde bulundu.
-"Sayın Bakan dinliyor musunuz?" tartışması
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik" isimli kitabından söz etti.
Sarı, konuşması sırasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na dönerek, "Sayın Bakan dinliyor musunuz? Size hitap ediyorum" ifadesini kullandı. Bunun üzerine Bakan Çavuşoğlu da "Hayır dinlemiyorum" dedi. Sarı'nın "Neden dinlemiyorsunuz?" sorusuna ise Çavuşoğlu, "Siz bunları Sayın Başbakan Davutoğlu ile baş başa oturur konuşursunuz" şeklinde karşılık verdi.
Çavuşoğlu'nun bu sözü CHP milletvekillerinin tepkisine yol açtı. Muhalefet milletvekilleri Çavuşoğlu'nun böyle bir ifade kullanmasının doğru olmadığını savundular. Bakan Çavuşoğlu da Sarı'yı dinlediğini hatta notlar aldığını belirterek, "İki de bir konuşmasında 'Dinliyor musunuz Sayın Bakan?' diyor Öğretmenin öğrenciye sorduğu gibi soruyor. Öğrenci miyiz burada biz? Öğretmenin öğrenciye sorduğu gibi iki de bir dinliyor musunuz Sayın Bakan, dinliyor musunuz Sayın Bakan?" ifadelerini kullandı.
Ardından söz alan CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ise komisyonda yapılanan aynı zamanda entelektüel bir tartışma olduğunu, Sarı'nın konuşmasına konu yaptığı kitabın yazarının Davutoğlu olduğunu ve Başbakanlık görevini yürütmesi nedeniyle Türkiye'nin dış politikası ile yakın ilişkisi bulunduğunu söyledi.
Komisyon Başkanı Recai Berber de Sarı'nın kendisine de dinlemiyorsunuz eleştirisi yaptığını, ancak her anlattığını dinlediğini söyledi.
Sarı da tekrar söz alarak, "Sayın Bakan size saygısızlık etmek istemem. Öyle bir niyetim yok ama ben bir şey anlatırken dinlemiyorsunuz hissine kapılıyorum" dedi.
- "Sorunlar gerçekten sıfırlandı mı?"
Bakan Çavuşoğlu da "Dinliyorum, hatta not alıyorum. Tamam, peki, anladım, problem yok. Devam edelim" diye konuştu.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral ise Türkiye'nin dış ilişkilerinde kapsamlı bir analize ihtiyaç olduğunu söyledi.
Oral, "Komşularla sıfır sorun diye yola çıkıldı. Bugün geriye dönüp baktığımızda, 12 yılda, sonuç alındı mı? Sorunlar gerçekten sıfırlandı mı? Esasen bu kavram da temelinde doğru değildir. Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini benimsemiş bir ülkede böyle bir ifadeye gerek var mıydı?" diye sordu.
-"Hepimiz aynı geminin içindeyiz"
Komisyon Başkanı AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber de divandan ayrılarak komisyon sıralarından yaptığı konuşmada, AK Parti'nin dış politikadaki temel anlayışının değişmediğini, mezhepçi bir anlayış içinde olduğu eleştirilerinin ise kabul edilemez olduğunu söyledi. Berber, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de AK Parti hükümetleri hayalci bir politika üretmiyor. Tam tersi değişen paradigmalara göre politika üretiyor. Türk dış politikası bin yıldır hiçbir zaman emperyalist olmadı. Türkiye tamamen paradigma değişikliği ile birlikte değişen konjonktüre göre politika izledi. Türkiye olarak hepimiz aynı geminin içindeyiz ve Türkiye'nin özellikle dış politikadaki hedefleri tabi ki çıkarlarıyla doğru orantılı olacak."