TBMM Başkanı Vekili Süreyya Sadi Bilgiç, ortak anlayışla, bütün gruplarla birlikte, milletvekilleriyle ilgili değişik kanunlardaki düzenlemeleri tek kanun etrafında toplamaları gerektiğini belirterek, "Hiç olmazsa milletvekillerinin de kanunu olsun. Bunu yaparken de kaçak dövüşmemek gerekiyor." dedi.
Bilgiç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, TBMM Başkanlığının 2020 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha da yerleşik ve net hale geldiğini belirten Bilgiç, ancak yasama süreçleri ve devletin işleyişlerine ilişkin konularda yasama ve yürütmenin, belli platformda mutlaka ilişki içinde olması gerektiğini söyledi.
Bilgiç, parlamentonun, ciddi anlamda bütün partilerin katılımı ve ortak akıl içinde Meclis İçtüzüğü meselesini halletmesi gerektiğini ifade etti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun, bugüne kadar yüzde 95 hükümetten gelen tasarıları, yüzde 5'de iktidar milletvekillerinin tekliflerini ele aldığına işaret eden Bilgiç, eski CHP Milletvekili Zekeriya Temizel'in de söylediği gibi bunun, komisyonun, iktidar komisyonu olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Bilgiç, genç bir demokrasi olduklarını anımsatarak, önümüzdeki süreçte Türkiye Cumhuriyeti devletinin, cumhuriyeti, demokrasisi, kültürü, kuvvetler ayrılığı prensipleriyle en doğru noktaya gideceğini belirtti.
Yeni sistemin, vesayet sistemlerini ortadan kaldırdığını dile getiren Bilgiç, bunun sadece yargının siyaset üzerindeki vesayeti, askerin vesayeti, baskı gruplarının vesayeti olmadığını belirtti. Bilgiç, çift başlılığın kalktığını vurgulayarak, "Geçmişte Cumhurbaşkanı her türlü yetkiye haiz, yargı, yasama, asker tarafında haiz ama hiçbir sorumluluğu yok. Bunun ülkeye yaşattığı sıkıntıları zaman zaman işleyişlerde hep beraber gördük. 28 Şubat sürecinde, anayasa kitapçığının fırlatılmasında, 3'lü kararname atamalarında gördük. Bir başbakan istediği kişiyi bakan dahi yapamadı. Yeni sistemin yerleşmesinde hepimizin katkıda bulunması gerekiyor. Milletin yüzde 50'sinden fazla oyuyla yeni sisteme geçtik, bizim de milli iradenin temsilcileri olarak milletin bu iradesine saygı duymamız gerekiyor." diye konuştu.
Bilgiç, parlamentonun yapması gereken en önemli işin, denetim olduğuna dikkati çekerek, 22. Dönemde TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe ve kesin hesap alt komisyonu kurulmasını öngören içtüzük teklifinin kadük kaldığını anımsattı. Bilgiç, 23. Dönem'de TBMM Başkanı Köksal Toptan tarafından verilen bütçe ve kesin hesap kanun tasarıları ile Sayıştay raporlarıyla ilgili sistem değişikliği getirilen içtüzük teklifinin de kadük olduğunu, 2010'da kamu hesapları alt komisyonu kurulmasına yönelik düzenlemelerin, TBMM Genel Kurul görüşmeleri sırasında kanun metninden çıkartıldığını anımsattı.
Sayıştay tarafından yapılan denetimlerin Meclis ayağının bir an önce düzenlenmesini isteyen Bilgiç, Sayıştay raporları ve hesaplarının incelenebilmesi için mutlaka Plan ve Bütçe Komisyonu bünyesinde kesin hesap alt komisyonu kurulması gerektiğini belirtti.
Bilgiç, Türk Sayıştayının, belki dünyadaki en etkin denetim yapan sayıştaylardan biri olduğunu ifade etti.
-2 bin 328 teklif sunuldu
Yasama kapasitenin güçlendirilmesinin en temel yolunun insan kaynağı olduğuna işaret eden Bilgiç, milletvekillerinin yasa teklifleri hazırlamasına imkan sağlamak için Kanunlar Kararlar Başkanlığı bünyesinde yasama uzmanlarından oluşan bir yapı oluşturacaklarını kaydetti.
Bilgiç, 4 Kasım 2019 itibarıyla milletvekillerinin 299 kanun teklifi talebinin uzmanlarca karşılandığını bildirdi.
Başkanlıkta bekleyen hiçbir teklifin olmadığını ifade eden Bilgiç, TBMM'ye 2 bin 328 teklif sunulduğunu, 2 bin 217'sinin komisyonlara havale edildiğini, diğerlerinin de incelemelerinin sürdüğünü söyledi.
Bilgiç, AK Parti'nin 184 teklif sunduğunu, bunun 73'ünün komisyonda bulunduğunu, 67'sinin gündemde olduğunu, 43'ünün de kanunlaştığını anımsattı.
TBMM Başkanı Vekili Bilgiç, 27. Dönem'de 2 cumhurbaşkanı teklifi bulunduğunu, milletvekillerinin ise 2 bin 78 kanun teklifi verdiğini belirterek, "Neredeyse teklif üretmede milletvekillerimizin ciddi manada üretken hale geldiğini görüyoruz." dedi.
Bilgiç, 27. Dönem'de yazılı soru önergelerinin sadece yüzde 1,16 oranıyla 254'ünün iade edildiğini, bunun, tüm dönemlerin en az iade oranını oluşturduğunu kaydetti. Bilgiç, araştırma önergelerinin de sadece yüzde 3'üne denk gelen 66'sının iade edildiğini bildirdi.
-5 bin 809 personel
Meclisin 5 bin 809 personeli olduğuna dikkati çeken Bilgiç, Başbakanlığın kaldırılmasından sonra 367 personelin Meclise geçtiğini, bunların arasında 33 müşavir, 55 yasama uzmanı, 54 araştırmacı ve diğer unvanlardaki personel bulunduğunu anlattı.
Mecliste 16 taşeron çalıştığını, bunun 9'unun kreşte, 7'sinin sosyal tesislerde olduğunu belirten Bilgiç, işçi giderleri işletmeden karşılandığı için sürekli işçi kadrosuna geçirilemediğini söyledi.
Bilgiç, Meclisten 72 kişinin ihraç edildiğini, 17'sinin işe iade edildiğini bildirdi.
Stenograflık için 60 kursiyerin katıldığını, 49'unun başarılı olduğunu ancak kadro sayısı 40 olduğu için ilk 40'ının alındığını ifade eden Bilgiç, yeni kadro geldiğinde önceliğin bu 9 kişiye tanınacağını, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un da Başkanlık Divanında bu yönde irade beyanı olduğunu söyledi.
-"Kaçak dövüşmemek gerekiyor"
Milletvekillerinin görüşmelerde dile getirdiği gibi terzinin kendi söküğünü dikemediğini kaydeden Bilgiç, kanunu olmayan, özlükle ilgili düzenleme olmayan müessesenin milletvekilliği olduğunu belirtti.
Bu konuyu TBMM Başkanlık Divanında da dile getirdiğini aktaran Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlave mali, özlük hak değil ama hiç olmazsa değişik kanunlardaki bütün düzenlemeleri tek kanun etrafında toparlayalım. Hiç olmazsa milletvekillerinin de kanunu olsun. Ücret olarak Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanına endeksli. O ücret nasıl bir normla oluşturuluyorsa, alalım o normu aynen buraya yazalım, en azından oraya endeksleniyor gibi olmaktan çıkalım. Bunu söyledim, Başkanlık Divanında da söylemeye devam edeceğim. Bunu yaparken de kaçak dövüşmemek gerekiyor. Bu süreçte milletvekili kanunu yapalım denildiğinde, çok kaçak güreşler gördüm. Hatta kendi milletvekillerini ortada bırakan siyasi parti grupları da gördüm, imzalarıyla beraber. Bunu ortak anlayışla, konsensus içerisinde bütün milletvekilleri, bütün gruplar olarak yapmamız mutlak suretle gerekiyor. İtibar diyorsanız, milletvekillerinin kendi kanunu olmaması bile, mahalle baskısından kaynaklı bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. İlave yeni haklar demiyorum ama mevcut şekliyle mutlak suretiyle kanun yapılması gerekiyor."
Meclis Başkanlığı olarak 15 Temmuz ceza davalarında müdahil olduklarını anımsatan Bilgiç, bunun çok önemli bir kısmının çok sanıklı ceza yargılamaları, özel uzmanlık gerektiren davalar olduğu için bu konuda hizmet alındığını, 2 milyon 300 bin lira para ödendiğini bildirdi.
Personel ve milletvekilleri açısından önemli bir hizmet gören yıkılan tabur binasının yeniden yapılmasına yönelik yoğun bir talep geldiğini anlatan Bilgiç, milletvekilleri için 370, personel için 180 kapasiteli yeni lokantanın proje çalışmasının tamamlandığını, yapım ihalesinin gerçekleştirileceğini söyledi.
Bilgiç'in konuşmasının ardından TBMM Başkanlığı bütçesinin 2020 yılı bütçesi kabul edildi.