İSTANBUL, (DHA)- İşverenlerin nisan ayı itibariyle bir milyonun üzerinde istihdam sözü verdiğini hatırlatan İstanbul Kent Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, "Yılın ikinci çeyreğine doğru işsizlikte azalma izleyebiliriz. Özellikle enflasyon ve faiz oranlarının düşmesi Türkiye ekonomisi açısından büyümeyi artıracak bir gelişme olacak" dedi.
Dünya ekonomisinde 2019 yılı itibariyle ciddi daralmaların yaşanacağına dikkat çeken İstanbul Kent Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, 2019 yılında ülke ekonomilerini bekleyen gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, "ABD merkezli uluslararası bankacılık ve finansal hizmetler alanında faaliyet gösteren J.P. Morgan, Türkiye'de 2019'un ikinci çeyreğinden sonra faiz oranlarında azalma beklediğini ifade etmiştir. Şu anda politika faiz oranı yüzde 24'tür. Politika faiz oranı, haziran ayından sonra kademe kademe azalarak 2019 yılının sonunda, 2018'deki spekülatif atak geçirmeden önceki faiz oranı olan 17,5'a döneceği öngörülmektedir. Bu da Türkiye’deki enflasyon oranında azalma olacağını ifade etmektedir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DEKİ DARALMA NORMAL KARŞILANMALI"
İşsizlik konusuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, "İşsizlik, orta vadeli programda çift haneli olarak devam etmektedir. Özellikle nisan ayı itibariyle işverenlerin bir milyonun üzerinde istihdam sözü vermesi oldukça önemlidir. Yılın ikinci çeyreğine doğru işsizlik oranlarında azalma izleyebiliriz. Enflasyon ve faiz oranlarının düşmesi, Türkiye ekonomisi açısından büyümeyi artıracak bir gelişme olacaktır. 2019 yılı küresel ölçekte, bütün ülkelerin ekonomik daralmasını beraberinde getirecektir. Bu kapsamda, Türkiye'deki ekonomik sıkılaşmanın normal karşılanması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
ÇİN'DEKİ DARALMA YÜZDE 6'NIN ALTINA DÜŞERSE!
2019 yılında dünya ekonomisinde daralmaların yaşanacağını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi İncekara, Çin'deki gelişmelere dikkat çekerek, "2019'un dünya ekonomisi açısında zorlu geçeceğini gösteren önemli gelişmelerden bir tanesi Çin'deki ekonomik büyümenin ciddi anlamda daralmasıdır. Çin’deki ekonomik büyüme beklentileri yüzde 6.2'ydi, yüzde 6.6'lık bir büyüme söz konusu oldu. Bu bizim için neden önemli? Çünkü, Çin küresel ölçekteki en önemli ihracat ülkesidir. Pek çok ülkenin ithalat sıralamasında birinci ülke Çin’dir. Çin'deki büyüme yüzde 6'nın altına düşerse küresel ticarette ciddi bir sıkıntı yaşanacaktır. 2019'da, Çin Merkez Bankası'ndan ekonomiyi hızlandıracak hamleler söz konusu olacaktır. Ama asıl hedef, 'Çin Malı 2025 Projesi'dir. Bu çerçevede yüksek teknolojili, katma değer üreten, Ar-Ge, inovasyon ve tasarıma ciddi anlamda yatırım yapan Çin gözlemleyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"ABD DOLAR KOZUNU KULLANIYOR"
2030 yılı itibariyle, Çin ve Hindistan'ın ABD'nin ekonomik hegemonyasını kıracağını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi İncekara, "ABD'nin dolar kozunu kullanmasının en önemli sebebi, ekonomik hegemonyasını sürdürme isteğidir. Trump yönetiminin, dolar kozunu uluslararası piyasalara yönelik 'yıkıcı' bir etki doğrultusunda kullandığını gözlemliyoruz. ABD Başkanı Donald Trump'ın kızı İvanka Trump'ın Dünya Bankası'nın başına geçme ihtimali söz konusudur. Dolayısıyla dünya ekonomisinin bir 'Trumpizasyona' doğru gideceğine yönelik beklentiler ihtimal dahilindedir. ABD'nin dolar kozunu yıkıcı bir etki ile kullanması, 2019'da da devam edecektir" dedi.
"SUUDİ ARABİSTAN VE ABD VENEZUELA'YI GEÇTİ"
Venezuela'nın önemli bir petrol ülkesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi İncekara, son dönemde ülkede yaşanan sıkıntılara dair şu değerlendirmede bulundu:
"Kanıtlanmış petrol rezervi açısından bakıldığında Venezuela dünyada ilk sırada yer almaktadır. Dolayısıyla, Venezuela önemli bir petrol ihraçatcısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle 15 ve 16. yy'da Hollanda'nın yaşamış olduğu sadece tek kaynağa bağlı olarak ekonomiyi sürdürme hastalığı Venezuela için de geçerlidir. Venezuela'nın sadece petrole bağımlı bir ekonomisinin söz konusu olması, petrol gelirlerinin düşmesiyle, ülkeyi ekonomik krize sokmuştur. Bunun arkasında tabii ki siyasi konjonktürün olduğunu da unutmamak gerekir. Suudi Arabistan ve ABD Venezuela'nın petrol üretimini geçmiştir. Ülkenin petrol gelirlerinin azalması beraberinde enflasyonu getirmiştir. Gerek İran yaptırımları gerekse Venezuela'daki ekonomik durum açısından bakıldığında, ABD'nin petrolü daha fazla satabilmek ve kendisini dünyaya petrol ihraçatcısı olarak tanıtabilmek adına, rakiplerini saf dışı bırakma hareketini net bir şekilde gözlemleyebiliriz."
İngiltere'de yaşanan Brexit sürecine de değinen İncekara, "2019'da da en güçlü ve değerli para sterlin olacak. Ama yıkıcı etkiyi yine dolar üzerinde gözlemleyeceğiz. Dolayısıyla sterlinin dik duruşu devam edecek. İngiltere ve AB birlikteliği zoraki de olsa 2019 yılında devam edecek" dedi.