CUMA NAMAZI SAATLERİ 24 KASIM 2023! Cuma namazı saat kaçta, ne zaman kılınacak? Diyanet Ankara, İzmir ve İstanbul cuma vakitleri

Cuma namazı saatleri internette araştırılıyor. Bugün birçok kişi camiye gidecek. Eller semaya kalkacak dualar edilecek. Filistin için dualar edilecek. 'İstanbul cuma saati, namaz vakitleri' gibi konular araştırılıyor. Peki, 24 Kasım 2023 cuma namazı saat kaçta kılınacak? İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre il il 24 Kasım 2023 cuma namazı saatleri...

Cuma namazı saatleri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere 81 il için Diyanet tarafından yayımlandı. Bugün vatandaşlar camileri dolduracak. Birçok kişi ellerini semaya açarak dua edecek. İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Mersin, Kayseri gibi tüm illere ilişkin cuma namazı saatleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlandı. Cuma hutbesinin konusu ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 'İman, İbadet ve Ahlak Bütünlüğü' olarak belirlendi. Peki, cuma namazı ne zaman, saat kaçta?

İSTANBUL, ANKARA, İZMİR CUMA NAMAZI SAATİ!

Cuma namazı saati Diyanet'in namaz vakitleri listesinde yerini aldı. İşte il il cuma namazı saatleri...

Reklam
Reklam

DİYANET İL İL CUMA NAMAZI SAATLERİ İÇİN TIKLAYIN

CUMA NAMAZI SAATLERİ

İSTANBUL CUMA NAMAZI SAATİ 12:56
ANKARA CUMA NAMAZI SAATİ 12:40
İZMİR CUMA NAMAZI SAATİ 13:03
ADANA CUMA NAMAZI SAATİ 12:30
ANTALYA CUMA NAMAZI SAATİ 12:49
DİYARBAKIR CUMA NAMAZI SAATİ 12:11
MERSİN CUMA NAMAZI SAATİ 12:33
MALATYA CUMA NAMAZI SAATİ 12:18
GAZİANTEP CUMA NAMAZI SAATİ 12:22
KAYSERİ CUMA NAMAZI SAATİ 12:30

CUMA HUTBESİ KONUSU (24 KASIM 2023)

Cuma hutbesi konusu açıklandı.

İşte Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan 24 Kasım 2023 cuma hutbesi konusu:

İSLAM, ŞEFKAT VE MERHAMETİ EMREDER

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı
yürekli olsaydın senin etrafından dağılıp
giderlerdi…”1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Merhamet edene Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere
merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”27

Reklam
Reklam

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam, şefkat ve merhamet dinidir. Rabbimizin güzel isimlerinden biri de “er-Rahmân”dır. O, merhametin yegâne kaynağıdır. Allah’ın bütün peygamberleri birer rahmet elçisidir. Ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s), âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberdir.

Kıymetli Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s), şiddetin yerine şefkati, nefretin yerine merhameti inşa etmiştir. O, canlı cansız her varlığa şefkat ve merhametle davranmıştır. Bir cana kıymanın bütün insanlığa kıymakla, bir gönlü incitmenin, Rahmân’ın arşını yıkmakla eşdeğer olduğunu bize o haber vermiştir. Dini, dili ve rengi ne olursa olsun her insanın hürmete layık olduğunu; canının, kanının, malının ve
haysiyetinin dokunulmaz olduğunu bize o öğretmiştir. Savaşın da bir ahlakı olduğunu; masum canlara, hatta çevreye ve hayvanlara zarar verilmemesini bize o
göstermiştir.

Aziz Müslümanlar!

Ne yazık ki, Allah Resûlü (s.a.s)’in bize miras bıraktığı merhamet öğretilerinden gün geçtikçe uzaklaşmaktayız. Ailede, işte, trafikte, hâsılı gündelik hayatın içerisinde şiddetin her türlüsüne üzülerek şahit olmaktayız. Maalesef şiddetten en çok kadınlar, çocuklar ve yaşlılar etkilenmektedir. Oysa ki kimden gelirse gelsin, kime yönelik ve hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın, şiddetin hiçbir çeşidi kabul edilemez. Şiddeti meşru gören hiçbir söz, tutum ve davranış kendine Kur’an ve sünnette yer bulamaz. İslam’a göre şiddet, zulümdür, kul hakkı ihlalidir. Ağır bir vebaldir, büyük bir günahtır.

Reklam
Reklam

Kıymetli Kardeşlerim!

Şiddet, insanlığın en büyük düşmanıdır. Kendisine şiddet ve nefreti esas alanlar, insanlık ailesine en büyük kötülüğü yapanlardır. Bu büyük kötülüğün en acı örneklerinden biri bugün Filistin’de yaşanmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zalimler, Filistinli kardeşlerimize şiddetin her türlüsünü reva görmektedir. Mabetler, hastaneler ve okullar vahşice bombalanmakta; Müslümanlar, baskı ve şiddetle vatanlarından koparılmaktadır. Vicdan yoksunu caniler, kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeden Gazze’de büyük bir soykırım gerçekleştirmektedir. Filistin’de
insan hakları, çocuk hakları, eğitim hakları gibi en temel haklar, işgalci zorbalar tarafından ayaklar altına alınmaktadır. Bu hakları savunduklarını iddia edenler
ikiyüzlü tavırlarıyla yaşanan bu katliamları görmezlikten gelirken, insaf ve vicdan sahibi insanların sayısı yeryüzünde her geçen gün artmaktadır. Unutulmamalıdır ki, şiddet hiçbir kimseyi ve toplumu başarıya ulaştırmaz. Gazze’de masum insanları katledenleri, dünyada hüsran, ahirette ise can yakıcı bir azap beklemektedir.

Reklam
Reklam

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır:

“Kıyamet günü en ağır azaba uğrayacak olanlar, dünyada insanlara azap edip, şiddeti reva görenlerdir.” 3

Değerli Müminler!

İnsanların gönlüne şefkat ve merhamet tohumlarını ekenlerin başında anne babalar ve öğretmenler gelmektedir. Öğretmenlerimiz, geleceğimizi imar etmek için canla başla çalışan fedakâr insanlardır. Evlatlarımızı iyiye ve güzele yönlendirmek, milli ve manevi değerlerine bağlı, çevresine ve insanlara faydalı kişiler olarak yetiştirmek için var güçleriyle gayret gösteren cefakâr insanlardır.
Bu vesileyle bizleri ilim, irfan ve hikmetle buluşturan, bu günlere gelmemize vesile olan bütün öğretmenlerimizi hürmet ve minnetle yâd ediyorum. Ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık, afiyet ve huzur diliyorum. Hutbemi, “Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.”4 buyuran Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.”5

Reklam
Reklam