Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, TBMM Başkanvekili Meral Akşener, mağdur sıfatıyla ifadesine devam etti, avukatların sorularını yanıtladı.
Bazı müştekilerin avukatı Hüsnü Tuna'nın, "Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ile İsrail İstihbarat Başkanının Genelkurmay binasında görüşme yaptığı konusunda size intikal eden bir bilgi var mıydı" sorusuna Akşener, "Bu konularda bir bilgim yok ama 2003'te ABD düşünce kuruluşu JINSA'nın 'REFAHYOL hükümetini biz bitirdik' açıklaması vardı, hala tekzip edilmedi" dedi.
Tuna'nın "Susurluk Olayı, REFAHYOL hükümetini yıkmak için yapılmış olabilir mi" sorusuna Akşener, "Bu soruya cevap veremem, evet ya da hayır demem yanlış anlamlara yol açabilir" yanıtını verdi.
"BÇG tarafından hazırlanan ve valilerin gelmesi istenen brifinge valilerin gelmesini engellerken baskıya maruz kaldınız mı" diye soran Tuna'ya, Akşener: "Yağlı kazık üzerine kabinenin 4 kadın bakanı içerisinde sadece İçişleri Bakanına bu küfrü tehdit olarak algıladım. Ben sıradan bir kadın olsaydım yolda kocam, ağabeyim ya da oğlumla giderken bana böyle bir şey söylenseydi elbette onlar gerekeni yapacaktı ama bakan olduğum için yapabileceğim en büyük şeyi yaptım ve cumhurbaşkanına kadar gitti. Allah bana torun verirse ve torunum internete girdiğinde babaannesine küfür edildiğini öğrenecek" diye yanıt verdi.
-"Bir daha da öyle zam görmediniz"-
REFAHYOL hükümeti döneminde eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın Necmettin Erbakan'ı arayarak asker maaşlarına zam yapılmasını isteyip istemediğinin sorulması üzerine Akşener, "Defaaten bir zam yapıldığını duydum ama aranılıp aranılmadığını bilmiyorum. Ben içişleri bakanıyken özellikle polislerin maaşlarının iyileştirilmesi için çalışmalar yaptırdım" diye konuştu. Akşener, bu sırada salondaki polislere dönüp gülerek "Bir daha da öyle zam görmediniz" dedi. Reşat Petek'in avukatı Figen Şaştım'ın, "28 Şubat darbe midir değil midir" sorusu üzerine Akşener, "Evet darbedir ya da hayır değildir diyemem, burada kararı mahkeme verecek ama isterseniz dışarıda sorunuza cevap verebilirim. Ben ne biliyorsam vicdanen söylüyorum. Cevaplarıma her iki tarafından tepkisi farklı olacaktır ama karar mahkemenindir" diye konuştu.
Akşener, bir müşteki avukatının, "O dönemde Genelkurmaydan hesap sordunuz mu? Sormadıysanız, korktuğunuz için mi" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Çok güzel, bu soru harika. Genelkurmaydan hesap sormak, o günün şartlarında… Sormalıydık, sormadık. Korktuk mu bilmiyorum. Ben korkmadım ama 'Rahmetli Hoca korktu' diyorsanız, bunu reddederim. Çünkü çok nazik, kibar, düzgün bir insandı, nezaketle davranan bir insandı. Nezaketin istismarıyla ilgili davranış biçimleri olmuştur. Ama ben o gün nezaketi istismar eden tavırlardan ilgililerin pişman olduğunu düşünüyorum. Hiç nobran birisi değildi. Bugün benim de size korkma üzerine sorulacak çok sorularım olabilir ama sormuyorum. Sadece rahmetli hoca, partisinin bu ülkeyi yönetebilir olduğunu göstermeye çalışıyordu. Onun bu yanını dün istismar ettiler. Bugün de başka şekilde istismar ettiğini düşünüyorum, onun için de doğru bulmuyorum. Ayrıca çok cesur olduğunu iddia edenlerin de çok korkak olduğunu görmüş bir insanım. O dönemde 10 gün boyunca kocama selam veren olmadı, ağabeyimi gören yolunu çevirdi, 10 gün telefonum çalmadı. Cesur, cevval insanlar neredeymiş o zaman? Bir savcı çıkıp da bu yanlış demedi. Genelkurmaya emir kipiyle ‘Gel bakalım', siz dersiniz inşallah."
Psikolojik harekat bağlamında Tansu Çiller'in çıplak fotoğraflarının kullanımına ilişkin soru üzerine Akşener, şunları söyledi:
"Bu son derece çirkin, erkeklerin söylediği bir şey. Bir kere öyle bir şey olması mümkün değil. Bu ülkenin başbakanının, cumhurbaşkanının sağlığıyla ilgili şeylerinin devletin koruması altında olması lazım. Öyle bir fotoğrafın montaj olduğunu sonra ilgilileri söylemiştir. Bu tür fotoğraflar, şunlar, bunlar o dönemde son derece yaygındı. Ben o fotoğrafı gördüm. Montaj bir fotoğraftı. Bu, çok ahlaksız bir şeydi. Konunun sık sık gündeme getirilmesini de doğru bulmuyorum. Kadınlar bu konudan çok rahatsız oluyor. Erkekler için kolay. Empati yapın. O dönemde her yol mübah diyen ahlaksızlar olmuştur ama üzerinde çok konuşulmaya değmediğini düşünüyorum."
Akşener, "İçişleri bakanı olarak anayasal düzeni değiştirecek irticai yapılanma görüyor muydunuz? Yoksa bu, hükümeti devirme bahanesi mi yapıldı" sorusunu yanıtlarken, "Askerlerle hükümet arasındaki en önemli fark, irticanın tanımıydı. O dönemde siyasi İslam kavramı da yoktu, sadece irtica söylenirdi. Bu kavram çok geniş ve soyuttu. Üniversitelerde başörtüsüyle okuyan kızlar, kamuda üniforma zorunluluğu olmayan yerlerde başını örten kadınlar, bunlar rejimi yıkar mıydı? Hayır, yok" yanıtını verdi.
Akşener, "Sağ siyasetçinin direncinin olmamasının arkasında rahmetli Menderes'in ipte asılı fotoğrafının etkisi olmuştur. O yüzden, yaklaşımı, suhuletle bu meseleyi çözeriz, şeklindedir. REFAHYOL hükümeti, dövüşerek değil ama suhuletle ülkeyi yönetmek için direndi" değerlendirmesinde bulundu.
-"Onun darbe tecrübesi çok fazla"-
Müşteki avukatlarından İbrahim Öztürk'ün, aracına geçen yıllarda silahlı bir saldırı olduğunu hatırlatması üzerine Akşener, şunları belirtti: "O ilginçtir. İstanbul valisi ve emniyet müdürünün bana verdiği bilgiye göre, o kurşun sarhoş kurşunmuş. Bu da benim kaderim. Gökyüzünden dönmüş dönmüş gelmiş. Bütün matematik kurallarını ihlal ederek. Sonuç olarak, devletin valisinin bana verdiği bilgiye elbette itibar ederim. 2012'de savcıya ifade vermek için gelirken yaşandı, bir gün önce."
Akşener, Öztürk'ün "Daha önce hangi saiklerle bilmiyorum ama Demirel taraftı dediniz. Demirel, bütün olup bitenleri biliyor muydu" sorusu üzerine de "Dolayısıyla haberdar olmaması mümkün değil. Sayın Demirel, halkla ters düşmemeye çalışan biri. Ben öyle tanıyorum. Darbelerle çok fazla muhatap olmuş biri. Onun darbe tecrübesi çok fazla olduğu için onun algısı devreye girmiş olabilir" diye konuştu.
Öztürk'ün "ABD istemezse darbe yapılmaz diye bir beyanınız var. 28 Şubat dış mihraklarca kurgulanmış olabilir mi" sorusuna Akşener, "Valla bu dış mihraklar parmağının ucunda oynatıyor. Buna da artık hayır diyorum, yeterince bizi parmağında oynattılar" şeklinde cevap verdi.
Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar, duruşmaya ara verdiğini bildirerek, yarınki duruşmada eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'in, Çarşamba günü ise eski Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın ifadesinin alınacağını söyledi.
Bu arada adliyeden ayrılırken basın mensuplarına açıklama yapan Akşener, "Mağdur olmadığımı, şikayetçi olmadığımı söyledim. Mahkemenin çağrısıyla geldim, ifade verdim, vatandaşlık görevimi yerine getirdim" dedi.