"301. madde sadece bize özgü değil"

İSTANBUL (İHA) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 301. maddenin sadece Türkiye'ye mahsus olmadığını belirterek, "Zaten fikir özgürlüğü hakaret özgürlüğü değildir, İnsanın her ağzına gelen şeyi söyleme özgürlüğü de değildir" dedi.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul İl Kadın Kolları tarafından Grand Cevahir Otel'de gerçekleştirilen "Şiddet ve kadın" konulu panelden çıkarken İHA'nın sorularını yanıtladı. Bakan Çiçek, 301. maddeyle ilgili kendisine yöneltilen soruyu, "Bu konularla müteakip defalarca değerlendirmeler yaptık. Ankara'daki arkadaşlarımıza da sorduk. Adalet Bakanlığı bütçe konuşmalarında bu konuya temas ettik. 301. madde sadece bize mahsus, biz de bulunan bir madde değil. Hemen hemen bütün Avrupa ülkelerin de var olan bir maddedir. Bu madde tabiatıyla belli kurumların korunmasını esas almıştır. Bunun aşağılanmasını esas almamıştır. Fikir özgürlüğünün ve açıklamalarının değil. Bu madde de geçmişte de değişiklikler oldu. Gelecekte de olacak" şeklinde cevapladı.

Reklam
Reklam

Toplum olarak bir şeye dikkat edilmesini gerektiğini belirten Çiçek, "Toplumu bir arada tutan değerlere ve toplum için hayatiyeti olan kurumları aşağılamadan hakaret etmeden düşüncelerini söyleyebilmiş olmaları lazım. Zaten fikir özgürlüğü hakaret özgürlüğü değildir. İnsanın her ağzına gelen şeyi söyleme özgürlüğü de değildir. Bu dünyanın hiç bir yerinde yoktur. Bunu AB ile ilgili adına söylüyorsanız. Avrupa'nın sabıka dosyası her geçen gün kabarıyor. Bunu da görmüş olmanız lazım. Bir kısım insanların sadece belli fikirlerini kabul etmedikleri için adaylıklarının yasaklaması adaylık listelerinden çıkarılmış olması karşında Avrupa'nın bu konuda söyleyebileceği pek bir şey yok. Üstelik dün de tekrar ifade ettim" diye konuştu.

Hak ve özgürlüklerin en başında hayat hakkı geldiğinin altını çizen Bakan Çiçek, terörün ise hayat hakkını ortadan kaldıran eylemler bütünü olduğunu belirterek, "Türkiye'de terör suçu işlemiş bir çok kuruluş ve kişiler ortalıkta dolaşabilmektedir. Bunların vakıfları ve dernekleri var. Faaliyetlerini sürdürebilmekteler. Cadde ve sokaklarda bu büroları görebilirsiniz. Dolayısıyla hem hak ve özgürlükler diyeceğiz. Hem de öbür taraftan hak ve özgürlüklere karşı insanlık çapındaki bir tehditi görmezlikten geleceğiz. O zaman bu samiyetin sorgulanması gerekir. Onun için biz Türkiye'de hangi konuda düzenleme yapacaksak ne olur sizde soruyu 'Efendim AB şunu istiyor, bunu istiyor diye değil. Türkiye'nin bu değişikliğe ihtiyacı var mı yok mu?' şeklinde sorun. Bunu Türkiye ölçeğinde tartışmamız daha doğru olur. Çünkü Avrupa ile bunu bağlantılı yaparsanız Avrupa'nın neyi ne konuda istediğini ben biliyorum. Siz biliyorsunuz herkes biliyor" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam