Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "100 bin sosyal konut kampanyası"nın ilk defa yapıldığını belirterek, "Bu ülkede hiçbir alt gelir grubu vatandaşımız kalmayana dek 240 aya varan vade ile 894 lira sabit taksitle bu kampanya yapılacaktır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin maddeleri üzerinde görüşmeler sürüyor. Bütçenin 5. maddesi üzerinde milletvekilleri söz aldı.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, bütçenin geneline bakıldığında yeni yatırımların bulunmadığını savundu.
İşsizler, sabit ve dar gelirliler için 2020'nin zor bir yıl olacağını söyleyen Nuhoğlu, reel gelirin azalması nedeniyle hane halkının daha az harcama yapacağını ifade etti.
Devlet kurumlarındaki yeteneksiz kadro değişiklikleriyle sorunların birikerek ülkenin enkaza dönüşmek üzere olduğunu öne süren Nuhoğlu, "Bu yükün altında sadece iktidar değil, bütün Türk milleti kalacaktır. Bizim itirazımız bunadır." diye konuştu.
Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin de eleştirilerini dile getiren Nuhoğlu, Kanal İstanbul'un "proje" olmadığını savunarak, "Fizibilitesi yapılmış, uygulanabilir olduğu ispat edilmiş çalışmalara proje denir. Bu çalışmanın ihaleye çıkacağı açıklanmış ama fizibiliteyle ilgili bilgiler henüz yok. Toplam bedelin en az 300 milyar lira olacağı tahmin ediliyor. Ortaya atıldıktan itibaren üniversiteler ve meslek odaları bu tasarıya şiddetle karşı çıkmaktadır, oradan menfaat umanlar ise destek vermektedirler." ifadesini kullandı.
Nuhoğlu, "Tabiatı bozmaya ve gelecek nesilleri uzun yıllar borç ödemeye mahkum etmeye hiç kimsenin hakkının olmadığını belirterek, "Bilimden uzak, hesap kitap bilmeyen, çapsızların hazırladığı, komisyon alma telaşında olanların desteklediği, hayali olduğu için "çılgın" denilen bu taslakla Türk milletini oyalamaya kimse kalkışmasın." dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, İYİ Partili Nuhoğlu'nun sözlerini eleştirerek, "Sizin çapınız, bizim çapımıza yetmez. Bizim gerçekleştirdiklerimizi siz hayal bile edemezsiniz." diye konuştu.
Kanal İstanbul'un, asrın projesi olduğunun altını çizen Akbaşoğlu, şunları kaydetti:
"Bu proje, milletin projesidir; bir hayal değil, projedir. Biz, inşallah, Kanal İstanbul'u, Marmaray'ı, Avrasya'yı, Osman Gazi Köprüsü'nü İstanbul Havalimanı'nı yaptığımız gibi gerçekleştireceğiz. Kanal İstanbul'a karşı duranlar, bilimsel bir karşı duruş içerisinde değil, bilimsel hiçbir altyapısı yok. Çünkü 52 tane kurumdan 9 yıllık çalışmanın, bilimsel görüşlerin neticesinde bu proje hayata geçirilecek. Dolayısıyla, siyasi bir tavır sergiliyorlar. Biz de siyasi olarak diyoruz ki, egemenliğimizin gereğini yapacağız, Avrupa kıtasının sınırını değiştireceğiz ve her yıl en az 5-6 milyar dolar ülkemizin kasasına oradan gelir elde edeceğiz."
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu da "çılgın" bir projenin, çılgınlık boyutunda da ele alınması gerektiğini ifade ederek, bu projeden ne bölgede yaşayanların ne yerel yönetimlerin ne de TBMM'nin bilgilendirildiğini söyledi. Dervişoğlu, "Yaptık oldu.' diyorsunuz. Aslında tepkimiz hem o yaptığınız yanlışlıklara ve çılgınlıklara hem de kullandığınız yöntemleredir." dedi.
MHP Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay, siyasi, ekonomik ve sosyal yapıyı yeniden güçlü temeller üzerinden şekillendirmenin, son yıllarda ulusal güvenliği tehdit eden iç ve dış gelişmeler karşısında sürdürülen mücadelede büyük önem arz ettiğini dile getirdi.
MHP olarak birikim olanaklarını artıracak ve dengeli ekonomik bölüşümü gerçekleştirebilecek yeni, etkin politikalar üretebilmenin mümkün olduğuna inandıklarını belirten Taşlıçay, şunları söyledi:
"Bu bağlamda, piyasa ekonomisinin serbest işleyişinin rekabetçi bir ortam yaratmaya yönelik etkin bir teşvik unsuru olduğunu kabul etmekle birlikte, bu durumun ekonomik istikrarsızlık, dengesizlik, eşitsizlik gibi sonuçları olduğuna dikkati çekmek istiyorum. Katılımcı bir anlayışla çalışılması gereken iş gücü piyasası ve çalışma hayatı reformuyla istihdamı caydırmayan bir sosyal yardım sisteminin kurulması, eğitim istihdam planlamasının sağlanması, mesleki eğitimin daha da güçlendirilmesi gerekmektedir. Toplumun tüm kesimlerine insanlara yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, ücret verimlilik ilişkisinin güçlendirildiği, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirildiği bir iş gücü piyasası oluşturulmalıdır. Başta kadın ve gençler olmak üzere tüm kesimler için nitelikli istihdam imkanları artırılmalıdır. Ülkemiz ciddi bir işsizlik probleminin yanı sıra ciddi bir de kalifiye eleman sorunu yaşamaktadır. Bu iki kesimi bir araya getirecek politikalar ortaya konulmalıdır."
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Kahramanmaraş olaylarına ilişkin tarihsel bilgilere değinerek, Kıbrıs'a iki saatte çıkarma yapan Türk Silahlı Kuvvetlerinin, o dönem 7 gün boyunca olaylara müdahale etmediğini söyledi. Kahramanmaraş olaylarında binlerce iş yeri ve evin tahrip edildiğini, çok sayıda kişinin da hayatını kaybettiğini anlatan Özen, "Bu olaylarla yüzleşmek ve o katilleri lanetlemek, suçluların ortaya çıkarılmasını sağlamak gerekir." dedi.
Özen, hayatını kaybedenleri her yıl Kahramanmaraş'ta andıklarını ifade ederek, bu anma programı için hükümetin kolaylık göstermesini istedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 2020 yılı bütçesinin tarım çerçevesinde analiz edildiğinde, bütçede tarımın ve çiftçinin sorunlarına yer verilmediğini savundu.
2020 bütçesinde tarıma ayrılan payın 22 milyar lira olduğuna işaret eden Sarıbal, "Çiftçinin en önemli sorunu borçlarıdır. Çiftçinin 160 milyar lira borcu var. Buna karşılık bütçeden sadece 4 milyar lira civarında bir sübvansiyon kredisi için pay ayrılmıştır. Çiftçi aldığı kredilere karşılık faiz ödemeye devam edecektir. Bu bütçe çiftçinin borcuna çözüm üretmiyor; bu bütçe, faiz bütçesidir, çiftçiyi öldürme, üretimi kısıtlama projesidir." değerlendirmesinde bulundu.
Çiftçinin en önemli sorunun girdi maliyetleri olduğunu dile getiren Sarıbal, bütçede, mazot, gübre, tohum konusunda tek kuruşun bulunmadığını savundu.
Afetler konusunda da bir tek özel bütçe kaleminin görülmediğini söyleyen Sarıbal, bütçenin daha çok ithalatçılığı beslediğini savundu.
AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, AK Parti hükümetleri olarak 2053 ve 2071 hedefleri için azim ve kararlılıkla çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, büyük ve güçlü Türkiye idealleri yolunda koydukları hedeflere ulaşmak için bütçenin büyük bir önem arz ettiğini belirtti.
Türkiye ekonomisinin, 2002'den bu yana başarılı alanlarından birisinin de bütçe performansları olduğunu vurgulayan Mesten, "Hedeflerimiz doğrultusunda dünyanın en büyük 10 büyük ekonomisinden birisi olmak için bütçe disiplininden taviz vermeden, yapısal ve kalıcı reformlarla yolumuza devam ediyoruz. Özellikle savunma sanayi, enerji, ulaşım ve iletişim alanındaki büyük yatırım ve atılımlar, geniş ihracat ağımız, küresel yatırımlara ve ticarete güvenli bir liman olmamız, dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olabileceğimize inancımızı artırmaktadır." dedi.
Mesten, ülke olarak özellikle son birkaç yıl içerisinde uluslararası siyasi ve ekonomik birçok engelleme, baskı ve finansal saldırılarla daha fazla karşı karşıya kalındığını anımsatarak, Türkiye'nin bu sıkıntıları bertaraf edecek imkan ve kabiliyete sahip olduğunu söyledi.
CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, Aydın'da kaçak jeotermal elektrik santralleri bulunduğunu iddia ederek, "Sadece 4 tane firmayı zengin etmek için 1 milyon 200 bin insanın geleceğini yok ediyorsunuz. Bu kaçak jeotermal elektrik santrallerini kapatın. Yatırıma karşı değiliz, bu firmalar eğer yatırım yapmak istiyorsa çevreye zarar vermeyecek teknoloji kullansınlar." diye konuştu.
Madde üzerindeki müzakerelerin ardından soru-cevap işlemine geçildi.
- "Millet bahçelerini 81 şehre yapacağız"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "100 bin sosyal konut kampanyası" ile ilgili talep toplamaya başlandığını belirtti.
TOKİ Başkanlığının, 2002'den bugüne, 100 bin sosyal konutu ilk defa bir yılda yaptığını ifade eden Kurum, "Bugüne kadar 857 bin bağımsız bölüm ürettik ve 160 milyar liralık iş yaptık. Sosyal donatılarımızı da eklediğinizde 1 milyon bağımsız bölümün üzerinde tamamen alt gelir grubu vatandaşlarımıza yönelik, şehirlerimizin sosyal altyapılarını güçlendirmeye yönelik birçok iş ve işlemi yaptık, vatandaşlarımıza teslim ettik. Bu çerçevede alt gelir grubu vatandaşlarımızın ev sahibi olabilmesi amacıyla ve bu ülkede hiçbir alt gelir grubu vatandaşımız kalmayana dek 240 aya varan vade ile 894 lira sabit taksitle bu kampanya yapılacaktır." diye konuştu.
Kamu İhale Yasası'ndaki "21/b"nin özellikli işleri tarif ettiğine dikkati çeken Kurum, "Burada özellikli bir işlem olması halinde aciliyet gerektirmesi, terörle ilgili bir işlem olması halinde 21/b buna cevaz veriyor. Bunun dışında aciliyeti olmayan işlerle alakalı 21/b'ye göre ihale yapılmadı. Bundan sonraki süreçte de aynı anlayışla devam edilecektir." ifadesini kullandı.
Millet bahçelerini 81 şehre yapacaklarını belirten Kurum, kişi başına yeşil alanı artırmak için çalıştıklarını vurguladı.
Kurum, 22 ilde ekolojik koridorlar oluşturmak için de çalıştıklarını ifade ederek, iklim değişikliyle ilgili de önemli bir adım attıklarını belirtti.
Kentsel dönüşümle ilgili çok hedefler koyduklarını, her yıl 300 bin bağımsız bölümün dönüştürülmesi hedeflerinin bulunduğunu dile getiren Kurum, şöyle devam etti:
"Afet riski altındaki alanlar, deprem riski altındaki alanlar, tarihi alanlar ve sanayi alanlarının dönüşümü şeklinde 4 ana başlıkta topladık. Bu çerçevede sanayi alanlarının dışarı çıkarılması, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği riskini taşıdığı Dilovası'na yerel seçim zamanında gittik, hem vatandaşlarımızla hem sivil toplum örgütlerimizle görüştük.
Kömürcüler OSB ile ilgili yerinde tespitlerimizi yaptık. Şu anda TOKİ Başkanlığı, Kömürcüler OSB'nin taşınması ve taşınmasının ardından da Dilovası'ndaki vatandaşlarımızın problemlerini halledecek kentsel dönüşüm sürecini çalışıyor. Dilovası'ndaki kentsel dönüşümü önemsiyorum. Buna ilişkin bir grup çalışıyor. Etaplar halinde vatandaşlarımızı riskli gördüğümüz binalardan taşımak suretiyle Dilovası'nı yaşanılabilir bir hale getirmek için adımları atacağız."
Aydın'daki jeotermallerle ilgili konuya da değinen Kurum, jeotermallerle ilgili çalışma ruhsatını belediyelerin verdiğini, buradaki sürece Bakanlık çalışanlarının bakacağını söyledi.
Kurum, "ÇED izni olmayan hiçbir jeotermal tesis olmaz. Arkadaşlarımız teyit etti, Aydın'daki tesislerin ÇED'i mevcuttur." diye konuştu.
Bakan Kurum, şeker ithalatına ilişkin bir sorunun geldiğini anımsatarak, vatandaşların tükettiği şekerlerin tamamının yerel üretim olduğunu belirtti. Kurum, "Pancar şekeri satışlarında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. Hem kotalarımızda yaptığımız düzenleme ile hem de satışlarda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019-2020 pazarlama yılı için şeker kotaları 2,7 milyon ton olarak belirlenmiştir. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekorudur." şeklinde konuştu.
Genel Kurulda, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 5. maddesi kabul edildi.