İzmir'de Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli hemşire K.Ü. ile uzman doktor Ç.Y., geçen ağustos ayında, hastanede görevli hemşire Rukiye Kızılırmak'ın, Kovid- 19 aşısı olmayanlara olmuş gibi sahte aşı kartı düzenlediği iddiasıyla ihbarda bulundu. Gözaltına alınan Kızılırmak, polisteki işlemlerinin ardından tutuklanırken, yaklaşık 2 ay sonra tahliye edildi.
Hazırlanan iddianamede Kızılırmak'ın, 11 Ağustos 2021'de aşı yapmadığı kişiyi sistemde 'aşı yapılmış' gibi gösterdiği ve bu yöntemle para tahsil ettiği yer aldı. Kızılırmak'ın, sahte aşı kartı konusunda Whatsapp grubu kurduğu ve 13 kişiyle bu iş için anlaşmaya vardığı da iddianamede yer aldı. Toplanan deliller ve alınan ifadeler ışığında savcı, Kızılırmak hakkında 13 kez 'rüşvet almak', 7 kez 'bilişim sistemine hukuka aykırı veri yerleştirme ve sistemdeki verileri değiştirme' ve 8 kez de 'kamu malına zarar verme' suçlarından toplam 241 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteminde bulundu.
Diğer 13 sanık için ise 'rüşvet vermek', 'bilişim sistemine hukuka aykırı veri yerleştirme ve sistemdeki verileri değiştirme' ve 'kamu malına zarar verme' gibi suçlardan ceza verilmesi talep edildi. İddianame 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, sanıklar bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Duruşmaya tutuksuz sanık Rukiye Kızılırmak'ın yanı sıra bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada ilk olarak Kızılırmak'a söz verildi.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Kızılırmak, "21 yıllık hemşireyim. Her dönemde görev yaptım. Kanser biriminde görev yapıyordum. 2002'den beri hacamat yapıyorum. 2021'de de sosyal medya sayfası açtım. Olaydan bir gün önce arkadaşlarım ve yakınlarıma aşı yapmak için sorumlu hemşireden sözlü izin alıp orada çalışmaya başladım. Arkadaşlarım geldi. Hem onlara hem dışarıdan gelenlere aşı yaptım. Daha önce aşı olmayan arkadaşım geldiğinde olay oldu. O arkadaşımla korkmaması için telefonla yazışmıştık. Sonrasında hacamat yapacaktım. Giriş yaptırmadan gelmiş. Ben tam iğneyi batıracakken kalınca bir miktarı yere döküldü ve kargaşa çıktı. Herkes bir an önce aşı olsun istiyordum. Sonrasında da hacamat yapacaktım. Kayıt benim işim değil. Sisteme ben girmedim. Onları doktorlar yapıyordu" diye konuştu.
Whatsapp grubunun sorulması üzerine Kızılırmak, "Mesajlaşmalarda 189 lira var. Bu hacamat ücreti. İnsanlara faydalı olmak için hacamattan 189 lira aldım. Hacamatın Kovid-19'a karşı bağışıklığı güçlendireceğini ve aşı olmalarını da söylüyordum. Aşı karşıtı değilim. Öyle olsaydım çocuklarıma ve kendime yaptırmazdım. Aksine olmak istemeyenleri de ikna ediyordum." dedi.
Kızılırmak'ın ardından diğer tutuksuz sanıklar söz aldı. Kızılırmak'a hacamat için ücret ödediğini söyleyen Feyza Öztürk, "Aşıyla ilgili çekincelerim vardı. Kızılırmak'a beni gözetecek birinin olması gerektiğini söyledim. O da aşıyı kendi hastanesinde yaptırmamı söyledi. Ozon tedavisi görüyordum. Kızılırmak hacamattan bahsedince ben de kabul edip 189 lirayı gönderdim" dedi.
Kızılırmak'ın aşı yaptığı tutuksuz sanık Nadire Ulu, "Aşımı yaptırıp sisteme işlettim. Suçlamayı kabul etmiyorum. Hacamat yaptırmak istemediğim için de para yollamadım. Para talebinde de bulunulmadı" ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Gonca Özmen ise Kızılırmak'la hacamat için anlaştıklarını ancak kendisinden haber alamamaları üzerine İstanbul'a döndüklerini söyledi. Sanıklardan Evren Aracı ile Jale Gül de suçlamaları reddetti.
Tutuksuz sanıkların ardından olayı ihbar eden hemşire K.Ü. tanık olarak dinlendi. K.Ü., "Bizim serviste bir hemşire aşıyı çekip, diğerleri uygular. İlk gelen yakınım dediği kişi içeri girince 'Rukiye Kızılırmak hemşire' dedi. Yakını değildi. Bunun üzerine kontrol etmeye başladım. Son 2 kişide enjektörün ucunu bile çıkarmadı. Diğerini çöpe boşalttı. Sanırım 5-6 aşıyı yapmadı. Yetkili olmayan birisinin aşı yapmasından şüphelendim. Enjektörün batırılışı da şüphemi artırdı" dedi.
Tanık olarak söz alan uzman doktor Ç.Y. ise "Hemşire K.Ü. bana gelip Rukiye Kızılırmak'ın aşıyı çöpe sıktığını söyledi. Bunun üzerine odaya gittik ve aşıyı çöpe sıkarken gördük. 'Özgür iradedir' dedi. Karşısında oturan kişinin sakin olduğunu ve bilinçli bir şekilde Kızılırmak'ın yanına geldiğini gördük. Oradaki kadın kaçınca kolluk kuvvetlerine haber verdik" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti, savunması alınmayan sanıkların savunmalarının alınmasına, kamu zararının sorulmasına, sanıklar hakkında da adli kontrol tedbirleri kaldırılmasına karar verip duruşmayı 8 Eylül'e erteledi. (DHA)