CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçesinin demokratik bir ortamda değil bir "sivil darbe" döneminde hazırlandığını öne sürerek, bütçenin bu çerçevede dikkate alınıp değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, 2019 yılı bütçe teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerde CHP Grubu adına konuşan Kılıçdaroğlu, bütçenin belirleme, onaylama, denetlemeyi içerdiğini ve bu hakkın monarşiye karşı mücadelelerden sonra parlamentonun elde ettiği bir hak olduğunu belirtti.
Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan'ın yayımlanma zamanlarının belirli olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, her seferinde bunların açıklanmasının gecikmesi nedeniyle çeşitli gerekçeler sıralandığını, ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesinin ardından da bunların zamanında yayınlanmadığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"İktidar partisinin saygıdeğer milletvekillerine seslenmek isterim; yetki verdiniz, güç verdiniz hatta kendi yetkilerinizi de devrettiniz. Şu soruyu sormayacak mısınız; 'Bütün imkanları verdik sana. Niye Orta Vadeli Program ile Orta Vadeli Mali Plan'ı zamanında yayınlamadın? Elinden tutan kim, kim engel oldu sana?'
İkincisi parlamentoya saygı gösteren bir yürütme organı, parlamentoya sevk ettiği bir kanun teklifi çıkmadan, o konuda çaba harcamaz. Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi (FİKKO) kurulmuş. Kanun teklifi verilmiş. Ama işin başında olan damat bey şunu söylüyor: 'Biz iki kez üst üste toplantı yaptık, faaliyetlerimize devam ediyoruz.' Peki bu, parlamentoya saygısızlık demek değil midir? Parlamentodan çıkmayan bir organ oluşturuyorsunuz, toplantılarını yapıyorsunuz. Sanki kanun çıkmış gibi de sonuçlarını kamuoyuyla paylaşıyorsunuz.
Özellikle iktidar partili milletvekillerine sesleniyorum; yetki ve güç vereceksiniz, 'Ne yaparsanız yapın, biz nasıl olsa arkanızdayız' düşüncesine sahipseniz, kendinizi kurşun asker konumuna sokmuş olursunuz. Onlar da hadlerini bilecekler, biz de görevimizi bileceğiz. Elbette bu kanun teklifi yapılabilir, kabul edilebilir. İtirazımız yok ama parlamentodan geçmiş gibi irade sergilemek doğru değildir."
Kılıçdaroğlu, 2019 bütçesinin önceki bütçelerden farklı şekilde hazırlandığını belirterek, "2019 yılı bütçesi, bir ekonomik kriz döneminde hazırlanmıştır ve ekonomik krizin önümüzdeki süreçte daha da derinleşmesi beklenmektedir. Bu bütçe, demokratik bir ortamda değil bir sivil darbe döneminde hazırlanmıştır. Dolayısıyla bu bütçenin bu çerçevede dikkate alınıp değerlendirilmesi lazım." ifadelerini kullandı.
- "Asgari ücretlilerin sorunlarına da çözüm içermiyor"
Bütçenin krizin faturasını kimin ödeyeceğini de ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu bütçenin asgari ücretin altında ücret alan 1 milyon 800 bin kişinin yarasına merhem olmayacağını savundu.
2019 yılı bütçesinin 6 milyon 700 bin asgari ücretlinin sorunlarına da çözüm içermediğini öne süren Kılıçdaroğlu, bütçenin işsizlerin problemlerini de ortadan kaldıramayacağını iddia etti.
Kilis'te çekildiğini belirttiği iki fotoğrafı gösteren Kılıçdaroğlu, "Türkiye İş Kurumu, bir yıldan daha az çalışacak işçi arıyor. Kadınlar ayrı, erkekler ayrı kuyrukta. Size çok güzel laflar, çok sert eleştiriler yapmayacağım. Elinizi vicdanınıza koyun, bu iki fotoğrafa bakın. 16 yılın sonunda Türkiye'yi böyle bir tabloyla karşı karşıya getirmenin vebali kime aittir? Vebali, sarayda oturan ve onun çevresindekilere aittir, size değil. Bu bütçe, işsizlik sorununa çözüm üretmiyor." diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin zorlamasıyla emeklilere birer maaş ikramiye dağıtıldığını savunarak, bugün 4 milyon emeklinin iş aradığını öne sürdü.
Çiftçinin gübre, ilaç, akaryakıt fiyatları nedeniyle çok zor durumda olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarının, tarımsal destek tutarının Gayrı Safi Milli Hasıla'nın yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilmesine yönelik düzenlemeyi ihlal ettiğini iddia etti.
Tarımsal desteğin hiçbir zaman yüzde 1'i bulmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Çiftçilerin 2006'dan 2019'a kadar AK Parti hükümetlerinden alacağı ne kadar? 154 milyar 850 milyon lira. Yüzde 1'ini verseydiniz 154 milyar lirayı çiftçiye vermiş olacaktınız. O zaman ne mercimek ne saman ithal ederdiniz. Hayvan ithal ediyorsun, canlı. Onu beslemek için samanı da ithal ediyorsunuz. Böyle bir tabloyla Türkiye hiçbir zaman karşı karşıya kalmadı." dedi.
- "Çiftçinin ne traktörü ne toprağı kaldı"
TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ı işaret eden Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık yaptığı dönemde Balıkesir'de konuşması var; 'Deponun yarısı sizden, yarısı bizden.' Sayın Başkan, değerli milletvekilleri bırakın deponun yarısını, çiftçinin ne traktörü ne toprağı kaldı. Hepsi icralık." ifadesini kullandı.
Bütçenin esnaf için de herhangi bir çözüm getirmediğini savunan Kılıçdaroğlu, esnafın ağladığını ileri sürdü.
Bülent Ecevit hükümetinin kriz sonrası bütün önlemleri aldığını, AK Parti iktidarının hazıra konduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Şimdi Türkiye'yi 16 yıl sonra aynı noktaya ama daha ağır şartlarla getiriyorsunuz." diye konuştu.
Vatandaşın borcunun da AK Parti hükümetleri döneminde ciddi oranda arttığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"AK Parti hükümetleri döneminde vatandaşların borcu tam 79 kat artmış durumda. Borç 522 milyar lira. Vatandaş borç batağında, nefes alamıyor. 522 milyar lirayı bu vatandaş nasıl ödeyecek? İnsaf denilen bir şey var. Sadece tüketici kredisi borçlarının artış oranı 229 kat. 56 milyon liradan 12 milyar 833 milyon liraya çıkmış. İnsanda biraz insaf olur. Vatandaş 'Türkiye nereye gidiyor'la ilgilenmiyor, 'akşam eve nasıl ekmek götüreceğim'le ilgileniyor. Ocak-ekim arası, 10 ayda icraya düşen vatandaş sayısı 1 milyon 56 kişi. Saray hükümetinin vatandaşlara yüklediği yükler var. Borç batağına sokuyorsunuz, ayrıca 'faiz ödeyeceksiniz.' diyorsunuz. Bu yılın ocak-ekim döneminde vatandaşların ödediği faiz 55 milyar 500 milyon lira. Kim ödüyor bu faizi? Sırtı kalınlar mı ödüyor, asgari ücretli mi? Yemin billah ediyorum, bu saray hükümeti ve çevresinde dolananların tamamı tefecilere hizmet ediyor. Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarına vatandaş, 2003'ten 2018 yılı ekim ayına kadar 433 milyar 490 milyon lira faiz ödedi."
- "Vallahi de billahi de haramdır"
AK Parti'li milletvekillerini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sürekli yürütme organını alkışlamak, sizi kurşun asker konumuna sokar. Elinizi vicdanınıza koyarak oyunuzu kullanın. Yapmayın; günaha, harama ortak olmayın. Vallahi de billahi de haramdır. Türkiye Cumhuriyetinde hangi hükümet bu kadar faiz ödedi? 'Faize karşıyız'. Bütün devlet, bütün vatandaşlar faiz için çalışıyorlar." dedi.
Sanayicinin üretemediğini savunan Kılıçdaroğlu, üretimin ithalata bağımlı olduğunu söyledi.
Merhum Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, AK Parti'nin ilk mali affı sırasında bir daha af çıkarılmayacağı yönünde açıklama yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bütün dünyada en çok mali af çıkaran hükümet, bu hükümet. Fransa, Almanya'ya sorun bakalım; kaç yıl önce mali af ilan etmişler. İsterseniz 100 sefer yapın, borç batağındaki vatandaş nasıl vergisini, sigorta primini ödeyecek ki? Ödeyemiyor. Af çıkarıyorsun, 'Ödeyemiyorum' diyor. Nefes alamıyor. Siz de arka arkaya af çıkarıyorsunuz. İstediğiniz kadar çıkarın, ödeyemeyecek." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçesinin, KOBİ'lere ve emeklilikte yaşa takılanlara yönelik de bir çözüm getirmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Beni yaralayan ne biliyor musunuz? Vatandaş hak talebinde bulunur, siyasi iktidar karşı çıkabilir. Ama hiçbir kişi kendi vatandaşını 'türedi' diye tanımlamaz. Hele hele cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturup, kendi vatandaşını hak istedi diye 'Bu türediler.' diye hitap edemez. O lafı ediyorsa, hiç kimsenin cumhurbaşkanı değildir. Kendi vatandaşına hiçbir siyasetçi de vatandaş da diğerine 'türedi' demez. 'Niye hak istiyorsun' diye aşağılamak doğru değil."
- "Vatandaşı eti gramla alır hale getirdiniz"
İnşaat işçilerinin 4 ayda elde ettikleri gelirle 7-8 ay geçinmeye çalıştıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Vatandaşı eti gramla alır hale getirdiniz. 16 yıldır yönetiyorsunuz, memleketi bu hale getirdiniz. Ben sizi suçlamıyorum. AK Parti grubuna bir şey demiyorum bu süreçte. AK Parti grubunun kabahati, onların her dediğine 'evet' demektir. Siz de 'Kusura bakma, memleketi bu hale neden getirdin?' deme cesareti gösterin. Benim sizden istediğim bu." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, öğrencilerin yurt sorununun bir yıl içerisinde çözülebilecekken 16 yıldır çözülemediğini savunarak, iktidarın gençlere bu hizmeti çok gördüğünü ileri sürdü.
Şu anda elektriği, doğal gazı ve suyu kesilen aileler bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece İstanbul'da 580 bin 201 konutun suyu kesildi. Bu ailelere su hakkını da mı reva görmüyorsunuz? 493 bin 219 konutun da doğal gazını kesiyorsunuz. Bunu yapan insanlarda vicdan var mı, uzayda mı yaşıyorlar? Bu, bir soru önergesi üzerine İstanbul Büyükşehir'in verdiği cevap. Bu bütçe bunlara bir çözüm getiriyor mu? Bunlar unutulmuş insanlar. Bizim insanlarımız ama görünmeyen insanlarımız. Asgari ücretin altında ücret alanlar görünmüyorlar."
Şehitlere yönelik farklılaştırmanın doğru olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şehidin A'sı, B'si olur mu? Gazinin A'sı, B'si olur mu? Burada bile ayrımcılık yaptı bu yürütme organı. İnsanda biraz vicdan olur. Güvenlik güçleri karda kışta, buzda, eksi 30 derecede teröre karşı mücadele ediyor, şehit düşüyor. 'Sen şehitsin' diyorsun. 15 Temmuz... 'Gel kardeşim, başımın üstünde yerin var.' İkisi de bizim şehidimizdir. Ayrım neden yapıyorsunuz? Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyup bu soruyu yürütme organına sordunuz mu?" dedi.
24 Aralık 2017'de çıkarılan bir kanunla şehit yakınları ve gazilere yönelik bir kampanya başlatıldığını ve para toplandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Nerede bu para? 2 yıl geçti. Kampanya dediğin nedir Allah aşkına? Acaba o parayı da mı yürüttüler? Aklımıza o geliyor. Yürütme organının öyle bir özelliği var; her şeyi yürütmek." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bütçenin, AK Parti'nin, seçim meydanlarında öğretmenler ve sağlık çalışanları başta olmak üzere bazı meslek gruplarına yönelik 3600 ek gösterge vaadini de içermediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Niye vermiyorsunuz? Niye söz verdiniz millete? İYİ Parti'li arkadaşlar kanun teklifi, önerge verdiler, reddettiniz. Niye reddediyorsunuz? Siz verin kanun teklifini, biz kabul edelim. Vatandaşın lehine olup da buraya gelen bir şeye nasıl olup da elinizi 'hayır' diye kaldırıyorsunuz? Vatandaşın lehine gelenlere 'hayır', sarayın lehine gelenlere 'evet' oyunu kullanıyorsunuz. Beni asıl yaralayan nokta budur." sözlerini sarfetti.
İktidarın "Vergiyi tabana yayacağız." şeklinde açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Vergi zaten tabanda. Geliri tabana yay da yukardan vergiyi al." dedi.
Milyarlarca dolar kazananlar beş kuruş vergi vermezken, yeni doğan bebekten emekliye her kesimin vergi ödediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kadroya alınmayan hala onbinlerce taşeron işçi bulunduğunu savundu.
- "20 Temmuz darbesinden sonra gelen bütçe"
Kılıçdaroğlu, 2019 yılı bütçesini eleştirerek, "Bu bütçe, siyasi açıdan da bir darbe bütçesidir. Normal zamanda gelen bir bütçe değildir, toplumun baskılandığı dönemde gelen bir bütçedir. Hiç kimse sesini çıkaramıyor. 20 Temmuz darbesinden sonra gelen bütçedir." diye konuştu.
Türkiye'de yasama, yürütme ve yargının tamamen bir kişinin yönetiminde olduğunu, güçler ayrılığı ilkesinin işlemediğini, devlet yönetiminde bulunması gereken denetleme ve denge organlarının çalışmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, öte yandan medyanın yüzde 90'ının da bir kişinin kontrolünde olduğunu ve medyanın muhalefete tüm kapılarını kapattığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kimin terörist veya ajan olduğuna bir kişinin karar verdiğini, mahkemelerin de bunu onayladığını, Türkiye'de insanların mahkemelerde savunma haklarının kısıtlandığını, iddianamelerin aylarca hazırlanmadığını, avukatların bile yasalara aykırı olarak tutuklandığını iddia etti .
(Sürecek)