2019 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar: (1) - "Muhataplarımız, Ege ve Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin yer almadığı bir projenin başarılı olamayacağını bilmeli ve bölgeyi tehlikeye atacak provokasyonlardan vazgeçmelidirler" - "PKK/PYD/YPG'nin Münbiç'ten çıkarılacağına ilişkin sözler verilmiş olmasına rağmen, terör örgütü, Afrin'de olduğu gibi Münbiç'te de hendekler kazmaktadır. Terör örgütü, yeri ve zamanı geldiğinde kazdığı çukurlara kendisinin gömüleceğini bilmelidir" - "Irak hükümetinin ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin PKK terör örgütüyle mücadelede etkili adımlar atmamaları nedeniyle, Kuzey Irak'tan ülkemize yönelen terör tehdidi devam etmektedir. Bu bağlamda, operasyonlarımız Irak topraklarından kaynaklı terör tehdidi sonlandırılıncaya kadar devam ettirilecektir" - "Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve ülkenin terörden arındırılması ile Türkiye'nin güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun engellenmesi yönündeki faaliyetlerimiz kararlılıkla devam edecektir. Ulusal güvenliğini temin etmek üzere uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak ve ülkemize yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek Türkiye'nin en tabii hakkıdır"

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Muhataplarımız, Ege ve Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin yer almadığı bir projenin başarılı olamayacağını bilmeli ve bölgeyi tehlikeye atacak provokasyonlardan vazgeçmelidirler." dedi.

Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bakanlığının 2019 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Hulusi Akar, küresel güvenlik ve istikrar üzerindeki baskının ve risklerin arttığı bir ortamdan geçildiğini, son dönemde gerginlikler ve kırılmaların yaşandığını, ihtilafların arttığını belirtti.

Çatışma ve istikrarsızlık kuşağının yurdu çevrelediğini ifade eden Akar, "Böyle bir coğrafyada güçlü ve istikrarlı olmamız zorunludur." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Terör örgütlerinin dinamik bir dönüşüm süreci içinde olduğuna, sürekli olarak yeni imkanlar ve yetenekler elde ettiğine, bu nedenle risk ve tehditlerin öngörülemez hale geldiğine işaret eden Akar, "Ülkemizin güvenliği ve vatan topraklarının savunulmasına yönelik her türlü tedbiri almayı sürdürmekteyiz." dedi.

Terörle mücadelenin, son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar büyük bir azim ve kararlıkla devam edeceğini vurgulayan Akar, "Terör örgütüne tarihin en büyük faturası ödetilecektir." ifadesini kullandı.

Suriye ve Irak'taki istikrarsız ortamın bu ülkelerde her türlü terör örgütünün barınmasına ve eğitilmesine imkan tanıdığını belirten Akar, süregelen istikrarsızlığın ülkeyi ve bölgeyi ciddi şekilde olumsuz etkilediğini anlattı.

Hulusi Akar, Suriye'nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının düzenlendiğini anımsatarak, sivil zayiatı önlemek için TSK'nın gerektiğinde risk aldığını vurguladı.

Akar, harekatlarla terörist unsurlardan temizlenen bölgelerin normalleştirilmesi kapsamında güvenlikten eğitime, sağlıktan tarıma, adaletten sosyal hizmetlere, altyapıdan ticarete kadar farklı alanlarda çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü aktardı.

Reklam
Reklam

- "12 gözlem noktası oluşturuldu"

Astana Mutabakatı gereği ateşkes ihlallerinin gözlenmesi maksadıyla İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 12 Ekim 2017'de başlayan konuşlanma faaliyetleri bağlamında, 12 gözlem noktası oluşturulduğunu ve inşa faaliyetlerinin devam ettiğini belirten Akar, şunları söyledi:

"Kamuoyu tarafından da bilindiği üzere İdlib'de gerginliğin azaltılması ve askeri bir müdahalenin önüne geçilmesi maksadıyla Tahran'da 07 Eylül 2018'de ve Soçi'de 17 Eylül 2018'de görüşmeler yapılmıştır. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsi gayretleri ve Rusya'nın da olumlu yaklaşımı ile Soçi Zirvesi'nde varılan mutabakat sonunda İdlib'de yaşayan 3,5 milyon civarında sivil ve masum Suriye halkının rejim tarafından katledilmesinin ve yeni krizler yaşanmasının önüne geçilmiş, böylece bölgede barış ve istikrarın sağlanması mümkün hale gelmiştir. Bu mutabakat çerçevesinde İdlib'de ağır silahların bölgeden çekilmesi 10 Ekim 2018 tarihi itibariyle tamamlanmıştır. Aksi halde 3,5 milyon mülteciyi misafir eden ülkemize ilave mülteci gelmesi söz konusuydu ki bu da gerçekten durumu çok daha ağırlaştıracaktı. Bu nedenle ilave bir göç olmaması, oradaki ılımlı hareketin de radikalleşmemesi için oradaki bombardımanın durması hayati öneme haizdi. Suriye'de yeni anayasayı hazırlayacak Anayasa Komitesinin dengeli bir yapıya sahip olması ve tüm tarafların kabul ettiği ilkelere göre çalışması meşruiyet bakımından önem taşımaktadır.
Bunun için diğer Astana garantörleri ve Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisiyle birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

Reklam
Reklam

- "ABD-Türkiye ilişkilerini olumsuz yönde etkilemiştir"

Milli Savunma Bakanı Akar, ABD'nin PKK/PYD/YPG'yle yakın iş birliğinin ABD-Türkiye ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "ABD, DEAŞ'la mücadele kisvesi altında PKK/PYD/YPG'ye silah ve mühimmat desteği sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Türkiye, DEAŞ'la mücadelenin bir başka terör örgütü olan PKK/PYD/YPG'yle iş birliği yapılarak yürütülmesinin yanlış ve sakıncalı olduğunu her düzeyde ve platformda defaten bildirmiştir." diye konuştu.

Münbiç'te iş birliği için hazırlanan yol haritasının oluşturulmasıyla ilgili sürece ilişkin de bilgi veren Akar, şunları kaydetti:

"Türk ve Amerikan askeri birlikleri ilk etapta Fırat Kalkanı Bölgesi ile Münbiç arasındaki sınır hattı boyunca devriye faaliyetlerine 18 Haziran 2018'de başlamış, bugüne kadar 67 devriye faaliyeti icra edilmiştir. Devriye faaliyetleri mevcut aşamada eşgüdümlü, fakat birbirinden bağımsız yürütülmeye devam etmektedir. Münbiç Yol Haritası ve Güvenlik Prensipleri doğrultusunda, Türkiye ve ABD Silahlı Kuvvetleri unsurlarınca yürütülen ortak eğitimler 25 Ekim'de tamamlanmıştır.
Yol haritasının nihai hedefi, Münbiç'teki PKK/PYD/YPG mevcudiyetinin Amerikalılar tarafından söz verildiği üzere tamamen sona erdirilmesi ve bölgenin kontrolünün gerçek sahiplerine iade edilmesidir.
PKK/PYD/YPG'nin, Münbiç'ten çıkarılacağına ilişkin sözler verilmiş olmasına rağmen, terör örgütü, Afrin'de olduğu gibi Münbiç'te de hendekler kazmaktadır. Terör örgütü, yeri ve zamanı geldiğinde kazdığı çukurlara kendisinin gömüleceğini bilmelidir.
Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve ülkenin terörden arındırılması ile Türkiye'nin güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun engellenmesi yönündeki faaliyetlerimiz kararlılıkla devam edecektir. Ulusal güvenliğini temin etmek üzere uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak ve ülkemize yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek Türkiye'nin en tabii hakkıdır."

Reklam
Reklam

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in katılımıyla 27 Ekim 2018 tarihinde İstanbul'da "Suriye Konulu Dörtlü Zirve" düzenlendiğini de anımsatan Akar, zirvede ele alınan konuları özetledi.

Irak'ta DEAŞ'ın genel bir yenilgiye uğramasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak DEAŞ terör örgütünün asimetrik yöntemler kullanarak fırsat bulduğunda kanlı eylemler düzenlemeye devam ettiğini vurgulayan Akar, şunları söyledi:

"Ayrıca Irak'ın kuzeyindeki otorite boşluğunu ve istikrarsızlığı istismar eden PKK terör örgütü de buradaki faaliyetleriyle ülkemizi ve vatandaşlarımızı hedef almaktadır.
Irak hükümetinden dün olduğu gibi bugün de beklentimiz, PKK terör örgütünün Irak topraklarındaki varlığının sonlandırılması hususunda ülkemizle iş birliği yapmasıdır.
Ancak, Irak hükümetinin ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin PKK terör örgütüyle mücadelede etkili adımlar atmamaları nedeniyle, Kuzey Irak'tan ülkemize yönelen terör tehdidi devam etmektedir.
Bu bağlamda, operasyonlarımız Irak topraklarından kaynaklı terör tehdidi sonlandırılıncaya kadar devam ettirilecektir."

Reklam
Reklam

-Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi

Suriye sınırında Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi'nin güçlendirilmesi kapsamında, 810 kilometre modüler beton duvar, 196 kilometre kafes tel/fens teli inşa edildiğini anlatan Akar, 472 kilometrelik bölümde de hudut aydınlatması yapıldığını bildirdi.

İran hudut güvenliğinin artırılmasına yönelik hazırlanan İran Hududu Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi Projesinin Iğdır, Van, Hakkari olarak 3 aşamalı planlandığını da açıklayan Akar, projenin 141 kilometrelik bölümünü oluşturan Iğdır bölgesinin modüler beton duvar yapımına ve yol ıslahına başlandığını söyledi. Akar, gelinen aşamada 90 kilometre uzunluğunda modüler beton duvar inşası ve 95 kilometrelik yol ıslahının tamamlandığını kaydetti.

- Ege ve Akdeniz'deki Durum

Ege ve Akdeniz'deki duruma değinen Akar, iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi isteğinde ve "kazan-kazan" anlayışında olduklarını her fırsatta dile getirmekle birlikte Kıbrıs'ta, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye rağmen atılacak hiçbir adıma ve oldubittiye asla müsaade edilmeyeceğini vurguladı.

Reklam
Reklam

Hulusi Akar, "Muhataplarımız, Ege ve Akdeniz'de Türkiye ve KKTC'nin yer almadığı bir projenin başarılı olamayacağını bilmeli ve bölgeyi tehlikeye atacak provokasyonlardan vazgeçmelidirler.
Silahlı kuvvetlerimiz Ege ve Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve KKTC'nin hak ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Ada'sında uluslararası garanti ve ittifak anlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir, edecektir.
Bu itibarla, büyük devlet vizyonu ile eş zamanlı olarak deniz kuvvetlerimizin de ilgi ve etki alanlarında sergileyeceği her türlü faaliyeti başarılı bir şekilde yerine getirebilmesi için modernizasyon çalışmalarının yapılması bir zorunluluk haline gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Dünya genelinde savunma bütçeleri artıyor"

Yeni güvenlik tehditleri nedeniyle, dünya genelinde savunma bütçelerinin arttığının açıkça görüldüğünü ifade eden Akar, şu bilgileri verdi:

"Ülkemizi çevreleyen güvenlik ortamı düşünüldüğünde, savunma harcamalarımızı artırmamız gerekliliğinin yalnızca NATO taahhüdümüzden kaynaklanmadığı bir gerçektir. Bu husus, daha etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya ulaşma hedeflerimizle de uyumludur. NATO'nun savunma harcamalarını hesaplama yöntemine göre Türkiye'nin savunma harcamalarının Gayrisafi Yurt İçi Hasılası'na oranı 2017'de yüzde 1,52 iken 2019'da bu oranın yüzde 1,58 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülmektedir. Türkiye'nin ana silah sistemleri harcamalarının, savunma harcamalarına oranı 2017'de yüzde 30,60 iken 2019'da bu oranın yaklaşık yüzde 35 seviyesinde olacağı öngörülmektedir. Bu durum, kaynaklarımızı etkin ve verimli şekilde kullandığımızın önemli bir göstergesidir."

Reklam
Reklam

Akar, Türkiye'nin dünya üzerinde barış ve istikrarın tesisi için, imkan ve kabiliyetleri çerçevesinde NATO, BM ve AB bünyesinde Afganistan'dan Kosova'ya ve Bosna Hersek'e, Lübnan'dan Somali'ye kadar dünyadaki muhtelif barışı destekleme misyonlarına katıldığını da anlattı.

Türkiye'nin, Afganistan'daki beş eğitim yardım ve danışmanlık komutanlığından biri olan Kabil Bölgesi ve Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın sorumluluğunu 2014'ten itibaren başarıyla sürdürdüğünü belirten Akar, 2019'da da bu sorumluluğu sürdürmeye devam edeceklerini vurguladı.

NATO'nun Irak'ta başlattığı yardım faaliyetlerini misyona dönüştürme kararı aldığını ifade eden Akar, Türkiye'nin imkan ve kabiliyetleri çerçevesinde buna azami katkıyı yapmak üzere hazırlıklarını sürdürdüğünü aktardı.

(Sürecek)