DAVOS (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "301'inci madde Türkiye'nin imajını gölgelediğini için değiştirilmeli" dedi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, düzenlediği basın toplantısında Davos temaslarını değerlendirdi. Türkiye'yi temsilen 37'nci Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılan Bakan Gül, "Davos'ta dünyanın bütün liderleri ve büyük şirketlerin başkanları bir araya gelme fırsatı yakalıyor.
Türkiye'yi tanıtma açısından Davos'u iyi bir platform olarak görüyoruz. Bu fırsatları ülkemiz adına değerlendirmeye çalışıyoruz. Dün akşam düzenlenen bir yemekte Türkiye'nin geleceği konuşuldu. Yemekte 4 sene içinde yaptıklarımızı özetledim ve Türkiye için bir gelecek perspektifi çizdim. Bizim açımızdan önemli bir toplantı oldu. Sabah Ortadoğu panelinde de Ortadoğu'nun geleceğiyle ilgili geniş bir tartışma oldu.
Burada şahit olduk ki bazıları olaya geniş bir perspektiften bakamıyor ve 'Irak bölünsen olur' diyor. Bazıları bilgi noksanlığından dolayı Irak'ı SSCB'ye benzetiyor. Onlara şunu açıkladım; Irak'ta farklı etnik unsurların doğal sınırları yok. Sovyetlerde şimdiki bağımsız cumhuriyetlerin tabii sınırları vardı. Irak bölünürse çok karanlık bir döem başlar; Iraklılar şimdikinden daha fazla sıkıntı çeker ve çok daha kötü şartlarla karşılaşılır" dedi.
Dün Irak İçişleri Bakanı ve İsrail Dışişleri Tzipi Livni ile gerçekleştirdiği görüşmelerin çok faydalı olduğunu ifade eden Gül, "Davos temaslarım çerçevesinde Türkiye'ye yatırım yapmayı planlayan yabancı işadamlarıyla da görüştüm ve onlara istikamet verdim" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecinde çok önemli bir noktada bulunduğuna işaret eden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül "Burada da gördük ki herkes Türkiye'nin barış sürecine pozitif katkılarından bahsediyor. Bundan da kıvanç duydum. Gerek Ortadoğu gerekse Irak ve Beyrut ile ilgili konularda Türkiye'nin yaptıklarını tüm dünya yakından takip ediyor. Türkiye'nin pozitif katkılarının herkes farkındadır ve herkes Türkiye'den bu konuda çok adım bekliyor" diye konuştu.
"Dün Livni ile Suriye ve Filistin ayağıyla ilgili görüşlerimi paylaştım; onlar da Türkiye'nin katkılarını bekliyor" diyen Abdullah Gül, "Tabi yapacaklarımız bitmedi. Suriye İsrail ilişkilerinde kaçırılmış fırsatlar vardır fakat biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Meselenin taraflarından Suriye'yi görmezden gelmek doğru değildir" ifadelerini kullandı.
Ortadoğu'da yeni gruplaşmalar olduğuna işaret eden Gül, "Biz bunu tehlikeli buluyoruz. Problemler konuşularak halledilmeli. Biz batı ile medeniyetler çatışmasını önlemek için çaba sarf ederken doğunun kutuplaşması çok tehlikeli olur. Problemlere müdahale edilmez veya güven artırıcı tedbirler alınmazsa sorunlar büyür ve bu, Doğu için büyük ayıp olur. Anlamsız savaşlarda milyonlarca insan hayatından oldu, yetim dul kaldı. Bunlardan ders almalıyız. Bu konuda Türkiye olarak kaygılıyız. TBMM'de de dikkatleri bu konuya çektik" dedi.
"AB, SÜRATİMİZDEN KORKTU"
Türkiye'nin Irak'ın içişlerine karışmak gibi bir derdi olmadığını ifade eden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Irak bizim komşumuz. Bu yüzden Irak meselesini daha ciddiyetle ele almalıyız. Türkiye, Irak'ın işlerine karışmıyor; biz Irak'ta barış ve bütünlük istiyoruz. Bazı şeylerin altını çiziyorsak bu konuların Irak için yeni problemler çıkarmasından duyduğumuz kaygıdandır. Teröristler, Kuzey Irak'ı kamp haline getirmiş. Bize oradan saldırılar oluyor. Bununla mücadele etmek hakkımız ve görevimizdir. ABD'nin orada büyük gücü var. Ancak bir tarafı görmemezlikten gelmemeli" şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine Türkiye'nin enerji hatlarının kavşağında bulunduğunu ifade eden Bakan Gül, "Haritada petrol ve doğalgaz hatlarını incelediğimizde Türkiye'nin nasıl bir köprü olduğunu görürsünüz. AB, Türkiye ile müzakerelere başlama kararını alırken kendi içinde müzakereler yaptı ve Türkiye'nin konumunun önemini gördü. Şu an içinse AB'de kafa karışıklığı var; ne yapacaklarını bilmiyorlar. Türkiye rayından çıkmıyor, işler düzenli gidiyor. AB, bizim süratimizden korktu ve yavaşlattılar; ancak biz bulunduğumuz yerde saymayacağız. AB anketlerindeki düşüşün yönlendirmeyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Avrupalı Türkiye hemen yarın AB'ye girecek sanıyor ve tabii ki bunu desteklemiyor. Ancak 'Türkiye standartlarını düzenlediğinde girsin mi?' diye sorarsanız evet derler. Yani nasıl yönlendirdiğiniz önemlidir" ifadelerini kullandı.
301'inci maddenin Türkiye'nin yanlış anlaşılmasına neden olduğunu ifade eden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "301'den dolayı sanılıyor ki Türkiye'de ağzını açan hapse konuluyor. 301'inci madde, Türkiye'deki reform sürecini gölgelediği için değişmesini istiyorum. Evet problemler var ama içerde bu maddeden dolayı hapiste olan insan yok" diye konuştu.
Hrant Dink suikastına da değinen Gül, "Tüm Trabzon'u zan altına almayalım. Böyle insanlar her yerden çıkabilir. Hep beraber sözlerimize dikkat etmeliyiz. Dikkat etmezsek bunların bir neticesi oluyor" dedi.