İSTANBUL (İHA) - Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) kuruluş yıl dönümü olan 23 Mart, "Dünya Meteoroloji Günü" olarak kutlanıyor.
Her yıl düzenli olarak yapılan kutlamalarda WMO Yürütme Konseyi tarafından saptanan bir konu, üye ülkeler tarafından işleniyor ve kamuoyu aydınlatılıyor. Bu yılın konusunun "hava, iklim, su ve sürdürülebilir kalkınma" olarak belirlendiğini ifade eden İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yunus Borhan, "Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden sağlayan kalkınma" şeklinde tanımlanabilen sürdürülebilir kalkınma, atmosferdeki sera gazlarının konsantrasyonundaki artış, iklim değişikliği, stratosferik ozon tabakasının tüketimi, taze su kaynaklarının azalımı ve artan hava ve su kirliliği gibi sorunların yanı sıra dünyanın çeşitli bölgelerindeki tropikal siklonlar, seller, kuraklık ve sıcak hava dalgaları gibi olağanüstü hava ve iklim olaylarının artan etkileri nedeniyle önemli tehditler altındadır" dedi.
Prof. Dr. Borhan, günümüzde yaşanan büyük doğal afetler dikkate alındığında ve gelecek yüzyıl boyunca iklimdeki muhtemel önemli değişikliklerin, iklim ve havanın çevre ve sosyo ekonomik gelişim üzerindeki etkilerinin önemini açıkça ortaya koyduğunu belirterek, "Günümüzde iklim değişikliği, artık en az, kalkınma, açlık ve sağlık kadar önemli ve üzerinde durulması gereken bir sorun haline gelmiştir. Sonuç olarak küresel iklim değişikliği, insanlığın 3. bin yıla taşıdığı en büyük problemlerden biridir. Hava olaylarını kontrol altında tutmak mümkün olmamakla birlikte, doğru gözlem, yüksek tutarlıktaki öngörü ve erken uyarı insanların güvenli bir şekilde yaşama şanslarını arttırabilir. İklim değişikliği, ozon tabakasının incelmesi, çölleşme ve insan güvenliğini tehdit eden diğer olağanüstü olayları önlemek ve etkilerini azaltmak için, bu olayların belirli bir süre önceden öngörülerinin ve erken uyarılarının yapılması ulusal meteoroloji ve hidroloji servislerinin temel görevleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, bu kurumlarda, mühendis ve idarecilik görevi yerine getiren kişilerin, büyük ölçüde konularında üniversite seviyesinde eğitimli, ehliyetli ve kurumun esas konusunda yetkin olan kişiler arasında seçilmesi gerekir" diye konuştu.
Prof. Dr. Borhan, hemen hemen tüm insan faaliyetlerinin hava, iklim ve su koşullarından etkilenmesi, dünya ekonomisinin hava ve iklime karşı duyarlılığının gün geçtikçe daha iyi anlaşılması nedeniyle, bugün meteoroloji ve hidroloji bilimlerinden çok daha fazla katkı beklendiğini dile getirerek, "Bu durum bizlere önemli sorumluluklar yüklemektedir. Su ve hava kamusal bir varlıktır. Bizler önce birey, sonra da meteoroloji mühendisleri olarak onların gerçek sahipleriyiz. Bu sıfatlarımız bizleri 'Havamızı ve suyumuzu konuşmak, onları izlemek ve olası kötü etkilerden korumak için planlar yapmak' gibi asli görevlere çağırıyor" açıklamasında bulundu.