AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, Türkiye'nin, yenilenebilir enerjide bölgesinde lider olduğunu belirterek, "Hükümet olarak hedefimiz, yenilenebilir enerjide ülkemizin elektrik üretimindeki payını 2023'te yüzde 39 seviyesine yükseltmektir." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bütçesinin görüşmeleri sürüyor.
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Türkiye gibi her yanı tarih ve doğal güzellik olan kaynakların bizzat bakanlık eliyle kısa vadeli enerji politikalarına kurban gittiğini savundu.
"Çevreyi katlederek enerji üreteceksek yaşam imkanlarımız elimizden gittiğinde enerjiyi ne yapacağız. Enerjiyi üretemezsek yaşayamayacağız çevreyi ne yapacağız. Ekonomiyi enerjiyle beslemediğimizde insanların karnını nasıl doyuracağız." diyen Girgin, bu üçlünün en rasyonel şekilde dengede tutulması gerektiğini belirtti.
Enerji, ekonomi, çevre üçlemesinde dengeyi gözetmeyen, kısa vadeli maddi çıkarları esas alan bir anlayışın hakim olduğunu savunan Girgin, "İnsan hayatını tehdit eden boyutta doğaya zarar veren enerji üretimi uygulamaları birbirini izlemektedir. Emekçilerin canlarını hiçe sayan, kar odaklı bir madencilik anlayışı hüküm sürmektedir." diye konuştu.
Türkiye'de enerji konusunda ekonomik olarak sürdürülen şeyin, vatandaş açısından faturalara yansıyan artış olduğunu söyleyen Girgin, elindeki bir elektrik faturasını göstererek şunları kaydetti:
"Bu elektrik faturası 150 lira, enerji tüketim bedeli 120 lira. 150 lira olan bu faturaya iki yıl önce bir vatandaş 90 lira ödüyordu. 90 liradan 150 liraya geldi fatura. Çünkü elektriğe iki yıldan beri yaklaşık yüzde 70'e yakın bir artış geldi. İşçiye, memura gelince yüzde 4-5 zam, ama kamusal bir hak olan elektriğe gelince de yüzde 15'şer zam yapılıyor. Vatandaşın elektrik faturaları ile başı dertte. Bu konu gözden geçirilmeli."
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in sunumunda işçiler, iş kazaları ve maden işçilerinin bulunmadığını söyledi.
Kaz Dağları'nda 200 bin ağacın kesildiğini, insanların isyan ettiğini dile getiren Paylan, "Maalesef madencilikte, o taş ocaklarında, maden sahalarında doğa, ekoloji, insan, etrafındaki yaşam yok sayılıyor." dedi.
Termik santrallerinin, etrafında yaşayan insanları zehirlediğine, kanser oranlarını arttırdığına dikkati çeken Paylan, ayrıca bu termik santrallerinin etrafında yetişen gıda ürünlerinde ağır metallerin bulunduğunu iddia etti.
Paylan, termik santrallerin 2.5 yıl daha filtresiz baca kullanması için dün kanun çıkarıldığını anımsatarak, "Bu skandal bir yasal düzenleme oldu. Çünkü biz belli sözler verdik insanlara, onları zehirlemeyeceğiz diye. Dünya karbon vergisini tartışıyor. Karbon vergisi konusunda bir çalışma olduğu yönünde neden sizden bir ifade duymadık?" şeklinde konuştu.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, enerji ham maddelerinde dışa bağımlılığının azaltılması, kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami seviyede değerlendirilmesi, enerji ithalatında kaynak ve kaynak ülke çeşitliliğinin sağlanması, etkin bir talep yönetimiyle enerji arzının kesintisiz ve yeterli bir şekilde gerçekleştirilmesi, yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması gerektiğine dikkati çekti.
Enerjiye olan talebin, nüfus artışının sanayileşme, teknoloji artışı ve kentleşmeye paralel olarak artış gösterdiğine işaret eden Aksu, "Türkiye enerjide ithalata bağlı bir ülkedir. Enerji ithal ettiğimiz ülkelerin 3-4 ülkeyle sınırlı olması nedeniyle herhangi bir arz güvenliği sorunu yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gereklidir. Türkiye'nin enerji ithalatını belli bir seviyede tutulabilmesi için hem arz hem talep yönlü arka arkaya hayata geçirmesi zorunluluk arz etmektedir." ifadesini kullandı.
Aksu, "İthal zorunluluğu olan madenlerde, arz güvenliğini sağlamak amacıyla özel sektörün, Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere, yurt dışında yatırım yapması desteklenmeli, altın, toryum, bor ve benzeri kıymetli madenleri işlenmeden cevher olarak satılması yerine, yüksek teknoloji kullanılarak katma değerli yeni ürünlere dönüştürülerek satılması gerekmektedir." diye konuştu.
MHP'li Aksu, Türkmenistan gazının Azerbaycan üzerinden Türkiye'ye getirilmesine dönük bir çalışmanın olup olmadığını sordu.
Kayıp kaçak elektrik tüketim bedelinin yanı sıra dağıtım iletim bedeli gibi payların da faturalara yansıdığı yönünde vatandaşların şikayetlerinin bulunduğunu aktaran Aksu, "Vatandaşın, tükettiği elektrik bedelinden daha fazla ödeme yaptığı yönünde şikayetler var. Başkasının kullandığı kaçak elektrik bedellerini namuslu vatandaşın ödemesi, ayrıca tüketilen elektrik miktarını aşan ödemelerin tahakkuk etmesi haksızlığa yol açmakta, şikayet konusu olmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ise enerjinin, ekonominin büyümesi üzerinde önemli kısıtlardan bir tanesi olduğunu belirterek, enerjinin kesintisiz güvenli, temiz ve satın alınabilir bir şekilde sağlanmasının bakanlığın en başta gelen görevlerinden olduğunu ifade etti.
Jeotermal enerji konusunda Türkiye'nin zengin olduğunu dile getiren Yılmaz, bunun yarattığı birtakım çevresel sorunların bulunduğunu, yöredeki halkların daha ziyade, yerin üzerindeki doğanın korunması konusunda görüş bildirdiğini söyledi. Yılmaz, güneş ve rüzgar enerjisinde diğer ülkelere oranla avantajlı durumunda olunduğuna dikkati çekerek, bu alandaki yatırımların daha da artırılması gerektiğini ifade etti.
Yılmaz, yenilenebilir enerjide daha fazla yatırım yapılması gerektiğinin altını çizerek, "Biz geçmişte araba yapmadan yol yaptık, ülkemizi yabancı otomobil üreticilerinin ithalatına açık hale getirdik. Yenilenebilir enerji konusunda henüz yolun başındayız. Bunu da doğru değerlendirmemiz lazım. Gerek rüzgar gerek güneş enerjisinde teknolojinin ortaya çıkardığı aparatları ithal etmek yerine ülkemizde üretmeliyiz." dedi.
AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, Türkiye'nin enerji yönünden dışa bağımlılığının azaltılması, enerji kaynakları ve geçiş güzergahlarının çeşitlendirilmesi, enerji alt yapısının güçlendirilmesi, enerji verimliliğinin öncelikleştirilmesi, buna benzer arz güvenliğinin sağlanmasının ülkenin geleceği açısından önem taşıdığını vurguladı.
Güneş ve rüzgar enerjisindeki payın, çok daha artırılması gerektiğini anlatan Ök, şunları söyledi:
"Türkiye, yenilenebilir enerjide bölgesinde lider ülkedir. Hali hazırda elektriğin yüzde 30'undan fazlasını yenilenebilir enerjiden karşılar hale geldik. İktidarlarımız son 17 yılda birçok ilke imza atmış durumda. Hükümet olarak hedeflerimiz, yenilenebilir enerjide ülkemizin elektrik üretimindeki payının 2023'te yüzde 39 seviyesine yükseltmektir."
Türkiye'nin kömür potansiyelini daha doğru bir şekilde belirleyebilmek için bakanlık tarafından, imkanlar seferber edilerek kömür arama ve rezerv geliştirme hamlesinin başlatıldığına dikkati çeken Ök, "2005 yılında 8.3 milyar ton olan ülkemiz linyit rezervi 19 milyar ton seviyesine çıkartılmıştır. Ülkemizin halen 30 milyon ton kömür ihtiyacının olduğunu ve yılda 3-4 milyar dolar civarında kaynağımızı kömür için harcadığımızı göz önünde bulundurduğumuzda, dışa bağımlılığın azaltılması için yerli kömürün büyük önem taşıdığı görülmektedir. Yerli kömür rezervlerinden sonuna kadar yararlanılmalıdır." diye konuştu.
Kaz Dağları'ndaki maden arama çalışmalarına da değinen Ök, Kaz Dağları'ndaki maden arama ruhsatının 2001'de alındığını, bu ruhsat için de gerekli kurumlardan izinler alındığını belirtti. Ök, "Müfredat yeterli değildir derseniz, müfredatımızı incelediğimizde, dünyada bununla ilgili izin veren müfredatlardan çok daha ağır bir müfredatımız var. Kaz Dağları olaylarında, ikinci bir Gezi olayı çıkar mı diye bakıldı ama olmadı." ifadesini kullandı.