“28 Şubat sürecinde subayların dindar eşlerini fotoğrafla belirliyorlardı"

28 Şubat post-modern darbe sürecinde Genelkurmay Başkanlığı Mobil Destek Komutanlığı'ndaki görevinden uzaklaştırılan Astsubay Kıdemli Üstçavuş...

28 Şubat post-modern darbe sürecinde Genelkurmay Başkanlığı Mobil Destek Komutanlığı'ndaki görevinden uzaklaştırılan Astsubay Kıdemli Üstçavuş Bayram Koçdoğan, eşlerin başörtülü olup olmadığını tespit için kendilerinden üç adet fotoğraf istendiğini söyledi. 28 Şubat sürecinde eşi başörtülü olan subay ve astsubaylar ile birebir görüşmeler yapıldığını anlatan Koçdoğan, o karanlık günlerde çok zor zamanlar geçirdiklerini belirterek, “O günleri Allah bir daha kimseye yaşatmasın.” dedi.

28 Şubat darbesi üzerinden 13 yıl geçti. Bu süre içerisinde birçok subay-astsubay mağdur oldu. Bu darbe bazılarının aile hayatlarını, bazılarının itibarını altüst etti. Mağdurlar, o günlerin bir daha yaşanmaması duası ile hayatlarına devam ediyor. O dönemde Genelkurmay Başkanlığı Mobil Destek Komutanlığı'nda görevli olan Bayram Koçdoğan, o süreçte subay ve astsubay eşlerine ait 3 adet fotoğraf istendiğini, böylece dindar olan kişilerin öğrenilmeye çalışıldığını söyledi. Bu yöntemle Batı Çalışma Grubu (BÇG)'nun yoğun olarak fişleme yaptığını belirten Koçdoğan, başörtülü fotoğraf veren subay ve astsubaylarla birebir görüşmeler yapıldığını kaydetti. Kendisi ile de iki kez görüşüldüğünü söyleyen Koçdoğan, o görüşmeleri ise şöyle anlattı: "Eşimin başörtüsünü ve pardösüsünü çıkarttırmam istendi. Bu görüşmelerden yaklaşık 10 gün sonra 'kişiye özel gizlilik dereceli yazı' ile ikaz edildim. Bu belgelerin orijinallerini hala saklıyorum. Bu görüşmeleri Tuğgeneral olan 2'nci sicil amirim yapmıştı. Nisan-1998 yılında ise 3'ncü sicil amirim Oramiral T.U., 2'nci sicil amirim Tuğgeneral Y.A.'nın makam odasına çağırdı. 20 dakika kadar bana nasihat etti. Bu konuşma esnasında bana 'Eşinin kaç tane pardösüsü var?' diyerek ilginç bir soru yöneltti. Ben de 2 adet, birisi yazlık birisi kışlık dedim. Renklerini soracak kadar basitleşmesine çok şaşırdım. Lavicert ve kahverengi diye söyledim. Aferin doğru söylüyorsun dedi. O zaman anladım ki bizi takip ediyorlar, raporluyorlar, belki de fotoğraflarımızı çekiyorlardı.” Koçdoğan, bu mülakattan sonra Haziran-1998 yılında toplam 11 adet takdirnamesinin olmasına, 1 gün dahi cezası olmamasına rağmen 'Disiplinsizlik' suçlaması ile ordudan re'sen ihraç edildiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

BÇG ELEMANALARI ANKETÖR GİBİ EVİME GİRMEK İSTEDİ

Görev yaptığı sürece Or-An'daki askeri lojmanlarda ikamet ettiğini belirten Koçdoğan, Mayıs 1996'da 1'i bayan 2 erkeğin anketör gibi evine geldiğini, tiplerinden dolayı ve evinin müsait olmamasından ötürü içeri almadığını dile getirdi. Evine almadığı şahısları takip ettiğinde BÇG elemanları olduğunu anladığını kaydeden Koçdoğan, "Pencereden baktım biraz uzaklaşınca geriden takip ettim. 3 arka sokakta bekleyen minibüse bindiklerini görünce bunların BÇG elemanları olduğuna kanaat getirdim. Başka bir yere uğramadan hareket edip nizamiyeye doğru hareket ettiler."dedi.

Koçdoğan, son yıllarda atılan iade-i itibar adımlarının ise demokrasi adına önemli adımlar olduğunu dile getirdi. Mağdurların haklarının bir kısmının verilmesinin mutluluk verici olduğunu belirten Koçdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “12 Eylül Anayasa referandumunda verdiğimiz ‘evet’ oylarının boşa gitmemiş olduğunu gördük. Daha fazla demokrasi için her daim ‘evet’ diyoruz. Bu şekilde birçok mağdur arkadaşımızın mağduriyeti giderilmiş oldu. Bir daha böyle bir süreci yaşamayı Allah kimseye göstermesin.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz