23-25 Eylül Makarna Festivali Ardından... Festival Derken?

23-25 Eylül tarihlerinde Makarna Festivali, tarihi Sirkeci Garı’nda yapıldı.

Hem açlığımdan hem de heyecanımdan bir an önce festival alanına varmayı düşünürken, makarnayı kaşıkla yemek, makarnayı gece yarısı yemek, sabah akşam makarna yemek, makarnayı ekmekle yemek bizim ülkemizin vazgeçilmez anekdotlarındandır diye mırıldanıyordum.

Makarna Festivalinin Sirkeci Garı’nda yapılacağını duyunca, tarihi bir mekanı seçmenin, tarihi Marco Polo’ya, Bizans’a dayanan makarna için de bir saygı duruşu olacağını düşünmeden edemedim.


3 Kasım 1890'da II. Abdülhamid adına Ahmed Muhtar Paşa’nın tamamladığı bu nefis bina, kim bilir ne aşklara, kavuşmalara, ayrılıklara sahne olmuştu. Tarih kokan bu binada festivalle birlikte şimdi bir de buram buram **makarna

Reklam
Reklam

** kokacaktı.

Eminönü’nün trafiğini yara yara sonunda garın girişine ulaşmıştım. Festival denildiğinde rengarenk kostümleriyle insanları şenlendiren müzisyenleri beklerken, günün kasvetini ve bitmeyen uçsuz bucaksız kuyrukları görmek hiç de hoşuma gitmemişti. Biletimi okutup, içeriye girdiğimde ise; makarnaları asla mideye indiremeyeceğimi de anlamış olmuştum.


Dört ya da beş marka makarna standının kurulduğu, kuyrukların “S” çizdiği, makarna standlarında hiçbir açıklamanın bulunmadığını ve sadece kuyruktakilere bir tas makarna dağıtmaya odaklı olduğunu görünce ikinci hayal kırıklığı beni içine çekiverdi.


Workshop alanına girdiğimde sadece bir standın olduğunu ama neyse ki sevgili büyük usta Şef Geovani’nin makarna yapımını uygulamalı olarak anlattığını görünce yüreğime biraz su serpildi.

Ödüllü makarnacılar, butik makarnacılar, zeytinyağı markaları, sos markaları, mutfak okulları ile çok daha hareketli ve eğlenceli bir ortam beklerken, ruhsuz festival için makarna bile ağlıyordu.

Reklam
Reklam

Hatta tulum peynirli, cevizli bir erişteyi görür gibi oldum ama; bir kedi gördüm galiba repliği gibi kala kaldım ortada.


Günün sonunda çıkardığımız sonuç;

  • Makarna hala baş tacı!

  • En sevilen ilk beş yemek arasında yine makarna var.

  • Makarna üreticileri bir araya gelmeli ve daha eğlenceli, daha ses getiren bir festivale imza atmalı.

  • Mutfak okulları da kendi içlerinde kapalı kalmadan, festivallerde yapılacak yarışmalarda şov yapmalı.

  • Makarna Festivali tekrar hak ettiği güzellikte yapılmalı.

Unutmamalı ki makarna mühim meseledir. Uzun makarna (spagetti) sitem etti, burgu hüznünden buruldu da buruldu.

Reklam
Reklam

Üzülmeyin dedim. Siz hep gönüllerde ve midemizde hoş bir seda bırakacaksınız dedim. Sirkeci Garı da yeniden cıvıl cıvıl olduğu için mutlu olmuştu sanki. Çinileri renklerini bizim için canlandırmıştı.


Hepsi el salladı teker teker. Bir festival de böylece sossuz, tuzsuz bitti gitti.

Not: Teşekkürü ise; Adana-Mersin’den gelen üniversite öğrencilerinin açtığı, yağ ve narenciye standına verdim gitti.

Makarna hakkındaki yazım için sizi şöyle alalım;

Makarna; Sen Bir Ömre Bedelsin!