2040 Elazığ'ı Bitirme Eylem Planı

Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi (HAZARSAM) Başkanı Dr. Bilal Çoban düzenlediği basın toplantısında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilk defa Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Malatya illerini kapsayan bir bölge oluşturarak 2040 yılı hedeflerini kapsayan ve Elazığ ile Tunceli illerinin yok sayıldığını iddia etti.

Üçüncü kez askıya çıkarılan plana “2040 Yılı Elazığ’ı Bitirme Planı” adını vererek itiraz eden Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Bilal Çoban; kendilerine inanmayan ve uyarılarını dikkate almayan Elazığ milletvekillerine “Bizim gelecekle ilgili endişelerimiz var. Gelecek endişelerimizi lütfen düzeltin. Bu size kamu borcudur. Bu sizin vatandaşa borcunuzdur. Lütfen bu borcunuzun gereğini yapın.” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Malatya ilerini kapsayan 2040 yılı planında nüfus, ulaşım, ekonomi ve gelişmişlik alanında Malatya’nın yüzde 100 büyütülerek adeta bölge merkezi haline getirildiğini ve Bingöl’ün de yüzde 80 büyütülerek Malatya’yı takip ettiğini anlatan Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Bilal Çoban; aynı planda Elazığ ve Tunceli’nin yüzde 30 büyütülmesine tepki gösterdi.

Söz konusu plana “2040 Yılı Elazığ’ı Bitirme Planı” adını vererek bir rapor hazırladıklarını ve üçüncü kez askıya çıkarılan plana 18 Nisan’da itiraz ettiklerini söyleyen Çoban; kendilerine inanmayarak hazırladıkları raporu dikkate almayan Elazığ milletvekillerini şu sözlerle göreve çağırdı:

“18 Nisan’da üçüncü askıya çıkılıp da son bulan itiraz süresinde biz buna itiraz ettik ancak değişmeyeceğini varsayıyoruz. Bizim çağrımız şudur. Elazığ’daki kamu kurum kuruluşları, sivil toplum örgütleri siyasal bir baskı ile siyasetçilere baskı oluşturmalı. Biz siyasal baskıdan da vazgeçtik önce bizim siyasetçilerimizin inanması lazım. Bizi kim kurtaracak? Kim gidecek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na oturacak da ‘Kardeşim bizim ilimizin bak şu gerekçelerle hakkı yenilmiş’ kim diyecek? Bunlar siyaset yapıyor, bunlar bilmem ne yapıyor demekle olmaz biraz da siz siyaset yapın görelim. Biz de sizin takipçiniz olalım yani siz bizim takipçimiz olmayın. Biz kendi kendimize konuşup duralım ama bu şehri birinin düzeltmesi lazım. Ben mi düzelteceğim burada gazeteciler mi düzeltecek? Düzeltecek olan siyaset kurumudur ancak siyaset kurumu da Elazığ’a inanmamaktadır yani böyle bir mantık olabilir mi? Yanlışlık olmuştur düzeltilecek diyorlar. Üçüncü defa askıya çıkan ve benim düzletileceğinden umudumun olmadığı bir süreç yaşıyoruz. Ancak bu şöyle olabilir; siyasetçisiyle, valisiyle, sivil toplum örgütleriyle, vatandaşıyla gidilecek oturulacak ve denecek ki ‘Kardeşim sizin bu bazı belirteçler dediğiniz nedir? Bizim bilmediğimiz bir şey varsa söyleyin.

Burada başka bir yöne ayrılıyoruz da bizim eğer burayı terk etmemiz gerekiyorsa onu da sayın. Deyin ki bir rejim değişikliği öngörülmektedir. Bu rejim değişikliği içerisinde işte burada yaşayan insanların milliyetçi vatanperver olduğu varsayılmıştır ve bunların da şehri terk edeceği öngörülmüştür deyin.’ Deyin bunu eğer bunu düşerseniz rapora bu sistem düzeliyor. Sadece bununla düzeliyor başka türlü düzelmiyor bu rapor. Terk etmemiz gerekiyorsa da terk edelim bu vatanı tamam buyurun iller sizin olsun.

Şunu ifade ediyorum bu bir siyasal söylem değildir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2040 yılı Elazığ’ı Bitirme Planı gibi 2035 yılı Ulaştırma Bakanlığı’nın planı da aynı şekildedir. Niye kimse bizimle ilgilenmiyor? Bunu bütün çıplaklığıyla marjinalleştirmek için biz bu basın toplantısını yapma gereği duyduk. Vatandaşlarımızın bu konuda farkındalık düzeyini arttırmak istiyoruz ve en önemlisi de siyaset kurumunun harekete geçirilmesi için buradan kendilerine sesleniyoruz. Lütfen siyaset kurumunu harekete geçirin.

Yazık kardeşim bu şehrin hakkı var sizde. Bu şehir sizi avukat olarak tutmuş; demiş ki ‘Benim haklarımı koru.’ Burada bir dava konusu var 2040 yılında Elazığ’ın hakları yeniliyor. Sen vekilsin gideceksin bu haklarımı koruyacaksın o kadar. Elazığ çocuğu sana oy vermiş. Onun haricindeki yok siyasaldı, yok bunlar belediye başkanlığını düşünüyor, rektör olacaklar, bakan olacaklar sanane? Otur işine bak. Herkes kendi işini yapacak.

Burada işini yapmayan bir gurubun işgüzarlığını bütün şehir çekmek zorunda mı? Bizim gelecekle ilgili endişelerimiz var. Gelecek endişelerimizi lütfen düzeltin. Bu size kamu borcudur. Bu sizin vatandaşa borcunuzdur. Lütfen bu borcunuzun gereğini yapın.”

Ajans23 / Arzu AKIN