30 yaşından sonra asla yememeniz gereken 11 yiyecek

30 yaşına bastığınızda hayatınızdaki birçok şey gibi metabolizmanız da farklılaşır. Bununla birlikte kilo vermeniz ne yazık ki zorlaşır. İşte yediğiniz şeyler, bu dönemden sonra 2 kat daha fazla önem kazanır. Doğru besinleri seçerek hem metabolizma hızınızı dengede tutabilir hem de yaşlanmanızı yavaşlatabilirsiniz.

Doğru beslenmek yaşam boyunca önemlidir. Ancak 30 yaşından sonra kırışıklıkların belirginleşmesi, metabolizma hızının düşmesiyle yedikleriniz ve içtiklerinizi gerçek anlamda umursamaya başlayabilirsiniz. Bakalım listede neler var...

1. Şeker


Metabolizma hızı yavaşladıkça vücudun şekeri yakma hızı azalır. Bu da size kilo olarak döner. Aşırı şeker tüketimi, kısırlığa neden olabilecek insülin direncine yol açabilir. Yine aşırı şeker tüketimi, kırışıklıklara ve cildin sarkmasına neden olur.

2. Yapay tatlandırıcılar


Yapay tatlandırıcılar kanser ile ilişkilidir. Düzenli kullanımı yağ depolamaya, metabolik sendroma, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalığa neden olabilir.

Reklam
Reklam

3. Alkol

Bazı alkol çeşitleri vücudun insülin seviyesini yükseltir. Bunun yanı sıra kilo alımını hızlandırır ve düzenli tüketimi karaciğere hasar verebilir. Alkol, psikolojik olarak da bireyi olumsuz anlamda etkileyebilir.

4. Kafein


Kola, kahve gibi içeceklerde bulunan kafein, uyku kalitesini olumsuz anlamda etkiler. Tıpkı alkol gibi kilo vermeyi yavaşlatabilir.

5. Beyaz un


Vücudunuz beyaz unu glikoza dönüştürür. Glikoz çok kolay bir şekilde yağ olarak depolanır. Liflerden arındırılmış beyaz unun vücudunuza katkısı yoktur. Onun yerine tam tahıllı, kepekli ürünleri tercih edebilirsiniz.

6. Trans yağlar


Yaşamınız boyunca tehlike arz eden trans yağlar, 30'lu yaşlardan sonra erkeklerin doğurganlığının azalmasına neden olabilir. Hormonların dengesini bozan trans yağlar, aynı zamanda beyin fonksiyonlarını da azaltabilirler.

7. İşlenmiş et


Nitrat içeren işlenmiş etler, vücutta kanser etkisi gösterebilir. Bu yüzden salam, sosis, sucuk, pastırma gibi tüm işlenmiş et çeşitlerinden kaçınmanız tavsiye edilir. İşlenmiş etin sodyum ve doymuş yağ içeriği bir hayli yüksektir. Bu durum ise kalbiniz için doğrudan zarardır.

Reklam
Reklam

8. Tuz


Vücudumuzun elbette tuza ihtiyacı var ancak bu oran asla sizin tükettiğiniz kadar değil. Sodyum, kan basıncını yükseltir ve felç riskini artırır. Konserve yiyeceklerin içinde de yüksek miktarda bulunur. Bu yüzden satın alırken etiketlerini çok iyi bir şekilde okumalısınız.

9. Konserve yemekler


Yüksek oranda yağ, tuz ve şeker içeren konserve yiyecekler, bunların yanı sıra birçok kimyasal maddeyle doludur. Konserve yiyecekler hem lezzetli hem pratik gelse de onlardan uzak durmalısınız! Konserve yiyecekler BPA ile dolu olabilir. BPA; hormonal dengesizliklere, kansere, kısırlığa ve kilo alımına neden olur.

10. Hazır soslar ve çeşniler


Mayonez, ketçap, soya sosu ve diğer benzer hazır çeşniler birçok katkı maddesi içerir. Bu gibi sosların sodyum oranı yüksektir. Soya sosu ise fermente soyadan yapılır. Soya, kronik iltihaplanma ve tiroid ile ilişkilendirilmiştir.

11. Soya


Soya, meme kanseri hücrelerini ve hafıza problemlerini uyarabilir. Aynı zamanda bazı insanlarda baş ağrılarını da tetikleyebilir.

Reklam
Reklam