3 Aralık Dünya Engelliler Günü: "365 gün devam eden dertlerimiz yılda bir gün hatırlanıyor"

3 Aralık Birleşmiş Milletler tarafından engellilerin politik, ekonomik, sosyal ve kültürel hayattaki görünürlüğünü sağlamak, daha rahat bir yaşam sürmeleri için çözüm üretmek, sahip oldukları haklara dair farkındalığı arttırmak, yaşadıkları zorluklara son vermek adına Dünya Engelliler Günü olarak kabul ediliyor.

3 Aralık Birleşmiş Milletler tarafından engellilerin politik, ekonomik, sosyal ve kültürel hayattaki görünürlüğünü sağlamak, daha rahat bir yaşam sürmeleri için çözüm üretmek, sahip oldukları haklara dair farkındalığı arttırmak, yaşadıkları zorluklara son vermek adına Dünya Engelliler Günü olarak kabul ediliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de bu yıl engellilerin daha iyi sağlık imkanlarına ulaşmalarını sağlamak için ülkelere destek sözü verdi.

Ayrıca WHO, Covid-19'un ortaya çıkardığı sosyal ve ekonomik problemlerin engelliler üzerinde yarattığı fazladan yükü azaltmak için yapılabilecek konulara da parmak basıyor.

Reklam
Reklam

Dünyanın her yerinde engellilerin istihdamı, eğitimi, sosyal ve kültürel hayata katılımı için farkındalık yaratılmaya çalışılıyor.

Son olarak İklim Konferansı COP 26'da tekerlekli sandalyeli olduğu için panele katılamayan İsrailli milletvekili dahi yaşadığı zorluğa odaklanmak yerine bunun daha erişilebilir bir dünya kurulmasına katkıda bulunmasını umduğunu söylemişti.

Engelsiz bir yaşam için farkındalık yaratanlardan biri de 26 yaşındaki Çağla Pektaş.

"Osteogenesis Imperfecta" yani cam kemik hastalığı bulunan ve 12 yaşına kadar 14 tane tıbbi operasyon geçiren Pektaş, yüzde 94 engelli olsa da tekerlekli sandalyesiyle tek başına Türkiye'yi geziyor. Hedefi diğer ülkelere de gitmek.

"Benim için zorluklar daha doğduğum gün başladı. Ben hayata 1-0 geride başladım çünkü milyonda bir görülen bir hastalığım var. Amacım tekerlekli sandalyeme rağmen bir engelimin olmadığını göstermek" diyor Pektaş, bugüne kadar 36 şehri gezdiğini söyleyerek.

"Neden ben herkes gibi yaşamayayım"

Pektaş 2017 yılında sosyal medyadaki gezginleri gördükten sonra "Neden ben de herkes gibi maceralar yaşamayayım" diyerek yola çıkıyor.

Reklam
Reklam

"Engellerin bedenden ibaret olmadığını biliyorum ve kendime inanıyorum" diyor ve ekliyor:

"Seyahat ettikçe yenilendiğime inanıyorum. Yeni şehirler gördükçe bedenim tamamen farklı bir ruh haline bürünüyor. Hastalıktan arınıyorum o yüzden yollarda olmaktan asla vazgeçmeyeceğim".

Pektaş kadın haklarını savunan bir köşe yazarı. Ayrıca yaşlı ve çocuklar için gönüllülük yapıyor, at binicisi, ATV tutkunu ve bir sürücü.

Tek başına gezdiği yerlerde kimi zaman otostopla ilerliyor ve kamp yapıyor.

İnsanların engelsiz bir hayat sürebileceğini göstermek için konferanslar da veren Çağla Pektaş, kendi fotoğraflarını tripodla çekiyor ve sosyal medyada "minnosgezgin" ismiyle maceralarını paylaşıyor.

"Rampa yok diye dışarıda bekliyoruz"

Pektaş'a göre Türkiye'de tekerlekli sandalyeliler için şehirlerde kaldırım, yollara park edilen arabalar ve örneğin AVM'lerde engelli asansörünü kullanan insanlar çok büyük bir problem teşkil ediyor.

Tekerlekli sandalyelilere özel asansör kartı verilmesinin bir çözüm olabileceğini de söylüyor.

Reklam
Reklam

Ayrıca daha konforlu bir ulaşım için toplu taşımalarda kendiliğinden açılan rampalar veya özel vagonların yapılması düşünülebilir.

Şehirlerarası seyahatler için trenlerin "gayet uygun" olduğunu belirten Pektaş, "otobüslerde tekerlekli sandalyeler için özel bir alan düşünülebilir" diyor.

Günlük hayatta ise çoğu dükkânda rampa olmadığı için dışarıda beklemek zorunda kaldığını aktaran Pektaş'a göre, tiyatro ve sinemalardaki merdivenler de bu tarz etkinliklere katılımı imkânsız hale getiriyor.

Türkiye'de engelliler için gerekli düzenlemelerin yapıldığı en başarılı şehir olarak Eskişehir'i görüyor:

"Çünkü bizlere ayrılmış vagonları var. Yollarda, rampaya park etmiş bir araba asla göremezsiniz. Yolları dümdüz ve pürüzsüz".

"Sosyal alanlarda, eğitimde biz yokuz"

Pektaş günlük hayatta yaşadıkları imkânsızlıklardan dolayı tekerlekli sandalyelilerin sosyalleşemediğini, eğitim alanlarında var olamadıklarını belirterek:

"Neredeyiz biz? Sokakta iki tane engelli zor görürsünüz. Önce bizlerin dışarıya çıkabilmeleri için uygun ortam sağlanması gerekiyor. Biz neden özgür değiliz?" diye soruyor.

Reklam
Reklam

Pektaş'a göre engelliler evlere kapanmak zorunda kalıyor:

"Ben 26 yaşımdayım ve yaşıtlarım gibi bir hayat istiyorum. Ben ve benim gibi hayata sahip arkadaşlarım engelli değil. Bizler engelleneniz".

Veriler eksik

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın Ağustos ayında yayımladığı Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni verilerine göre 2011'de Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 10'unun (yaklaşık 9 milyon) bedensel veya zihinsel engeli bulunuyor.

Aynı verilere göre engelli nüfusun işgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 35,4, kadınlarda yüzde 12,5.

Engelliler Konfederasyonu ise engelli nüfusunun net olmadığını, araştırmaların eksik ve yetersiz kaldığını belirtiyor.

Ancak 2002 TÜİK verilerine göre nüfusun en az yüzde 12'sinin engelli olduğunu aktarıyor.

Konfederasyon ayrıca işsizlik ve şiddet sorununa da değiniyor.

Reklam
Reklam

Engelli kadınların yüzde 34'ü eşlerinden, yüzde 16'sı baba ve yüzde 13'ü annelerinden şiddet görüyor. Psikolojik desteğe ihtiyaç duyan engelli kadınların yüzde 93'ü ise bu ihtiyacını karşılayamadığını belirtiyor.

Konfederasyonun 2020 yılına dair yayımladığı araştırmasına göre Alo 183, Vefa Destek, Hayat Eve Sığar gibi kamu kurumlarının destek hatlarını kullanan engelli kadınların yüzde 62,7'sine göre bu hatlar "erişilebilir" değil.

"Rahatsız oluyorlar diye otobüslerde seslendirmeler kapatılıyor"

Engelliler Konfederasyonu Başkanı Fermani Kurtel, "Günlük hayatımızda yaşadığımız güçlükler arasında kaldırımdalar geliyor. Hem çok yüksekler hem de düzgün değiller. Rampa yok. Araba park etmesin diye mantarlar ve demir kazıklar var. Bunlar tekerlekli sandalyeliler kadar görme engelliler için de tehlikeli. Ayrıca görme engelliler için yapılan sarı çizgiler de düzgün değil" diyor.

Reklam
Reklam

Parkların, okulların, hastanelerin, etkinlik alanlarının engelliler için düzenlenmesi gerektiğini, metro girişlerine asansör yapılmasını talep ettiklerini söylüyor.

"Belediye otobüslerinde duraklar için seslendirme vardı ama insanlar rahatsız oluyor diye açmıyorlar. Bu seslendirmeler engelliler için".

Kurtel istihdam, eğitim, sağlık sorunlarıyla ilgili çözüm üretmek için siyasi partilere öneride bulunduklarını ancak hayata geçirilmediğini de ekliyor.

Ayrıca erişilebilirlikle ilgili çevre düzenlemelerinin daha önceki yıllarda olduğu gibi 2021'de tekrar ertelendiğini belirtiyor.

Kurtel 2022 sayılı kanun kapsamında engelli aylığı bağlanırken sosyal hizmetler görevlilerinin keyfi karar verebildiğini, ailede başka gelir varsa aylık bağlanmadığını da aktarıyor:

"Engellilere aylık bağlanırken bireyin geliri esas alınmalı. Çünkü engel bireyin şahsına bağlı".

Engellilerin 365 gün yaşadığı sorunların sadece Engelliler Günü'nde hatırlanmasından yakınan Kurtel, bazı etkinliklerin de "göstermelik" yapıldığını söylüyor.

Reklam
Reklam