29. Genç İletişimciler Yarışması Ödülleri sahiplerini buldu (1)

AYDIN Doğan Vakfı (ADV) tarafından nitelikli medya çalışanı yetişmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen 29.

Taner YENER-Murat DELİKLİTAŞ-İdris TİFTİKÇİ/İSTANBUL, (DHA) AYDIN Doğan Vakfı (ADV) tarafından nitelikli medya çalışanı yetişmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen 29. Genç İletişimciler Yarışması’nda dereceye giren öğrenciler, Yeditepe Üniversitesi’nde gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldı. Törende konuşan Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner “Genç iletişimciler olarak, hiç ödün vermemeniz gereken değer, samimiyetle gerçeği aramak olmalı. İletişimin özü budur. Biz,teknolojinin mümkün kıldığı akıllı algoritmaların karşısında ancak bu değerlerle durabiliriz. Her zaman şeffaf ve samimi bir şekilde doğruyu aramak, attığımız Tweet’te de, yaptığımız postta da, yayınladığımız televizyon programında da, gazete köşemizde de yazdığımızın arkasında durmak bizi gerçek iletişimci yapar. Siz gençlere vermek istediğim en önemli mesaj bu” dedi. 42 üniversitenin İletişim Fakültelerinden Yazılı, Görsel, İşitsel, Reklam, Halkla İlişkiler ve İnternet Yayıncılığı dallarında 1087 öğrencinin 917 çalışma ile katıldığı yarışmada, 25 üniversiteden 102 öğrenci 59 proje ile ödüle değer görüldü. 29. Genç İletişimciler Yarışması’nın Ödül Töreni, Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç salonunda gerçekleştirildi. Törene; Aydın Doğan Vakfı (ADV) Kurucusu ve Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, Yeditepe Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı Yağmur Şatana, ADV Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, ADV Yönetim Kurulu Üyesi Erol Çamur, ADV Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Vural, Yeditepe Üniversitesi Kurucu Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sedefhan Oğuz, Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Billur Ülger, Doğan Holding Genel Sekreteri Ayhan Sırtıkara, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarları Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin ve Deniz Zeyrek, Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar, CNN TÜRK Genel Müdürü Erdoğan Aktaş, Hürriyet Dijital İçerik Koordinatörü Emre Kızılkaya, Hürriyet Reklam Direktörü Zeynep Tandoğan, CNN TÜRK Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, Aslı Öymen ve Şafak Ongan’ında aralarında bulunduğu Doğan Medya Grubu yöneticileri,duayen gazeteci ve televizyoncu merhum Mehmet Ali Birand’ın eşi Cemre Birand,öğretim görevlileri ve finale kalan öğrenciler katıldı. Salona birlikte giren Aydın Doğan Vakfı (ADV) Kurucusu ve Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve Yeditepe Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan tören öncesi bir süre sohbet etti. Doğan Boyner: “Teknolojiden en çok etkilenen alanların başında iletişim geliyor” Sunuculuğunu Ziya Kürküt’ün yaptığı töreninin açılış konuşmasını Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner yaptı. Yeditepe Üniversitesi yönetimine bu yılki ev sahipliği ve yarışmaya verdikleri destek için teşekkür ederek sözlerine başlayan Hanzade Doğan Boyner, “Bütün dünya dijital dönüşümün etkisi altında. Dijital bir geleceğe doğru evriliyoruz. Teknoloji devrimi istisnasız her sektörü etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. Teknolojiden en çok etkilenen alanların başında iletişim sektörü geliyor. Sadece birbirimizle iletişim kurma şeklimiz değişmedi aynı zamanda bilgiye ulaşma yolumuz herhangi bir konu hakkında kanaat oluşturma yöntemimiz, kendimizi ifade etme şeklimiz kökten değişti. Daha kısa bir zaman önce e-posta ile iletişime, cep telefonlarına devrim derken, şimdi onlarca whatsapp grupları vasıtası ile Facebook mesajları, Instagram postları ile kendimizi ifade ediyoruz. Birbirimizle iletişim kuruyoruz. Mecradan kitleye yapılan iletişimin yerine kitlelerarası iletişim geldi. Bir bakış açısıyla bu dönüşüm bireyi güçlendirdi, gerçeği şeffaflaştırdı, bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı. Ancak bir başka bakış açısıyla bu değişim müthiş bir bilgi kirliliği yarattı. Gerçeğe ulaşmayı, gerçeği anlamayı çok zorlaştırdı. Teknoloji sanal dünyanın sanal hayatlarını, sanal gerçeklerini yarattı. Gerçek ötesi kavramını hayatımıza soktu. Hiç aslı olmayan konuların sosyal medya vasıtasıyla milyonlara ulaşıp sanki gerçekmiş gibi toplum tarafından kabul edildiğini yüzlerce örnekle gösterebiliriz” diye konuştu. “Fakülteler, sivil toplum, kural belirleyiciler teknolojinin gerisinde kalmamalı” Doğan Boyner, dünyanın birçok ülkesinde günde bin adet tirajı olan ufak bir taşra gazetesinin bile sorumlu yazı işleri müdürünün o gazetede çıkan her satırdan şahsen sorumlu olduğuna dikkat çekerek, “Muhabir de, editör de, yayın işleri müdürü de sorumlu. Hatta o gazetenin web sitesinde kullanıcının yaptığı yorumlardan bile sorumlu. Oysa bir ucu Amerika’da bir ucu Çin’de olan teknoloji şirketlerinin yarattığı sosyal medya platformlarında,“gerçek ötesi gerçek”diye tanımlanan, hiçbir yaptırımı, bağlayıcılığı olmayan haberler yayınlanıyor. Bunların da hiçbir şekilde kontrolü mümkün değil. Teknolojinin bize getirdiği iyilikleri düşünürken teknolojiyle nasıl başa çıkmamız gerektiğini de düşünmemiz lazım. Politika yapıcılar, kural belirleyiciler teknolojinin gerisinde kalmamalı. Ufak bir gazetenin yazı işleri müdürü sorumlu tutulurken, Facebook’ta yayılan gerçek dışı bir habere ya da nefret söylemine ya hiç bir şey yaptırılamıyor, ya da yaptırım gecikmiş bir önlem olarak işlevsiz kalıyor. Bu, hem iletişim fakültelerinin, hem sivil toplum örgütlerinin hem de politika koyucularının üzerinde düşünmesi gereken bir mesele diye altını çizmek istiyorum” dedi. “Teknolojinin toplumlara olan etkilerini de düşünmemiz gerekiyor” İş hayatına teknolojinin içinde başladığını ifade eden Doğan Boyner, “Türkiye’nin en önemli teknoloji şirketlerinden biri olan Hepsiburada’nın kurucusuyum. AR-GE merkezimizde yapay zekadan arama motorlarına kadar çok farklı teknolojiler üretiyoruz. Dolayısıyla teknolojinin karşısında olan bir insan tabii ki değilim. Ancak teknolojinin toplumlara olan etkilerini de özellikle iletişimciler olarak düşünmemiz gerekiyor. Bu giderek artacak çünkü artık önümüzde yapay zeka dönemi başlıyor. Yapay zeka dediğimiz akıllı algoritmalar artık bizim hangi haberi okuyacağımıza karar verecek. Hangi ürünü alacağımızı karar verecek. Dolayısıyla bu akıllı algoritmalarında nasıl kontrol edileceği aslında dünya iletişim sektörünün de artık gündemine girmiş durumda“ diye konuştu. Doğan Boyner konuşmasına şöyle devam etti: “Burada önemli olan; benim gördüğüm, teknoloji değişmeye, değiştirmeye devam edecek. Genç iletişimciler olarak, hiç ödün vermemeniz gereken değer, samimiyetle gerçeği aramak olmalı. İletişimin özü budur. Biz,teknolojinin mümkün kıldığı akıllı algoritmaların karşısında ancak bu değerlerle durabiliriz. Her zaman şeffaf ve samimi bir şekilde doğruyu aramak, attığımız Tweet’te de, yaptığımız postta da, yayınladığımız televizyon programında da, gazete köşemizde de yazdığımızın arkasında durmak bizi gerçek iletişimci yapar. Siz gençlere vermek istediğim en önemli mesaj bu. Aydın Doğan Vakfı olarak, nitelikli medya çalışanı yetiştirmesine katkı sağlamak amacıyla bu yarışmayı düzenliyoruz. Her yıl gençlere iletişimin temel kriterlerini ve öne çıkan gelişmeleri aktarıyoruz. Bu misyonla da işimizi yapmaya devam edeceğiz. 29 senedir bu yarışma yapılıyor inşallah daha nice 29 seneleri hep beraber göreceğiz. Ödül alan genç kardeşlerimi de bir kez daha gönülden kutluyorum.” Bedrettin Dalan’dan Aydın Doğan’a teşekkür ve alkış Törende konuşan Yeditepe Üniversitesi Kurucusu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan da Aydın Doğan ile uzun yıllara dayanan dostlukları olduğunu vurgulayarak aralarında geçen bir anıyla sözlerine şöyle devam etti: “Hatırlıyorum 1983 yılında ben İstek Vakfı’nı kurarken okullar zinciri kuracağım demiştim. Kendisi dedi ki ‘Bunu başaramazsın bak, Haliç’i temizlersin ama söylediğin bu okulları kuramazsın’. Aydın Bey’in bu sözleri bizleri teşvik etmek için söylediğini uzun yıllar kurucusu olarak birlikte çalıştığımız İstek Vakfı’nın ortaya çıkardığı eserlerden görebilirsiniz. Bu eserlerde kendisinin de şahsen çok büyük emeği, katkısı var. Kendisine İstek Vakfı’na verdiği bütün desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Alkışlıyorum kendisini. Benim vakıf kurmamdaki en büyük etken, 13 yaşından itibaren üniversite sonuna kadar vakıf öğrencisi olarak okumuş olmamdır. Aydın Bey de aynı kültürü devam ettirerek, Aydın Doğan Vakfı’nı İstek Vakfı’ndan 11 sene sonra kurdu. İkimiz de kurucu başkanız yani müşavir durumundayız. Ama elimiz vakıfların üstünden asla çekilmez. Bu, bir yaşam tarzı haline geldi.” İstek Vakfı’nın Türkiye’ye yayılmış okullarıyla hizmet vermeye devam ettiğini vurgulayan Dalan, “Bugün itibariyle 17 bin burslu öğrencisiyle -ki ilk defa söylüyorum bunu- Türkiye’de en fazla burs veren vakıftır. Bundan sonra büyüyerek inşallah devam edeceğiz. Aydın Doğan Vakfı’nın bizden farklı olarak çok önemli bir işlevi var: İletişimcileri desteklemek, yüreklendirmek. Gılgamış Destanı’nı okuyanlar bilir; girişinde şöyle bir şey var: ‘Tanrı insanları cezalandırmak istedi. Çünkü insanlar tanrıdan izinsiz olarak zigguratlar yaptılar göğe doğru yükseldiler. Tanrı da onlara çok ağır bir ceza verdi. Dillerini ayırdı iletişimlerini kesti. Onlar da iletişimsiz kalınca birbirlerini anlamadılar, öldürdüler, birbirlerini yok ettiler. Bakın dünyanın ilk destanında iletişimin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Bundan 3000-4000 yıl evvel yaşamış olan Çinli stratejist, filozof Sun Tzu da aynen öyle diyor ‘Düşmanınızı yenmek istiyorsanız iletişimini kesin’. Doğru iletişim eşittir barış, yanlış iletişim eşittir kavga, savaş. Şimdi bu gençlere düşen şey barışı mı sağlayacağız yoksa savaşı mı körükleyeceğiz? Doğru iletişimci emin olun devlet adamı kadar önemlidir. Fizolof kadar önemlidir. Çünkü doğru iletişim insanlar arasında barışı sağlar. İletişimi yüreklendirmek eşittir barışı sağlamak. Aydın Doğan kardeşim, teşekkür ederim ülke adına gençlik adına. Böyle gençleri destekleyip yüreklendirmeniz adına..” diye konuştu. Konuşmaların ardından ödül töreni ile devam eden gecede; Haber-Araştırma dalında birinci olan Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Furkan Arıcan’a ödülünü Aydın Doğan verdi. Haber-Araştırma dalında ikinci olan Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri Berivan Bila, Murat Makas ve Pelin Alparslan ve üçüncü olan Giresun Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi’nden Fatma Kapusuz’a ödülünü Bedrettin Dalan verdi. Röportaj dalında birinci olan Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Hayati Koray Korkmaz, ikinci olan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Sariye Nur Dönmez ile üçüncü olan Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Ozan Oğuz Kurt’a ödüllerini Hanzade Doğan Boyner ile Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl verdi. Radyo Haber Spikerliği dalında birinci olan Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Gizem Tuğçe Gerçel, ikinci olan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Berkin Güvendik ve üçüncü olan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Hatice Karataş’a ödüllerini Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı Yağmur Şatana verdi. Televizyon Haberi dalında birinci olarak Mehmet Ali Birand Özel ödülünü kazanan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Abdullah Kasım Aytekin ve Kübra Yavuz’a ödülünü Birand’ın eşi Cemre Birand verdi. Tören sonunda Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner dereceye giren üniversitelerin dekan ve öğretim üyelerine berat takdim etti. Dereceye giren öğrencilerle birlikte toplu fotoğraf çekiminin ardından tören sona erdi. Öte yandan ödül töreni öncesinde Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Ertuğrul Özkök moderatörlüğünde, Posta Gazetesi Köşe Yazarı Candaş Tolga Işık, CNN Türk Programcısı ve Sunucusu Deniz Bayramoğlu ve Hepsiburada Pazarlama Grup Başkanı Yüce Zerey’in katıldığı, “Dijital Dönüşüm Çağında Medya ve İçerik Üretimi” konulu bir panel düzenlendi. Işık: “Gazetelerin yazılı mecraların sorunu içerik” Candaş Tolga Işık, dijitali böyle yepyeni bir dünya olmaktan çok içeriğin başka bir platformda insanlara sunan çok daha kolay çok daha hızlı bir mecra olduğunu düşündüğünü ifade ederek, “Yeni bir dünya dediğin zaman bir önceki dünyada var olan şeyleri yok kabul edip yeni insanlar, yeni bitkiler, bambaşka bir floradan bahsediyor gibi geliyor insanlara ben buna katılmıyorum. Dijital çağın moduyla uyan bir tarafı var. Artık her şeye çok hızlı ulaşmak istiyoruz. Biran önce bir şeyi bir cümle ile anlayıp kapatmak istiyoruz. İnsanların artık uzun uzun metinler okuyacak, bayiye gidip gazete alacak bu kadar zamanı yok. Şunun içine gelsin istiyorlar. (Cep telefonunu göstererek)“ dedi. Bayramoğlu: “Yaratıcılık stresle ortaya çıkıyor” Deniz Bayramoğlu da sunduğu televizyon programlarında siyasetle ilgili bir şey söylemekten çekindiği için başka bir alana yöneldiğini ifade ederek, “Çok da reel bir sebebi var korkumun. Yaratıcılık stresle ortaya çıkıyor. Programları yapa yapa beyin, yaratıcılık, yeni şeyler ortaya çıkıyor. Stres olmadan her şey el bebek, gül bebek, iş böyle doğru düzgün gitmiyor. İnsanlar yeni bir şeylerle uğraşmak istiyor. Siyasetten bıktılar mı? Siyasetten bıktılar ve yeni bir şey istiyorlar. İkisi bir arada birbirini besleyen bir süreç” diye konuştu. Zerey: Alternatif içerik tüketicinindikkatini çekiyor İçeriğin tek başına ele alınmaması gerektiğini vurgulayan Yüce Zerey de şöyle konuştu: “Aslında baktığınız da bu işin ticari perspektifinde de en merkezde tüketiciler var. Tüketicilerin artık eskiden konvansiyonel pazarlama ekolünde tüketiciyi ana hatlarıyla segmente etmek vardı. Çeşitli müşteri gruplarına ayırmak vardı. Ama şu an artık neredeyse her davranış şekli birer gruplama dolayısıyla neredeyse sonsuz farklı özellikte gruplar var. Her birinin tüketim şekli farklı. Kimi sabah kalkıyor Instagram ile başlıyor, kimisi gazete ile başlıyor, kimisi Whatsapp ile başlıyor. Ama siz bunların hepsinin farklı davranış şekillerine farklı tüketim serüvenlerine öncelikli hakim olmanız gerekiyor ki bu işin başlangıç noktası olarak. Akabinde bu tüketim serüvenlerindeki tepkileriiyi okumak gerekiyor. Bir tüketici Instagram’da dolaşırken nerede geriliyor, nerede rahatsız oluyor. Siz o tepkilerealternatif bir çözüm, alternatif bir içerik ürettiğinizde aslında o müşterinin dikkatini çekiyorsunuz. O tansiyonlara cevap verecek içerik matematikleri çıkarmak, onu yine modern dünyanın yayılabileceği yeni medya dinamikleriyle yaymak. Daha sonrasında da bu konuyla alakalı konuşmaları takip etmek gerekiyor. Çünkü insanlar iyi içerik gördükleri zaman konuşmaya başlıyorlar.” ÖDÜL ALANLAR Haber

Reklam
Reklam