30. Abant Platformu

Yazar Cafer Solgun, Alevi-Sünni kutuplaşmasının iyi ve hayırlı olmadığını belirterek, herkesin geleceğe güvenle bakma isteğini gölgelediğini söyledi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfınca düzenlenen 30. Abant Platformu Toplantısı'na katılan Solgun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alevi-Sünni kutuplaşmasının Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin temel ve yakıcı sorunlarından biri olduğunu ve artık gizlenemeyecek boyutlara ulaştığını anlattı. "Din ve vicdan özgürlüğü herkesin bildiği gibi demokrasinin asgari normlarından bir tanesidir" diyen Solgun, "Anayasamızda da yazılıdır fakat din hak ve özgürlüklerinde olduğu gibi '40 tane ama' denilerek gündelik hayatta karşılığı olmayan sorunlardan biri haline geldi" şeklinde konuştu. Solgun, Diyanet İşleri Başkanlığının Alevilerin en temel ve tartışma kaldırmaz haklarından biri olan eşit yurttaşlık taleplerini görmezden geldiğini öne sürerek, "Bunun yol açtığı ve ona karşılık Alevilerin mağduriyetlerinin toplumun geri kalan kesimi tarafından anlaşılmak şöyle dursun, farklı şekillerde yaftalanmasının daha da belirgin kıldığı bir kutuplaşma gerçeği söz konusu. Kutuplaşma hiç kimse adına iyi ve hayırlı bir şey değil. Tam tersine hepimizin geleceğine güvenle bakma isteğini gölgeleyen bir şey" ifadesini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşmesinin ve normalleşmesinin en temel konularından ve alanlarından birisinin Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerinin karşılanması olduğunu dile getiren Solgun, "Cemevlerinin herhangi bir tartışma veya pazarlık konusu yapılmadan sadece Aleviler öyle talep ettiği için ibadethane statüsü tanınması, Diyanet İşleri Başkanlığının var olan hali ile ayrımcılık üreten bir devlet kurumu olduğunun görülmesi ve en azından bu kurumun yeniden düzenlenmesinin gündeme alınması gerekiyor. Bunun yanında zorunlu din dersleri konusu ve daha da çeşitlendirilebilecek çok meselemiz var" diye konuştu. Alevi yurttaşların sokaktaki Sünni vatandaşlar tarafından ön yargıyla karşılandığını savunan Solgun, ön yargılarla, buna yol açan nedenler ve kaynaklarla yüzleşmek ve aşmak durumunda olunduğunu belirtti.