2020 Olimpiyatlarını kaybederken gülmek

Burada 2020 Olimpiyatları için yapmamız gerekenleri, hazırlıklarımızı, eksikliklerimizi ve olimpiyatları düzenlemeyi kazanmış, neler yapmamız gerektiği ile ilgili bir yazı yazmak isterdim ama maalesef biz kaybettik ve bu konuyu konuşmak Japonya’ ya kaldı. Ülke olarak üzüldük, bu sonucu düşünmemiştik çünkü biz 2020’ yi gerçekten çok istiyorduk.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) verdiği bilgiye göre, finalde Tokyo 96 oyun 60'ını alarak 2020 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'na ev sahipliği yapma hakkı kazandı. İstanbul ise 36 oyda kaldı. Çok üzüldük belki ama bir savaş kaybetmedik ya da dünyanın sonu gelmedi bu sonuçla ve birilerini bir yerleri de suçlamaya gerek yok. Tabiî ki kaybederken birilerinin sevinç çığlığı atmasını özellikle de kendi içimiz de birilerinin bunu yapmasını kabullenmek çok zordur lakin dönüp kendi özeleştirimizi yapıp eksiklerimizi tespit edip ileriye yönelik çalışmalar yapmak bize yakışan bir tavır olacaktır. Çünkü özeleştiri yapmak gerekirse biz gerçekten Olimpiyatlara henüz hazır değiliz. Bizde spor dallarında çeşitlilik yok öyle iki tane kahraman kızın getirdiği madalya, koca Ordu-yu Hümayun'un karizmasını kurtarmaya yetmez. Bizde, varsa yoksa top, onu da idare edemiyor, şike rezaleti ve sürecin yönetimi konusunda olduğu gibi âleme rezil oluyoruz. Ayrıca ne spor altyapımız ne tesisleşmemiz ne de ulaşım yapımız bu Olimpiyatları kaldırmaya şuan için yeterli değil. Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulalı iki yıl oldu ve Sayın Bakanın olağanüstü mücadelesiyle, çalışmalarıyla çok mesafe katetti fakat şuan için henüz yeterli seviyede değil. Ve şu da bir gerçek ki millet olarak ta henüz hazır değiliz. Bunu anlamak için çok ayrıntıya girmeye gerek yok çünkü Olimpiyat oyunlarını düzenleme hakkını kaybettiğimiz için içimizde sevinenler, alkış tutanlar varken kimsenin Olimpiyatları düzenlemeye hazır olduğumuzu söylemeye hakkı yoktur.

Reklam
Reklam

Olimpiyatların amacı ulusal ve uluslar arası barışı sağlamak milletlerin kaynaşmasını sağlamaktır ama gelin görün ki kaybettiğimiz için alkış tutanları gördükçe bizim kendi içimizde hala kaynaşamadığımız çok açık bir şekilde görülmektedir.