30 Ağustos Zafer Bayramı

30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 91. yıldönümü Kilis'te coşkuyla kutlandı.Sabah saat 10.00’da Recep Tayyip Erdoğan Meydanı’nda...

30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 91. yıldönümü Kilis'te coşkuyla kutlandı.Sabah saat 10.00’da Recep Tayyip Erdoğan Meydanı’nda gerçekleştirilen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.Törene; Vali Vekili Ahmet Karatepe, Belediye Başkanı Mehmet Abdi Bulut, İl Jandarma ve Garnizon Komutanı Jandarma Albay Necmi İnce, 7 Aralık Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Osman Türer, AK Parti Kilis milletvekilleri Opr. Dr. Fuat Karakuş, Ahmet Salih Dal, AK Parti Kilis İl Başkanı Reşit Polat, daire amir ve müdürleri katıldı.İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli Jandarma Yüzbaşı Gökhan Türköz, TSK adına yaptığı konuşmada, Başkomutan Yüce Atatürk’ün önderliğinde kazanılan büyük zaferin 91. yıldönümünü kutlamanın heyecanı içinde olduklarını belirterek, “Bu büyük zafer yüce Türk milletine ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine kutlu olsun. Kendisinden önce kurulmuş olan 15 büyük Türk Devleti’nin geleneklerini ve tarihi birikimini üç kıtada hoşgörünün garantisi olarak egemenlik sürerek temsil eden Osmanlı Devleti, 19. yüzyıla gelindiğinde artık iyice zayıflamıştı. Avrupa devletleri, hasta adam dedikleri Osmanlı Devleti’nin zengin ve verimli topraklarına sahip olmak istemekte ve bunun için kendi aralarında anlaşmalar yapmaktaydılar. 1914’te tüm dünyayı Osmanlı Devleti’ne karşı birleştiren 1.Dünya Savaşı, 1918’de bittiğinde Osmanlı’nın maddi ve manevi kaynaklarını neredeyse tüketmişti. Avrupa, Osmanlı’nın elinde kalan son kaynakları da Sevr Antlaşması ile elinden almak istiyordu. Bu antlaşma hükümleri orduyu terhis ediyor, silahtan arındırıyor, ülkeyi Anadolu’nun merkezine hapsediyor ve her köşeye yabancı yetkilileri yerleştirerek Türk milletinin yaşama hakkını elinden alıyordu. Devletin ileri gelenleri bu anlaşmanın imzalanmaması için bir yol düşünüyorlardı ama durum içinden çıkılması imkansız gibi görünüyordu. Sevr anlaşmasını imzalamak devleti düşmana kendi elleriyle teslim etmek anlamına geliyordu. Çözümü görecek ve azimle uygulayabilecek bir dehaya ihtiyaç vardı” ifadelerini kullandı.Mustafa Kemal’in çözümü Anadolu’dan başlayacak mücadelede gördüğünü ifade eden Türköz, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Mustafa Kemal Paşa, bu hedefe ulaşabilmek için 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gitti. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da ateşlenen Milli Mücadele meşalesi 1922’de İzmir yangınının söndürülmesine kadar yanmıştır.Anadolu’nun esareti kabul etmeyen haykırışı, tüm dünyaya Mustafa Kemal Paşa’nın sesiyle duyuruldu: “Ya İstiklal, Ya Ölüm!” Çünkü tarihi boyunca esareti kabul etmeyen “Bu milletin makus talihini yine bu milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktı.” Dövüşmeyi bilenler, eli silah tutanlar cephedeki yerlerini alırken milletin geri kalanı yeteneğine göre orduyu desteklemekteydi. Kimi cepheye mermi taşıyor, kimi arızalı silahları tamir ediyor, kimi yaralıları tedavi ediyordu. Anadolu’nun dört bir yanını işgalden kurtarana kadar rahat yüzü görmek yoktu. Bu millet esareti kabul etmeyecekti. Bu millet küllerinden doğuyordu, bu millet bir destan yazıyordu. Nice Şahin Beyler, Karayılanlar, Sütçü imamlar ve Nice Kara Fatmalar bu destanı kanlarıyla ve terleriyle süslüyorlardı. Bu destanın adı Kurtuluş Savaşıydı! Kütahya’dan İnönü’ye, Sakarya’dan Kocatepe’ye gösterilen kahramanlıkların vatan topraklarını düşmanın kirli ellerinden kurtaracağına tüm millet inanıyordu. 26 Ağustos 192’ye gelindiğinde, o güne kadar kazanılan zaferlerin artık düşmanı vurulacak son darbeye hazırladığı biliniyordu. 26 Ağustos gecesi 5. Süvari Kolordusu, Ahır Dağları üzerindeki Yunanlıların gece savunmadığı Ballıkaya mevkiinden sızma yaparak Yunan hatlarının gerisine intikale başladı. İntikal bütün gece sabaha kadar sürdü ve yoğun Türk bombardımanı altında kalan Yunan kuvvetleri İzmir’e kadar Türk birliklerinin önünden kaçmak zorunda kaldılar. 30 Ağustos 1922’de artık Yunan birliklerinin komutanları teslim olmuş ve yenilgiyi resmen kabul ettiklerini tüm dünyaya ilan etmişlerdi. 30 Ağustos günü Zafer günüydü. İşte bu zaferle Türk milletinin esareti asla kabul etmeyeceği, Türklere hiçbir şeyin dayatılamayacağı ancak ve ancak diğer devletlerle eşit koşullarda anlaşma yapılabileceği ve inançla birbirine kenetlenen Türklerin başaramayacakları hiçbir şeyin olmadığı tüm dünyaya duyurulmuştur ve kanıtlanmıştır.”Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk Ordusu! Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyet’in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur. Bugün, büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu, sana kalbi şükranlarımı beyan ve ifade ederken, büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum. Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir İnan ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabrikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefs ve istihkar-ı hala her türlü vazifeyi ifaya hazır olduğunuza eminim. Bu kanaatle kara, deniz, hava ordularımız ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulusun muvacehesinde beyan ederim. Bayramınız kutlu olsun.”Öğrencilerin günün anlam ve önemini belirten şiirler okumasından sonra resmigeçit töreni yapıldı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: