Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Dilek Erdem, Amerika’da yapılan araştırmaya göre 2016 yılında dünyada 1 milyon 685 bin 210 yeni kanser vakası tanısı olacağını ve bunlardan dan 590 bin kişinin hayatını kaybedeceğini söyledi.Kanserin hücrenin ölümsüz hale gelmesi ve sürekli çoğalması sonucu gelişen bir grup hastalık olduğunu belirten Medical Park Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliğini Uzm.Dr. Dilek Erdem, “Vücudun herhangi bir yerinden başlayabilir ve milyonlarca hücreden oluşabilir. Normalde insan hücreleri doğar, büyür, bölünür ve yaşlandığında ya da hasara uğradığında ölür. Kanserli hücre ise hiç durmadan bölünmeye devam eder ve tümör adı verilen kitleler meydana getirir. Sadece lösemi gibi kandan kaynaklanan kanserler genellikle kitle oluşturmaz. Kanser hücreleri daha az özelleşmiştir yani normal hücreler çeşitli farklı fonksiyonlara sahip olmak için farklılaşırken kanser hücreleri olgunlaşmaz bu nedenledir ki kanserli hücre bölünmeye devam eder. Kanser hücreleri ’bölünmeyi durdur’ sinyallerine karşı cevapsızdır” dedi."590 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDECEK"Kansere neden olan genetik değişikliklerin ebeveynlerden aktarılabildiğini ifade eden Erdem “Çevresel maruziyetlerden kaynaklanan DNA değişikliklerinin oluşturduğu hasarlar da kanserin başka bir nedenidir. Kansere neden olan çevresel maruziyetlerin başında tütün dumanındaki kimyasallar ve güneşten kaynaklanan UV ışınların oluşturduğu radyasyon gelir. Her insanın kanseri kendine has genetik değişiklikler içerir ve kanserli hücreler bölünmeye devam ettikçe ilave değişiklikler oluşur. Aynı tümörde bile farklı hücreler farklı genetik değişikliklere sahip olabilir. En sık kanser türleri akciğer, meme, prostat ve kolon kanseridir. Aslında cilt kanserleri en sık kanser olarak bilinir ancak bu tip kanserler daha masum seyreder, nadiren vücudun uzak bölgelerine gider. Dünyada kanser, ölümlerin başında gelir. 2012 verilerine göre 14 milyon yeni vaka ve kanserden yaklaşık 8 milyon kişinin kaybedildiği saptanmıştır. Amerika’daki verilerine göre, tahmini olarak 2016’da 1 milyon 685 bin 210 yeni kanser vakası tanı alacak ve de bu hastalıktan 590 bin kişi kaybedilecektir. Yıllık yeni kanser vakası, 100 binde 454 olarak saptanmıştır. Kanserden ölüm ise yıllık 100 binde 171’dir. Kanserden ölüm erkek de kadındakinden sık olarak saptanmıştır. Ancak bu durum çalışma şartları ve sigara gibi faktörlerden kaynaklanabilir ve de günümüzde bazı tümörlerde bu oran kadınlar aleyhine artmıştır. Hayatı boyunca kadın ve erkekte kanser teşhisi alma olasılığı 39/100 dür” diye konuştu.KANSERDE GENETİĞİN ROLÜKanserin, genel olarak bakıldığında genetik bir hastalık olduğunu ifade eden Erdem, “Çünkü hücrelerin fonksiyonu özellikle de büyüme ve bölünmelerini kontrol eden birtakım değişikliklerin genleri etkilemesi sonucu ortaya çıkar. Kanser riskini artıran genetik değişiklikler eğer vücutta üreme hücrelerinde meydana geliyorsa ebeveynlerden aktarılabilir. Asıl bilinmesi gereken, her bireyde genetik değişikliğin farklı olduğudur yani meme kanseri demektense X kişisinin meme kanseri demek daha doğrudur. Bazı genetik değişiklikler kanserin nedeni yerine sonucu olabilir. Kanser büyümeye devam ettikçe ilave değişiklikler gelişebilir. Hatta aynı tümörde bile farklı genetik değişiklikler oluşabilir. Tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 10’u genetik geçişlidir. Genetik testler hem o kişide bu değişikliklerden biri var mı sorusuna cevap arar hem de kendisi de ailenin devam eden üyelerine bunu aktaracak mı sorusunu cevaplar. Bu testler genellikle ailevi kanser öyküsü olanlarda uygulanır. Kanseri önlemek demek, kanser olma ihtimalini azaltmak demektir. Kanseri önlemek yeni kanser vaka sayısını azaltacaktır böylece hasta, aile ve topluma yansıtılan maddi ve manevi maliyet azalacaktır. Kanser tek başına bir hastalık değil, birbiri ile ilişkili hastalıklar topluluğudur. Genlerimiz, alışkanlıklarımız ve de çevresel koşullar neticesinde kanser tanısı artıp azalabilir. Bilim adamları kanseri önlemede yardımı olabilecek birçok farklı yollar hakkında çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaların sonucunda, kansere neden olan şeylerden sakınmak ya da bunları kontrol altına almak, diyet ve yaşam tarzı değişikliği, prekanseröz yani kanser öncülü lezyonların erken teşhisi ve kemoprevensiyon denilen kanserin başlamasını önleyen ya da kanser öncülü lezyonları tedavi eden ilaçların kullanımı başlıca önlemler olarak sıralanmaktadır” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz