23 Ekim İngiltere basın özeti

Times'a göre "ABD Irak'ta Putin'i durdurmak için harekete geçti". Taraftarları Şampiyonlar Ligi marşını yuhaladığı için Manchester City hakkında soruşturma açılmasına tepki gösteren Guardian ise "Hadi hep beraber UEFA'yu yuhalayalım" diyor.

İngiliz gazeteleri bugün farklı haberleri manşetlerine çekmiş. Independent gazetesinin manşetinde bir soru var:

"Polis, Tiananmen'den kurtulan kişinin İngiltere'deki evini bastı. Peki emri kim verdi?"

Gazetenin bahsettiği kişi 47 yaşındaki demokrasi yanlısı Çinli Shao Jiang. Resmi bir gezi için İngiltere'ye gelen Çin Devlet Başkanı Xi Şinping'i protesto eden Shao Jiang Londra'da gözaltına alınmıştı.

İngiliz polisi daha sonra Shao Jiang'ın evini basmış, bilgisayarına da el koymuştu. Independent, İngiltere'nin, Çin rejiminin emriyle hareket etmekle suçlandığını yazıyor.

Reklam
Reklam

'HSBC için Hong Kong'un alternatifi ABD'**Financial Times**'ın manşeti ise "Eğer HSBC İngiltere'den ayrılırsa, ABD Hong Kong'a alternatif olarak beliriyor".

Sadece İngiltere'nin değil Avrupa'nın da en büyük bankası olan HSBC Nisan ayında, merkezini Londra'dan Hong Kong'a taşımayı değerlendirdiğini açıklamıştı. Financial Times ise gelinen noktada ABD'nin ciddi bir alternatif olarak belirdiğini yazıyor.

Gazete İngiltere'de Mayıs ayındaki seçimi kazanarak tek başına iktidara gelen Muhafazakar Parti'nin vergi alanında bankacılık sektörünü memnun eden düzenlemeler yaptığına dikkat çekmiş. Ancak Financial Times'ın haberine bakılırsa, bankanın yöneticileri, İngiltere'de Hazine'nin ve denetim kurumlarının kendilerine hala "düşmanca" yaklaştığını düşünüyor.

HSBC'nin merkezinin 100 yıldan uzun süre Hong Kong olduğunu hatırlatan Financial Times, bankanın Çin'in kontrolüne geçmesi ihtimaline yönelik kaygıların arttığını, denetçilerinin büyük bankalara daha sıcak baktığı düşünülen ABD'nin alternatif olarak belirdiğini duyuruyor.

Reklam
Reklam

İngiltere'de şeker vergisi tartışması**Times** ise manşetine İngiltere'de Ulusal Sağlık Sistemi'ni yöneten Simon Stevens'ın dün akşam yaptığı uyarıyı çekmiş. Stevens, "Çocuklarımızı korumak için abur cubur yemek alışkanlığına karşı harekete geçilsin" diyor.

İngiltere'de hükümete kamu sağlığı alanında danışmanlık yapan kurumun önerileri arasında gazlı içeceklere ve küçük çikolatalara yüzde 20 vergi konması da var.

Bu önerileri manşetine taşıyan Guardian da İngiltere Başbakanı David Cameron'ın şeker vergisini desteklemesi yolunda baskı altında olduğunu belirtiyor.

Guardian, Cameron'ın daha önce bu tip bir vergiye karşı olduğunu hatırlatmış. Gazete ana muhalefetteki İşçi Partisi, sağlık kuruluşları ve ünlü şef Jamie Oliver'ın yanı sıra iktidardaki bazı Muhafazakar milletvekillerinin de şeker vergisine destek verdiklerini belirtiyor.

'ABD Irak'ta Putin'i durdurmak için harekete geçti'ABD dün Irak'ta düzenlediği operasyon ile IŞİD'in elinde 'idam edilmek üzere olan' 69 rehineyi kurtarmıştı.

Reklam
Reklam

Daily Telegraph, "ABD, IŞİD'le savaşta ilk kez asker kaybetti" demiş operasyonla ilgili haberinde.

Operasyonun Guardian ve Independent Kürtlerle, Times ise Irak güçleriyle birlikte yapıldığinı yazmış.

Times gazetesinin dünya haberleri sayfasında ayrıca operasyonla ilgili bir de analiz var. Gazeteye göre ABD operasyonla, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Irak'ta inisiyatif almasını önlemek istedi.

Gazetenin dünya haberleri sayfasındaki analiz, Times'ın Beyrut'taki muhabiri Tom Coghlan'ın imzasını taşıyor.

Tom Coghlan analizine, "ABD'nin son dönemde Irak'ta kara birlikleri kullanmaya yönelik isteği tesadüf olamaz. Beyaz Saray haftalardır, IŞİD'e karşı sadece hava gücü kullandığı için eleştiriliyordu" cümleleriyle başlıyor.

Analiz şöyle sürüyor:

"ABD, öncelikle Rusya'nın Suriye'deki müdahalesini öngöremedi. Daha sonra Rusya, Suriye, İran ve Irak Bapdat'ta ortak bir istihbarat paylaşım birimi kurdu. Bu, ABD'nin bölgedeki nüfusuna yönelik bir diğer meydan okumaydı."

Reklam
Reklam

Irak'ta Şii milletvekillerinin hafta boyunca Başbakan Haydar El İbadi'den, Rusya'dan, ülkede IŞİD'e yönelik hava saldırıları düzenlemesini istemesini talep etmişlerdi. Bu çevreler, ABD'nin IŞİD'e yönelik hava saldırılarının başarısız olduğu görüşündeydi.

"ABD tüm bunlara yanıt verir görünüyor" diyen Times muhabiri ise Amerikan Genelkurmay Başkanı General Joseph 'ın Salı günü önce Erbil'e, sonra da Bağdat'a gittiğini hatırlatıyor.

Amerikalı yetkililer Irak stratejilerini gözden geçirdikleri söylüyor. Irak'a takviye Amerikan askeri gönderilip gönderilmeyeceği ise netleşmiş değil.

Times'taki analiz şöyle noktalanmış:

"Dünkü baskında Iraklıların yaşamı için Amerikalıların hayatları riske atıldı. Bu önemli bir mesaj. Rusya'nın meydan okuması karşısında ABD'nin yeniden prestij kazanma çabası ve Irak stratejisinin başarısız olduğunun da kabulü aslında.

"Amerika Irak güvenlik güçleri için 20 milyar dolar harcadı. Ancak ortada, İran destekli tartışmalı milisler savaşa dahil olmadığı sürece, Irak ordusunun IŞİD'i mağlup edebileceğine yönelik çok az işaret var.

Reklam
Reklam

Independent'ın tecrübeli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn ise operasyonu, "dramatik ve kahramanca" olarak nitelendirse de devamının beklenmemesi gerektiğini söylüyor.

Cockburn, "Operasyonun başarısı Amerika'nın Irak'taki genel başarısızlığının üstünü örtmemeli" diyor.

'UEFA'nın son saçmalığı'Guardian'ın spor ekindeki bir haberin başlığı ise "UEFA'nın son saçmalığı". Gazeteyi bu ifadeyi kullanmaya iten ise Avrupa Futbol Federasyonları Birliği'nin, İngiliz kulübü Manchester City hakkında açtığı soruşturma. Kararın gerekçesi, City tararftarlarının Salı günü, Sevilla maçı öncesi çalınan Şampiyonlar Ligi marşını yuhalamaları.

Gazetenin haberini şu ifadelerle başlıyor:

"UEFA Başkanı Michel Platini FIFA Etik Komitesi kararı ile bir süre futboldan men edilmişken, Platini'nin yardımcısı hakkında da soruşturma açılmışken, Avrupa futbolunu yöneten kurumun böyle bir soruşturma için zaman bulması hayret edilecek bir olay. Nyon'daki genel merkezlerine kaos hakimken, UEFA'nın bürokratları dün krizden saçmalığa geçiş yaptı"

Reklam
Reklam

Manchester City, "milli marşların ya da organizasyon marşlarının çalınmasını aksatmayı yasaklayan" yönetmeliğini ihlal etmekle suçlanıyor. Guardian söz konusu yönetmeliğin ilk kısmının makul, ikinci kısmının ise "Kuzey Kore'de görülene eş" olduğu yorumunu yapmış.

Şampiyonlar Ligi'nden sonra UEFA Avrupa Ligi için de marş bestelendiğini, Platini'nin damadından marşı bestelemesini isteyerek "akrabasını kayırmakla" suçlandığını hatırlatan Guardian'daki haber şöyle noktalanmış:

"Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Hadi hep beraber UEFA'yı yuhalayalım."