32. Gün 30 Eylül 2010 programının deşifresidir...

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 32. Gün programında Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar'ın sorularını yanıtladı. İşte programın tam deşifresi...

14.42.16

M.A.B İlk defa eğer yanılmıyorsam ilk defa naklen bir tutuklama naklen televizyonlardan seyredilmişti..Sevgili seyirciler cumhuriyet tarihinde ilk defa bir terör örgütü yönetcisi olarak yargılandı..Üstelik bu terör örgütünün bir numaralı yöneticisi de üçüncü ordu komutanlığı yapan bir orgenaraldi..İlhan Cihaner sadece bir terör örgütü kurduğu için değil yargılanmasıyla da olay oldu..İşte izlediniz yargının bir bölümünün ona sahip çıktığı iddia edildi İlhan Cihaner her şeyi soruşturdu.Tarikatları,cemaatleri siyaseti,ticareti ve her şeyi konuşacağız..Ben yalnız daha önce Rıdvan sana özet yapmanı istiyorum..Çünkü şu anda biliyorum tabi ya ne olmuştu hay allah diyordur seyirciler..Sen İlhan Cihaner’in ne yaptığını anlat..O arada benim gözüm sizde olacak,doğru mu anladım diye sizlere soracağım..Çünkü benden çok daha iyi biliyor..

Reklam
Reklam

15.51.11
R.A Önce merak ettiğim için şunu öğrenmek isterim bu kamera kimin kamerası,biz kimin kamerası üzerinden sizin göz altına alınışınızı izliyoruz?

15.59.11
İ.C. Öncelikle bu yayını bu kaydı ben de ilk kez izledim başından sonuna kadar..Yani parçalı olarak gözüme çarptı ama ilk kez başından sonuna dikkatli olarak ben de izledim..Bu tabi ki polis kamerası..Yani aramaya gelen meslektaşlarım diyebilirim.. En azından hukiki olarak olmaması gerek,üstelik bu kayıt gizlidir ve o dönem yayınlanması da suçtur,tabi ki şimdi değil..
16.35.00
M.A.B Yani bir yerde polis özellikle servis etti


16.37.00
İ.C Orada onu özellikle başlangıçta vurgulayayım..Daha sonrasında geçen bir diyalog var benim avukatımla yaptığım..Turgut Kazan’la yaptığım konuşmayı sanki HSK Başkanıyla yapmışım gibi verdiler..Turgut Kazan’a önceki baro baikanlığı nedeniyle başkanım diye hitap ederim ben..Onu baro başkanıyla konuşuyormuşum gibi verdiler günlerce..Amiyane tabirle,dakika bir gol bir..Soruşturmanın nasıl yapıldığı...

Reklam
Reklam

17.05.30
M.A.BBir şey yaşanıyor yani değil mi?Sen dur unutma..Seyirciler şimdi biz anlamadık yani diyorlardır..Yargı içi bir hesaplaşma yaşanıyor..

17.17.20
İ.G Yargı içi bir hesaplaşma çok iddialı olabilir,aslında bunu Wall Street ya da başka bir çok yayıncı,gazeteci,yazar kansız bir iç savaş olarak değerlendirdi..

17.31.29
M.A.B Yakın bu da benim söylediğime..


17.41.09
R.A İlhan Cihaner 42 yaşında Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı ve 2007 yılında ilde düzenlenen bir güvenlik kurulu toplantısında il içerisinde çeşitli cemaat ve tarikat faaliyetlerinin artık bir güvenlik sorunu haline dönüştüğüyle ilgili bir takım değerlendirmeler yapılmasından itibaren bir soruşturma başlatıyor.Bu soruşturma çerçevesinde bu cemaatlerle ilgili çeşitli soruşturmalar yapıyor

18.15.22
M.A.B Cemaatlere karşı savaş açıyor bir yerde..

18.21.45
İ.C. Ben burada müdahale edeyim.Biraz önce dediğiniz izne dayanarak..Cemaatlere karşı bir savaş değil yani..Yasalarca suç olarak tanımlanmış yaptırıma bağlanmış birtakım eylemleri yasanın bana verdiği görev gereği soruşturmaya başlıyorum..

Reklam
Reklam

18.40.18
R.A. Ve bu çerçevede bir süre sonra soruşturmanın kapsamı genişliyor çünkü belli cemaatlerin yönetildikleri ya da merkezi olarak yönlendirildikleri çeşitli iller var ya da Erzincan’la çeşitli iller arasında bağlar var..İlhan Cihaner’in yaptığı araştırmalarla bir anda il sayısı artıyor,şahısların,zanlıların sayıalrında bir artış oluyor sanırım 235e varuyor rakamlar..

19.14.05
İ.C. Öyle bir rakamımız var..Ben dosyayı Erzurum’a gönderirken görevsizlik kararımda,tespit ettiğimiz şüpheli sayısı bu..Bu soruşturma henüz devam ettiği için bunların tamamının şüphe altında olacağı anlamına gelmeyecektir belki bazıları hakkında takipsizlik verecektik belki de sayı artacaktı..


19.36.08
R.A Belli bir noktaya geldiğinde soruşturma İlhan Cihaner düğmeye basma kararı aldığı sırada Erzurum’daki...

M.A.B Yıl?

İ.C 2008

R.A 2009’a

İ.C 2009’a geldik.

R.A Tam düğmeye basılacağı sırada Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı sürece müdahale ediyor..

M.A.B Dur bakalım..

R.A Cumhuriyet Başsavcısı özel yetki...

Reklam
Reklam

İ.C Cumhuriyet Başsavcılığı diyelim..


20.03.14
R.A Özel yetkileri olan bir başsavcılık olması sebebiyle özellikle silahlı terör örgütleriyle yapılacak olan mücadelelerde Erzurum’un yetkileri Erzincan’a oranla daha fazla..Sizin soruşturduğunuz örgütler silahlı terör örgütleri,dolayısıyla bunları bizim soruşturmamız gerekir

M.A.B Cemaatleri soruşturmak için yola çıkıyor,öbür taraf diyor ki yok yapamazsın sen bunu,bunlar silahlı terör örgütüdür..Halbuki silahlı terör örgütü değiller...

20.40.00

İ.C. Anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalışıyorlar iddiasıyla...

R.A. Siz de diyorsunuz ki hayır onlar terör örgütü olsa bile silahsızdır diye itirazda bulunuyorsunuz..


20.58.10
İ.C Yok terör örgütü nitelendirmesi hiç yok,bunun çıkar amaçlı bir suç örgütü olduğunu,TCK 220inci nmaddede tanımlanan..Farklı..Gene örgüt fakat..Ne anayasal düzeni zorla değiştirme iddiasında ne de...

21.05.04
R.A. Dolayısıyla bu yetkinizi,bu soruşturmayla ilgili o zamana kadar gerçekleştirdiğiniz birikimi Erzurum’a devretmeyeceğinizi söylüyorsunuz

Reklam
Reklam

İ.C Evet ona dair uzun bir...

R.A Uzun bir tartışma süreciniz oldu galiba..Ancak nihayetinde Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı bu cemaat ve tarikatlarla ilgili soruşturmaları devralıyor,dava açılıyor ve davanın sonucunda söz konusu şahıslar ve davayla ilgili takipsizlik kararı veriliyor...


21.34.19
İ.C Yok şimdi orada şöyle bir gelişme oldu benim ilk soruşturmayı başlatmam yalnızca bir cemaat..

M.A.B Hangisiydi o?

İ.C Kamuoyuna çok yansıdığı için söylememde bir sakınca yok İsmailağa Cemaati’yle ilgili bir soruşturmaydı..Bu soruşturmanın bir aşamasında sonra el edilen deliller aynı faaliyeleri gösteren başka cemaatlerin de yasalarda suç olarak tanımlanmış eylemleri...

M.A.B Hangi cemaatler onlar?

İ.C Fetullah Gülen grubu,Menzir grubu,Süleymancılar grubu..Yargılaması devam eden şeyler ancak maalesef müfettiş soruşturması aşamasında ve henüz soruşturması devam eden bir dosyayı açık yargılamasıyla başkaları bu gizliliği ihlal ettiler o yüzden söylememde sakınca yok..Gazeteler de yazdı çizdi..

Reklam
Reklam

M.A.B Ama baktığımız zaman,kamuoyundan baktığımız zaman sizin başınıza gelenler bir yerde tarikatları ve cemaatlerin suç işledikleri varsayımından hareket edip yaptığınız soruşturma..

22.48.00
İ.C Soruşturma yalnız Rıdvan Bey’in dediği konuyu mutlaka düzeltmem lazım İsmailağa Cemaati’yle ilgili olarak dar kapsamlı bir dava açıldı anayasal düzeni zorla değiştirmek yüzünden Erzincan’da tutuklanan kişilerle birlikte Erzurum’dan da katılan yanılmıyorsam 13-14 kişi hakkında bir dava açıldı..

23.55.13
M.A.B Sonuçta ne oldu o dava?

İ.C Ancak o dosyayı gönderirken yazdığım başka soruşturmada da olduğunu düşündüğüm başka bir sürü suçla ilgili işlem yapılmadı..

R.A Burada duralım..Sonuçta ne oldu,bu şahıslar ceza aldılar mı?

İ.C Yargılama devam ediyor.Diğer cemaatlerle ilgili soruşturmada Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığında derdest diye biliyoruz..


R.A Burada kritik olan nokta şuydu..Sizin Bu davalardan,özellikle Fetullah Gülen cemaatiyle ilgili olarak yaptığınız soruşturmayı Adalet Bakanlığı’ndan gizlediğiniz iddia edildi..O bir detay olduğu için ben girmiyorum ama...

Reklam
Reklam

M.A.B Ben önce,çünkü bugün en çok konuşulan konu,tarikatlar,cemaatler,söyleyin bize,ne kadar güçlüler,neleri engellemek istiyorlar,anlatır mısınız bize biraz o dünyayı...

24.18.09
İ.C Şimdi tarikat cemaat gelince akla hemen bir inanç ve dine dair bir vurgu geliyor ama benim soruşturma konusu ettiğim şeylerin özünde bunlarla alakası yok..Yani ülkemizde bir çok tarikat,cemaat var..Yüzlerce belki..Bunların hiçbiriyle doğrudan doğruya böyle soruşturmalar yok çünkü inanç özgürlüğü çerçevesinde pekala kendi inançlarına göre yaşam sürebilirkler ancak bizim soruşturmamıza konu olanların çok farklı güçleri var..Gündelik hayata mesela tamamen egemenler..

R.A Nasıl?


İ.C Yani gidip..Çok da önemli aslında gazetecilik için çok verimli bir yol..Gidip bir taşra kentinde iddialı bir esnaf olmaya çalışın, bunun nasıl işlediğini çok net göreceksiniz.Yanılmıyorsam Birgün Gazetesi bunu yaptı..Çok fazla il dolaştılar.Gündelik hayatı nasıl belirledikleri,ticareti nasıl yönlendirdikleri,bu örgütlenmelere de sıçramış durumda tabi..Ben hukukçuyum daha dikkatli konuşmam lazım YANİ..Delillendiremeyeceğim şeyleri...

Reklam
Reklam

25.49.19
M.A.B Böyle küçük küçük mafyalar halinde mi?

25.51.16
İ.C Şimdi iki boyutu var bir taban elde etmek için daha çok insanların inançlarına çalışılıyor.Filistin’e yardım,Çeçenistan’a yardım,muhtaç öğrencilere yardım gibi korkunç bir paraya hükmediliyor..Ancak bu paralar işte bu noktada cumhuriyet savcılığının ilgi alanına giriyor..Bu paralar makbuzsuz toplanıyor..Ne oluyor,nereye gidiyor kimse bilmiyor..Bununla ilgili basına yansıyan hatırlar mısınız iki önceki mit müsteşarının bir beyanı vardır,Şenkal Atasagun’un özellikle Gülen grubundan bahisle bunun ülke için çok büyük tehlike olduğunu gösteriyor..Benim anlamadığım şey şu bu cemaatlerle ilgili olarak..Şimdi böyle bir iddia varsa cemaat temsilcilerinin ya da onların adına konuşan insanların,birtakım medyaları var çünkü bu insanların,şöyle bir iddiayla ortaya çıkmaları gerek:Böyle bir şey yok,soruşturulsun ..Ama baştan soruşturma kesildiği zaman,tarihteki meşhur bir şeye nazire yapalım,ülkemizin üzerinde hayalet gibi dolaşıyor bu..Kadrolaşmadan tutun ekonomik hayatı manipule etmeye kadar..


27.16.22
R.A Tarikat siyaset ve ticaret üçgeni mi görülüyor?

İ.C Sorduğunuz sorunun bir de gündelik hayat boyutu var..İsmailağpa Cemaati mesela kız çocuklarının okula gitmesine,yani kız-erkek birlikte okunmasını istemiyorlar

M.A.B Nasıl engelliyorlar?

İ.C. Soruşturmamızda da olduğu üzere sahtecilik dahil bazı işlemlere baş vurmaya kadar götürüyorlar işlerini..Sahte diploma edinme gibi..Ya da milli eğitim mensuplarının pasifize edilmesi,tayinlerinin çıkarılması gibi..

M.A.B Bu kadar güçlü mü bunlar?Yani bu kadar güçlü mü bunlar?Bu mekanizmayı kontollerinde tutabiliyorlar mı?

İ.C Sizce değil mi?

M.A.B Bende öyle bir izlenim var ama tabi siz araştırmış,somut verilerle çıkan birisiniz..


28.14.07
İ.C Somut verilerler söylüyorum bunu bu kadar güçlüler..Yani bu kadar güçlü olunmasa,cami bizim inancımızda kültürümüzde cami insanların toplandıkları,toplumsal nüanslarından sıyrıldıkları bir yer ancak bakarsanız taşralarımızda her caminin neredeyse bir cemaatle münasebeti vardı ve o camiye o cemaate mensup kişiler atanır..İstanbul’da benim yaptığım soruşturmanın konusu olan İzinsiz eğitim,izinsiz yardım toplama,bunlar yasalar önünde suç ama yıllardan beri herkesin önünde işleniyor bu suçlar ve kimse bir şey yapamıyor..

M.A.B Türkiye’yi teslim mi almış vaziyetteler?

29.10.05
İ.C O kadar iddialı olmamak lazım..

M.A.B Ama kontrollerinde herhalde..

İ.C Tabi çok güçlü oldukları ve bir dengeye doğru gidildiği açık..

R.A Sizin özellikle yaptığınız soruşturmada T-24 internet sitesine yansıyan telefon kayıtlarında siyasetle de tarikatların bağına ilişkin çok çarpıcı konuşmalar yer aldı..Hatta ucu bakanlara kadar uzandı..bu ticaret siyaset tarikat üçgeni ekseninde değerlendirdiğimizde işin neresindeyiz?

İ.C Siyaseti de çok ciddi bir şekilde manipüle etmeye başladıkları açık..Bunu referandum sürecinde de gördük nasıl bir tavır alındı,yoksa inanca ilişkin bir yapılanmanın,siyasi bir konuya,hatta teknik bir konuya bu kadar canhıraş bir şekilde asılması bile siyasetle bağını çok net gösteriyor..Ve konumlandığı yerde çok açık bir siyasi konum olduğuna göre daha çok siyasi oluşumlar diye bakmamız lazım


R.A Kimlere kadar uzandınız?Nerelere gitti soruşturmanın ucu?

İ.C Tabi soruşturmalar bir kere yarım kaldı...Haksız,hukuk dışı,hatta alçakça saldırılar dolayısıyla soruşturmalar gidebileceği yere kadar gidemedi.Tabi hukukçu soğukkanlılığımı da yitirmek istemiyorum,yürüyen davalar var,nihayetinde şüpheli insanlar bunlar..Masumiyet karinesine bu kadar vurgu yapıp benim şüpheli insanlarla ilgili çıkıp isim vermem doğru değil..

R.A İsim vermeden söyleyin,nerelere kadar gitti?

İ.C Şöyle söyleyebilirim,bir tarikatın lideri bir işadamını arayıp falanca yerden filanca adamı aday gösterin demiştir.İş adamı da çok yukarılarda bir siyasetçiyi arayarak bu talimatı ona.. Talimat mı desek öneri mi desem..

M.A.B Kim bunlar çok tepede mi?

İ.C Çok da detaylandırmak istemiyorum,bunlar aslında gizli de değil..Açık davaları sürüyor dosyada..


30.58.47
R.A Diyorsunuz ki “5 Mayıs 2010,beni buraya getiren Gülen ve İsmailağa Cemaati ve İliş madeniyle ilgili yürüttüğü soruştumalardır.Bu soruşturmalarla ilgili iletişim tespit tutanaklarını basına vermedim.Vermiş olsaydım,başbakanın da içinde olduğu bu konuşmaları vermiş olsaydım Türkiye’de siyasi kompozisyon değişir,yer yerinden oynardı”

32.19.15

İ.C Evet o sanırım mahkemedeki savunmam olsa gerek...Evet bunu niçin söyledim..Çünkü bize atfedilen temel suçlama AKP ve Gülen cemaatini bitirme belgesi diye geçen bir belgeyi hayata geçirdiğimiz..Bizim 2007’de hayata geçirdiğimiz bu belgenin 2009’da ortaya çıktığı,
İşte oradaki olguların hiçbirinin karşılığının bizim soruşturmamızda olmadığı,delillendirilemediği bir tarafa,eğer benim iddia ettikleri gibi herhangi bir partiyi ya da cemaati bitirme gibi bir fikrim olsaydı

R.A Ben bunları basına verirdim diyorsunuz..

İ.C Tabi ki..Hala sızmış değil..Bakın dikkatinizi çekerim benimle ilgili az önce izlediğimiz yayın o arama olduktan iki gün sonra yayınlanmaya başladı


R.A Bizim kafamızda soru işaretleri uyandı..Diyorsunuz ki başbakanın da içinde olduğu bu telefon konuşmlarını verseydim Türkiye’de siyasi kompozisyon değişir,yer yerinden oynardı.Siz o siyasi kompozisyonu değiştirebilecek,o yeri yerinden oynatacak konuşmalara mı tanıklık ettiniz?

34.38.13
İ.C Evet,öyle diyelim..

R.A. Daha fazlasını demeyecek misiniz?

İ.C Hayır demeyeceğim..Çok uygun olmayacağı kanaatindeyim çünkü yürüyen yargılamalar var..

R.A Sözünü ettiğiniz iş adamıyla tarikat lideri arasında geçen konuşmada,bize siyasette yer açsınlar,adayımızı seçtirsinler dediğinde,iş adamının aradığı kişi başbakan olabilir mi?

İ.C Bunun belgeleri belki gözünüzden de kaçmış olabilir ama dediğim gibi açık yargılaması devam eden bir dosya içerisinde var,bence bu konuyu burada kapatalım

34.20.22
M.A.B Birinci Hanefi Avcı olayı mısınız?


İ.C Yani bu çok spekülatif bir değerlendirme olur..Şimdi Türkiye’de şöyle bir gerçeklik var,artık tesadüfle ya da farklı şeyler açıklanamayacak şeyler var,birkaç olayı sayayım ben size..Bunların ortak noktasını beraber değerlendirelim..Necip Hablemitoğlu,Nuh Mete Yüksel,Salim Demirci..Hatta buna farklı bir suçlamayla tutuklanmış olmasına rağmen Kayseri Alay Komutanı,bizler,ben,Hanefi Avcı..Bunların tamamının ortak noktası var,bunların tamamı bir şekilde bu cemaatle ilgili bir soruşturmaya ya başlamışlar ya dokunmuşlar ya onunla ilgili bir tasarrufta bulunmuşlar.

35.12.10
M.A.B: Fetullah Gülen cemaatinden söz ediyoruz.
İ.C: Evet evet Fetullah Gülen cemaatinden bahsediyorum ve bu bunların hepsi gösteriyor ki
Bir merkez var.bu merkez bu işleri planlıyor ve yani şimdi tabi birçok konu yargılamaları devam ettiği için çok detaylandıramıyorum ama Güneydoğu’da meydana gelmiş birçok fail-i meçhul cinayeti sivil hatta belki yrgıda çok fazla sıkıntı yaratan insanlar olduğu halde belki o olaya karışan çok fazla sayıda sivil insan olduğu halde o sürecin tümünün tek bir adamın üstüne yıkılması bizde bir soru işareti oluşmasına neden olması lazım.O dönem yüzbaşı ya da üsteğmen olan bir adamın..
R.A: Kimden bahsediyoruz?
İ.C: Albay Cemal Temizöz’den bahsediyorum.Tüm fail-i meçhullerin sorumlusuymuş gibi yargılanması.


36.09.12
R.A: Ama Arif Doğan’ın son kamuoyuna yansıyan telefon konuşmalarında Arif Doğan’la kendisinin farklı farklı tarzları olduğunu söylüyor.Yani kendi ekibiyle ilgili böyle de bir şey var.
İ.C: Yani benim demek istediğim şey yani şu mesela Hanefi Avcı’dan en son örnek
M.A.B: Kitabı okudunuz mu?
İ.C: Kitabın sadece bizimle ilgili Erzincan Erzurum davasıyla ilgili kısmını dikkatle okuyabildim.Çok açık yani okunduğu anda ona dair bir şey söylediği anda üstelik çok yine aynı sözcüğü kullanıcam alçakça bir saldırıyla karşı karşıya kalıyor insanlar.Hanefi Avcı ihtimaldir ki o iddia edilen suçları işlemiş de olabilir onu bilemeyiz nihayetinde soruşturma sürüyor.Ama Hanefi Avcı’nın özel hayatı herhalde hiç kimseyi ilgilendirmemesi gerekir değil mi yani çok kriminal bir tip de olabilir.En son ilgileneceğimiz şey Hanefi Avcı’nın özel hayatı iken bugün gazetelere bakıyorsunuz Hanefi Avcı’nın özel hayatına bir saldırı var ve bunu tüm davalarda yaptılar yani benim avukatım mesela…


37.15.00
R.A: Bir merkezden yönlendiriliyor diyorsunuz kim o merkez?
M.A.B: Çözebildiniz mi?
İ.C: çok açık aslında mesela ben söyleyim size adını koyalaım yani telefon dinlemeleri çok sık kamuoyuna yansıyo daha doğrusu şöyle deniliyor işte internete düştü deniliyor bu da belki bizim söylemle başlamamız lazım yani en büyük sorun bu süreçte belki de medyanın kullandığı dil bizlerin kullandığı dil.Bir telefon görüşmesi internete düşmez yani telefon görüşmeleri havada uçuşmaz.
M.A.B: Birileri verir.
İ.C: Birileri de vermez. Bunun daha güçlü bir arkası var.Kimin dinlenileceğine birileri karar verir.
38.03.17
R.A: Kim o emniyet mi ve savcılar mı?
İ.C: Bunların çoğu kanun dışı ve montajlı bu açık kronolojik hatalar ve işte en son çıkan benim davayla ilgili …
M.A.B: Diyorsunuz ki bunlar dinliyorlar …
İ.C: Birkaç örnek vericem müsaade ederseniz önemli olduğunu düşünüyorum çünkü bunun insanı insan yapan her değere saldıran bir tarz almaya başladı.Konuşmayın dedikodu yapmayın muhalefet etmeyin hatta aşık olmayın demeye getirmeye başladılar.Hiç bir insani hareketiniz olmasın niye?takip ediliyorsunuz.


38.42.14
M.A.B: Cemaat mi takip ettiriyor?
İ.C: Ben anlatayım yani mekanizmayı anlatayım size.Birileri birilerinin dinlenmesine kara veriyor.O adamlar dinleniyor.Üstelik çok teknik olanaklarla dinleniyor.
M.A.B: Emniyetten bahsetmiyorsunuz tamamen…
İ.C: Somut olguyu söyleyeceğim teşhisini koyalım birlikte.Birileri birilerinin dinlenilmesine karar veriyor bunlar dinleniyor takip ediliyor arşivleniyor daha sonra konjonktüre göre seçilip yayınlanıyor.Şimdi bu çok dehşet verici bir mekanizmaya işaret eder.Yani bakın Güneydoğu’da Çukurca’ da hatırlar mısınız ordunun kendi koyduğu mayına çarpıp insanların öldüğü daha doğrusu kamuoyuna öyle yansıyan bir olay oldu ve buna dair bir konuşma yayınlandı.Konuşmada iki general konuşuyor bu generallere dair bir suç soruşturması olmadığını biliyoruz, böyle bir şey çıkmadı.Burda dehşet verici bir sonuç var bence ya generallerin tamamı dinleniyor ya da bu olayın olacağını bilen insanlar dinliyor.Yoksa o iki kişi niye dinlensin?ya da yargıtayda ya da danıştayda ortam dinlemeleri olduğu anlaşılıyor.


15.40.00
M.A.B: Ve bunu cemaat yapıyor diyorsunuz
İ.C: Bakın ben önce olayı anlatayım bu basit bir dinleme değil.Yani karşımızda inanılmaz örgütlü bir yapı var.Bunu bir insan yapamaz bunu bir gazete yapamaz bunu ancak devlet yapar.ya da devletin göz yumduğu bir yapılanma yapar.Biz bugün buraya gelirken arkadaşımla şüpheli araçlar gördük.Bu aynı zamanda ciddi bir para isteyen ciddi bir organizasyon isteyen bir yapılanma.Bunu kim yapabilir sizce?Eğer dışarıdan birileri yapıyor da bizim mitimiz emniyetimiz jandarmamız bilmiyorsa zaten ülkemiz bitmiş demektir çünkü ulusal güvenliğinde tehlikede olduğunu görüyoruz burada.Bizim generallerimiz dinleniyorsa Anayasa Mahkemesi Başkanımız dinlemden şüphelenip üyelerini kuryeyle görüşmeye çağırıyorsa…
40.58.12
M.A.B: Sizce kim bu?
İ.C: Bence Hanefi Avcı’nın işaret ettiği yer.Onun verileri çok fazla çünkü siz sanıyor musunuz ki bu telefon görüşmelerini yapan belli bir güce muhalif olan insanlar, herkes konuşuyor.Hiç bu..
M.A.B: Ama çok abartmıyor muyuz şimdi bu cemaatin
İ.C: Hayır hayır çok abartma anlamında değil bu tespit.Ben özellikle ondan da kaçınırım


M.A.B: Yani böyle muazzam bir cemaat…?
İ.C: Yani çok bahsedilemez bir şey değil bunu da özellikle de vurgulamak isterim.Etkin bir soruşturmayla da bunun böyle olup olmadığıda anlaşılabilir.Zaten benim başlangıçta vurguladığım en önemli şey o yani cemaatin öyle bir ya da hep cemaat cemaat diyoruz her neyse bu örgüt bu yapılanma her neyse çünkü benim ona dair farklı teşhislerim de var ben bunun bu topraklardan kaynaklandığını da zannetmiyorum.
M.A.B: Neyse siz bitirin cümlenizi..
İ.C: Güneydoğu’da fail-i meçhulleri işleyenler kimlerdiyse ya da ordan fayda umanlar kimlerdiyse buradan da fayda umanların onlar olduğunu düşünüyorum.Kulaklığı takıp dinleyenin kim olduğu önemli değil.Bunun farkında olmadığının da düşünüyorum.
M.A.B: Şu ana kadar yaptığımız konuşmayı özetlersek şu şeydesiniz şöyle bir soru işaretiniz var kim cemaatle ilgili bir şey araştırmaya başlasa bir blok geliyor önüne.Durduruluyor bir kampanya oluyor ve cemaat insanları dinliyor ve gerektiğinde de cezalandırıyor.
İ.C: O çok kullanılmaya başlandı işte itibarsızlaştırma dahil artık gözü dönmüş bir şekilde saldırı başlıyor.Yani bunu çok görüyoruz gazetecisiniz üstelik uydurma bir haberin hiç check edilmeden muhataplarıyla hiç konuşulmadan dört beş gazetede aynı gün haber yapılması büyük bir soru işareti olsa gerek yani burada bir şey vardır.


43.12.16
M.A.B: Bu son derece önemli bir nokta müsaade edin bir kısa aram var.Kısa bir aradan sonra bunun üstünde durmamız gerekiyor çünkü hakikaten sizin denyimlerinizi..
R.A: Ve Hanefi Avcı’nın sizle ilgili değerlendirmelerini biraz konuşalım.
M.A.B: Sevgili seyirciler bizden ayrılmayın çünkü kolay kolay duymadığınız şeyleri duyuyorsunuz çünkü bir deneyimle ortaya çıkıyor İlhan Bey, kısa bir aramız var hazırlıklı olun pek uyutmayacağız sizi bu gece.
45.37.20
M.A.B: Sevgili seyirciler İlhan Cihaner ile konuşuyoruz ve İlhan Cihaner hakikaten bütün deneyimlerini anlatıyor.Şimdi sen Hanefi Avcı’nın İlhan Cihaner hakkında söylediklerini şey yapacaksın ama bir noktada toparlamak istiyorum.Bundan önce İlhan Cihaner’in söylediği önemli bir nokta var yanılıyorsam düzeltin lütfen sizin enbüyük şüpheniz üstünde durduğunuz nokta bu dinlemelerin, evet yasal dinlemeleri emniyet mahkeme kararıyla yapıyor, savcı yapıyor o ayrı bir şey diyorsunuz ama yasadışı dinlemeleri siz cemaatin yaptığı konusunda derin kuşkularınız hatta kuşkunun da ötesinde şeyiniz var.
İ.C: E tabi yani bunun göstergeleri çok fazla.Eğer bu cemaat tarafından yapılıyor şüphesine dayanan buna dair adım atmak isteyen bunu dillendiren herkesin başına bir şey geliyorsa ve o ısrarla soruşturulmuyorsa başka bir sonuç çıkmaz bundan yani dediğim gibi ben hukukçu olduğum için…
M.A.B: Hep de durduruluyor diyorsunuz.
İ.C: E hep de durduruluyor generallerin dinlendiği yüksek yargıçların dinlendiği bir vakıa gerçek ortada ve bizim buna dair bu sorunu çözecek mekanizmalarımız bir türlü harekete geçmiyor.


47.00.00
M.A.B: Var mı?
İ.C: Savcılıklartımız var yetkili savcılıklarımız var istihbarat teşkilatımız var.İstihbarat teşkilatı ne i,çin vardır?Bu düşünün generaller dinleniyor, yüksek mahkeme başkanı dinlendiğinden şüpheleniyor.
47.16.00
R.A:Genelkurmayda el bombasından daha tehlikeli cep telefonu afişleri asılarak..
İ.C: Bunun bir anlamının olması lazım kim peki bu?Bunu başka bir şeyle mukayese edersek bence biraz daha çarpıcı olur.Şimdi karşımızda bir terör örgütü var bizi de yamamaya çalıştıkları bir terör örgütü olduğu iddia edilen bir yapılanma var ve bu yapılanma beceriksiz mi diyelim aptal mı diyelim liderleri yakalandıkları halde gömdükleri silahların yerlerinin krokilerini masalarında unutan işte delilleri hala evlerinde bulunduran falan herkesin her şeyi bildiği sokaktan insanların falan sürece dahil edildiği falan bir yapılandırma ama çok tehlikeli bir yapılandırma ülkeyi ele geçirmek istiyor o kadar ki kurulmuş tüm terör örgütlerini manipule eden geçmişte ne kadar toplumsal trajik olay varsa gazi olayları Sivas olayları hepsini yapmış bir tırnak içerisinde yapılanma var ama bir de bunları adım adım takip eden kaydeden yeri geldiğinde serviz yapan bir yapılanma var.Sizce hangisi daha güçlüdür hangisi daha tehlikelidir?


48.31.02
M.A.B: Devlet bu kadar etkili çalışamaz diyorsunuz bu olsa olsa…
İ.C: Eğer öyleyse bu zaten bizim kastettiğimiz devlet değil bu başka bir şey.
Yani söyledeğiniz müthiş bir şey şimdiye kadar bir yerde jitem vardı kontrgerilla vardı o devlet adına ben bunları yapıyorum diyordu şimdi diyorsunuz ki bunu yapan…
İ.C: Açık ve ortada bu olgular
M.A..B: Çok büyük iddia bu yani…
49.00.00
R.A: İlhan Bey peki bu sözünü ettiğiniz mekanizma gücünü cemaat içindeki hiyerarşik örgütten mi alıyor yoksa devletin onlara göz yummasından mı kaynaklanıyor.Bu soruşturulmuyor diyorsunuz peki soruşturması gereken kim siz değil misiniz?
İ.C: Soruşturmaya başlamıştım.Ben zaten bu yapılanmaların tamamını soruşturmaya başlamış ve o duvarla karşılaşmış bir adamım ben.Fakat tüm yurt genelinde aynı faaliyet olduğu halde zaten benim üzerimden yapılmak istenen en önemli şeylerden bir tanesi de bu mesajın verilmesiydi.İktidarı elinde tutanların yani bunu siyasi olarak hali hazırda iktidarı elinde tutanlar olarak almayın geniş olarak tutuyorum bu büyük oyunu kurgulayan her kimse her kimlerse onların istemediği soruşturmaları yapmayın mesajını tüm adli mekanizmaya vermek için bunu yaptılar.


50.02.15
R.A Aslında İlhan Bey’in başına gelenleri yarım kaldı,bu soruşturmanın sonrasında İlhan Bey,programımızın başında da gösterdiğimiz gibi göz altına alındı,hakkında iki farklı soruşturma vardı,biri görevini kötüye kullanmak,ona ilişkin çeşitli alt başlıklar var ve onları size soracağım,ve daha da önemli Ergenekon adı altında çalışmalarını sürdüren bir terör örgütünün yöneticilerinden biri olarak adlandırıldınız..İki numaralı terör örgütü yöneticisiniz iddianameye göre,bir numaralı sanık ise Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk,
Şimdi EDOK Komutanı,birtakım toplantılar yaptığınız ileri sürüldü hatta Erzincan’daki mit lojmanları basıldı,oradan MİT mensubu olan kişiler de tutuklandı ve AKP ve Gülen Cemaati’ne yönelik operasyon hazırlığı suçlamasıyla tutuklanıp 4 ay hapis cezası aldınız.Önce kişiselleştirelim isterseniz..Bir başsavcının tutuklanması nasıl bir duygudur?


51.19.06
İ.C Bu tür kişisel sorulara cevap vermeyeyim..Çünkü olayın ciddiyetini daha böyle magazinel bir ...Ya da bireysel bir mağduriyet...

R.A Hayır.. Bu magazinel değil insani bir soruydu.

M.A.B Yani sizin bir meslektaşınız geliyor ve..

R.A Yani hayatınızı bu meslek için vermişsiniz ve..

51.41.23
İ.C Yani elbette bazı olağan olmayan duygular uyandırmıştır ama bu kadarla kalsın diyelim..Bu soruya cevap vermek istemiyorum..

M.A.B Hanefi Avcı’ya baktığınız zaman büyük paralellik var aslında..

R.A Evet Hanefi Avcı’ya dönelim..Kendisi sizinle ilgili bazı değerlendirmeler yapmış,diyor ki kitabında: “ İyi bir hukukçu olmasına rağmen dini konular,tarikatlar ve gruplar konusunda olumsuz düşünen bir kişiydi.” Öyle bir ön yargınız var mı,dindarlara?


52.08.23
İ.C Hanefi Avcı’nın kitabının dediğim gibi Erzurum-Erzincan olaylarıyla ilgili kısmını okudum,orada belirttiğiniz ibare dahil o değerlendirmelerin hiçbirinin doğru tarafı yok..Muhtemelen Hanefi Bey o mekanizmadan kendisine yansıyan bilgileri doğru kabul ederek almış..

R.A Yani izinsiz de olsa,ki ben o dinleme tutanaklarına da baktım,izinsiz Kuran kursu açmışlar,bunu yuvaya dönüştürerek böyle bir ticari kılıf da uydurmaya çalışmışlar sizin soruşturmalarınız da olsa..İzinsiz de olsa bir Kuran kursunun..Yani bundan örgütlü bir suç çıkarmak mümkün müdür? Yani çocukların dini ibadeti...

52.56.20
İ.C Yalnız benim soruşturduğum böyle bir madde değil..TCK 267inci madde,kanuna aykırı olarak eğitim kurulu açılamayacağını söyler ve bunun da yaptırımını gösterir,bu madde niye getirilmiştir? 4 yaşındaki çocuğunuzun yetkin olmayan,kim olduğunu bilmediğiniz biri tarafından eğitildiğini düşünebiliyor musunuz?Tam kişiliğinin şekillendiği dönemde..Ki bu da beni ilgilendirmez çünkü yasa nihayetinde bu eylemi tanımlamış ve yaptırıma bağlamış yalnız bu onunla kalmıyor,burada bu tarz okullarda kimin görev yapacağını bu örgütün merkezi belirliyor.Merkezden atıyor,tayin ediyor,eğitimlerini burada veriyor.Bu Türk Ceza Kanunu’nun yine örgüte dair tanımını tamamen karşılayan bir yapılanma ve uzak hedefleri,verdikleri eğitim de bunların sanıldığı gibi bir dini eğitim,Kuran eğitimi ya da onun herhangi bir varyasyonu değil sadece orada başka şeyler de öğretiliyor çocuklara...


54.09.10
R.A Peki bu soruşturmalarda,Hanefi Avcı’nın da kitabında geçen, sizin jandarmayla işbirliği yaptığınız,polis bölgesinde bile jandarmayla çalıştığınıza dair bir ibare var..

İ.C Cumhuriyet savcısı Jandarma ya da polisle işbirliği yapmaz,savcı talimat verir..Bir kere işbirliği ne demek yani?Yasalar görevlerimizi belirlemiştir. Talimat veririm yaparlar.Orada jandarmayla bu soruşturmanın yürütülmesinin gerekçesi Bir suç jandarma bölgesinde de işlenen bir suç.İkincisi spesifik olarak soruşturmayı başlatmama neden olan dini eğitim verilen yerle ilgili olarak,aynı olayla ilgili olarak polise sölü olarak verdiğim talimatın böyle bir olay yok şeklinde dönmesi ama jandarmanın delillerinin olması hatta jandarma bölgesinden de çocukların devşirilip bu izinsiz eğitim veren yerlere götürüldüğü.Ve bunu zorunlu olarak jandarmayla yapacaksınız

55.10.03
R.A Yani siz polise böyle bir talimat verdiğiniz ve burada bir suç işleniyor bunu soruşturun dediğinizde böyle bir şey yok mu dendi?


Hayır o şöyle,sizin başlangıçta belirttiğiniz gibi aylık yapılan il güvenlik toplantılarında,toplantıya katılan görevlilerden birisi bu cemaatin bir kreş açtığını,izinsiz açtığını belirtti ve ben de bunun incelenmesi için emniyete sözlü olarak talimat verdim,ertesi toplantıda da sordum böyle bir şey var mı diye ve emniyet müdürü böyle bir şey olmadığını söyledi. Ama aynı konuda jandarma ellerinde deliller olduğunu,köylerden de çocukların toplanıp sadece orada değil başka yerlerde de olduğunu söylüyor,bir de şunu vurgulamam lazım,bu il güvenlik toplantıları her ilde yapılır oraya jandarmadan,polisten,değişik güvenlik birimlerinden aylık rutin toplantılarda şu rapor gelir.İşte falanca tarikatın falanca cemaatin taban genişletme,yardım toplama faaliyetlerine hız kattığı gibi ..Rutin olarak bu zaten hep yazılırmış.Yazılan bir şeymiş ve hala da öyle olduğunu zannediyorum ben. Epeydir katılmadığım için o ibarelerin çıkarılıp çıkarılmadığını bilmiyorum.Gizli bir şey de değil bu aslında...Ama orada bıçaksırtı bir durum var..İzinsiz yardım toplamayaı da açayım ben..Orada dolandırıcılık ya da zimmet suçları da oluşabiliyor.Yani sizden Filistin’e yardım diye para alıp ben bu parayla kendime villa yaptırırsam bunun adı dolandırıcılıktır.

M.A.B Şimdi anlattıklarınızdan şu çıktı galiba..Yani ben öyle hissediyorum..Cemaat daha fazla polise hakim ama asker ve jandarma sizle daha fazla işbirliği yapıyor..


İ. C İş birliği demeyelim de benim yaptığım soruşturma jandarmanın yasal olarak görevlendirildiği bir soruşturmaydı..Hiç tartışma yok..Bu anlamda Hanefi Avcı’nın değerlendirmelerini de çok hukiki bulmuyorum..Ki kitapta şöyle bir çelişki var kendisi emniyetin neredeyse cemaat tarafından ele geçirildiğini söylüyor..Yani kitaptaki çelişkiye işaret ediyorum emniyetin tamamen cemaat tarafından ele geçirildiği iddiası çok uç bir iddia..
Ama krtitik noktalarda en azından bu iddiaların haklı olduğunu gösteren insanların bulunduğu tartışmasız çünkü henüz ben gizli tanığın ifadesinden çıkmadan,ben henüz ifademden çıkmadan verdiğim ifadeyi tv’den izliyorsam,arama devam ediyorken elde edilen kayıtların bir yerelere verildiğini görüyorsam ve verilenler de belli yerlerse..Bu sonuca çok rahat varılır

R.A Peki burada Hanefi Avcı’nın yaptığı çok kritik bir İlhan Cihaner diyor askerin desteğiyle İsmailağa Cemaati tatbikatını genişleterek hükumetin tüm üyelerini suçlayacağı,İstanbul,Bursa,Tokat başta olmak üzere tüm hükumet yanlısı belediyeleri hedef aldığı,alacağı değil diyor aldığı hatta İstanbul Belediye Başkanı Topbaş ile diğer belediye başkanlarından bir çoğunun göz altına alınmasına karar aldığı,bu doğrultuda hükumet hakkında kapatmaya kadar varacak ciddi davalar açılacağı,AKP ‘yi zora sokacak sahte bilgi ve belge hazırlandığı iddia edilmiştir diyor..Şimdi siz düğmeye basacağınız ve bu soruşturmayı genişleteceğiniz aşamada Erzurum’daki başsavcı dedi ki hop bir dakika bu benim artık yetki alanıma giriyor dedi ve o sizin gerçekleştireceğiniz soruşturma yarım kaldı dedi...


00.13.09
İ.C: Şimdi çok yanlış tespitler bi kere azcık hukuk bilen ceza hukukunu bilen kimseler orda sayılan şeylerin birçoğunu zaten
R.A: Hanefi Bey de hukukçu bildiğim kadarıyla
İ.C: İşte onun için söylüyorum ama o iddia onun için şimdi sonunu hatırlayamadım sordum yanlış hatırlamıyorsam ben kitapta Hanefi Avcı bu tarz iddiaların Ankara’ya orda bir Ankara vurgusu var Ankara’ya aktarıldığını Ankara’nın da buna inandığını vurguluyor yani kendisi o kanaatte değil anladığım kadarıyla.
R.A: Yani cemaat tarafından Ankara’nın dolduruşa getirildiği mealen söylüyorum Ankara’nın da inanarak bu operasyona icazet verdiğini söylüyorsunuz.
İ.C: Zaten teknik olarak mümkün olmayan bir şey.Yani oradaki soruşturmaların çoğunu zaten ya da işte kapatma davası ya da bakanların nasıl soruşturulacağı çok açıktır.Bunu ısrarla tekrar ediyorlar.Bakanlar dinlenmiş falan nerde bu dinleme?Nasıl dinlenir bir bakan?Yani ben az çok ceza hukukundan anlarım iyi bir soruşturmacı da
R.A:Ama ben sizin Osman Tepe’yle ilgili yaptığınız bir dinleme kaydını okudum.
İ.C: Bakın orda yasama dokunulmazlığı olan insanlar var onlar takip edilen insanlarla görüşmeleri var.Benim soruşturmamda yasama dokunulmazlığı olan hiç kimse dinlenilmemiştir.
M.A.B: Hangi bakanlar onlar?


İ.C: Yani onlar daha önce kamuoyunda duyuldu burada zikretmeyim onları
M.A.B: Basına çıktığı için soruyorum
R.A: Soruşturma aşamasında siyasetçilerden telkin aldığınız iddia edildi.Sayın Cemil Çiçek ilk etapta böyle bir şey olmamıştır dedi.Ancak bir süre sonra küçük çocukların yargılanacağı endişesiyle sizi aradığını ifade etti, neydi o konuşma, ne geçti aranızda?
İ.C: O da basına çok fazla yansıdı.Tam olarak şu söylendi yerel seçimler öncesi bu tarz bir soruşturmanın partiyi kendilerini zora sokacağını bu nedenle göz altına alınan kişilerin salıverilmesini istedi.Yani göz altına alınan çocuk yok ki o soruşturmada çocuklar zaten mağdur biz çocukları soruşturmuyoruz ve göz altında hiçbir çocuk yok.
02.26.00
M.A.B:Cemil Çiçek mi söyledi bunu size.
İ.C: Evet
R.A: Başka siyasetçi var mı sizi arayan?
İ.C: Hayır yani bu süreçte olmadı
M.A.B: Şeyi çok merak ediyor insanlar şimdi dikkat edicek olursanız müthiş bir cemaat çok güçlü çok organize her yerde eli ayağı olan bir cemaat imajı doğmaya başladı.Biliyor musunuz kimdir örgütlenip oturup konuştukları bir yer var mı nasıl işliyor?
İ.C: Buna dair önceden çokı fazla şey yazıldı çizildi.Burda dershanelerin kullanıldığı bir takım evlerin kullanıldığı her kurumdan sorumlu imam olarak adlandırılan kişilerin olduğu bunların arasında bir hiyerarşi olduğu gerek Hanefi Avcı nın kitabında geriye doğru gidersek Nurettin Veren’in çok ilginç bir kişiliktir Nurettin Veren’in yazdığı kitapta Zübeyir Kındıra’nın yazdığı Fetullah’ın Copları olsun..


M.A.B: Kanıtı var mı bunun yoksa bir duyum mu onun dediği bunun dediği mi yoksa kardeşim biliyoruz bunu böyle olduğunu diyebiliyor musunuz?
İ.C: Kanıtı, bir Hanefi Avcı da bahsediyor bir iki kanıttan iki benim soruşturmamda da var o devam ettiği için ona dair şeyler söyleyemeyeceğim cemaatten güçlü bir red gelmiyor bu çok ilginçtir benim en çok üzerinde durduğum yani cemaat adına konuşan insanlar böyle bir soruşturmaya muhatap plduklarında ben onların yerinde olsam tek bir açıklama yaparım hükmettiğim basında da bununla ilgili haber yapmam.Etik bunu gerektirir çünkü ben o soruşturmanın tarafıyım kamusal bir güç olan medyayı kişsel yararıma kullanmam o gazetenin ismini vericem yeni şafak gazetesi de yaptı.Sahibinin soruşturma altında olduğu bir soruşturmada bir olayda her gün neredeyse saptırıcı yayınlar yaptılar. Bunda bir etik sıkıntı da var.Cemaatin delilleri çok fazla var.Ceza yargılamasında delil serbestisi var.Nurettin Veren’in hala bu konuda ifadesi alınabilmiş değil.Birisi ortaya çıkıyor diyorki böyle bir yapılanma var, Biz yapılanma var diye bunu soruşturmak yerine bunu diyenlerin üzerine gidiyorsak bu bile bunun ispatıdır.Kaldı ki ben mesela bu Ergenekon davası sürecinde bir sürü deliller ele geçti.Bu ele geçen deliller içerisinde cemaate dair deliller de var, aramalarda.Orada mesela bir kayıt çıkmış demiş ki falanca adam bizimle birlikte çalışıyor şudur budur.Bu ciddiye alınıyor, ama aynı şekilde elde edilmiş bir de şöyle bir delil var diyor ki x kurumdaki Fetullahçıların lideri y’dir ama bunu tamemen bir tarafa bırakıyor hatta iddianameye bile almıyor mekanizma, ama öbürünü mekanizma diyorum buna çünkü sadece belki de enzayıf tarafı yargı üzerinde yürüyen şey.Burda ciddi bir medya ayağı var.Sırf gazetecilik yaptığı için hayatı karatılan insanlar var bu konuya değindiği için.Bunlar bile ispatıdır.Hanefi Avcı bir iddiada bulundu kitap koydu, insanlar şöyle dedi: delilini göster, delili bulacak olan soruşturmayı yapacak olan kişilerdir.Ben hukukçu soğukkanlılığıyla şunu söylüyorum böyle bir hava var bu hava nasıl dağıtılır?Bizim ülke olarak şu sorunu çözmemiz lazım bu tarz yapılanmaların ülkenin ticaretine, siyasetine, yargısına, emniyetine hakim olduğu iddiası var, çok önemli bir iddia ve bu iddiayı soruşturulur kılacakta bir çok veri var. En azından yaşadığımız şeyler var bunu türkiye’nin çözmesi lazım. Bu adamlar dini yalnızca şu yada bu şekilde yorumunu yapıp gönüllü hareket mi?, yoksa sahiden ülkenin altını oyup, ülkeyi ele geçirmek isteyen bir yapılanma mı?

M.AB: Sizce hangisi?


İ.C: İkinci ihtimal daha ağır basmaya başladı gibi yani iktidara oynayan bir yapılanma gibi görünüyor. Yoksa biraz önce belirttiğim gibi çok kritik noktalardaki insanları dinleyip bunları gündeme göre servis yapmazlardı.

R.A: Cemaat soruşturmasında telefon dinlemeleri ve sizin imzanızla verilen telefon dinlemelerinde birkaç nokta var. Bu8nları size sormak istiyorum?
M.A.B: Bunların en güçlü yanları telefon dinlemesi mi?

İ.C: teknolojik şeyler çok kullanılıyor, öyle anlaşılıyor.

R.A: Bu tarikatlardan birinin evi basılacak, ev basılmadan önce o tarikattaki şahıs aranıyor, ev badana yapılacak diyor. Badanacalar gelecek diye uyarılıyor, ‘ya anlamadın mı hala, badanacı gelecek diyorum sana’ diye uyarıyor ama cemaatin bir üst düzey yöneticisi bu uyarıyı anlıyor ‘ he öyle mi, her şeyi toparlayın, kaldırın vs.’ sonrasında başka bir konuşma var, orada da Erzincan ilindeki bir komiser

İ.C: bunu çok detaylandırmayalım.


R.A: evi nasıl aranacağı konusunda talimat veriyor, yatak odalarına girmeyin diyor, hafif arayın vs. buradan yola çıkarak şunu sormak istiyorum hatta bir başka soruşturma tutanağında da yine sizin açtığınız soruşturmada davanın Erzincan’dan Erzurum’a alınacağı yavaş yavaş ortaya çıkıyor, çünkü biri diyor ki ‘ evet, evet merak etme’ diyor, artık Erzincan değil Erzurum bakacak. Sevinerek söylüyor, siz bu şahıslar hakkında soruşturma açtınız mı?

İ.C Şimdi dosya bir bütün olarak görevsizlikle oraya gitti. Çünkü bunlar bağlantılı suçlar o dosyanın sanıkları olduğu için o bahsettiğiniz iki konuda ne yapıldığını ben de bilmiyorum..

R.A Peki bir şey soracağım..Siz biraz önce insanların özel hayatlarında bu telefon dinlemeleriyle bir tahakküm yaratıldığınız söylediniz..Aşık olma..Sizin verdiğiniz iletişim tutanaklarında da benzer şeyler var..Bazısı cinsel istismar..Bir tarikat mensubu,bir başkasının eşi..Yani bunlar rahatsızlık vermedi mi size?

İ.C Şimdi bir,bunların hiçbirini medyada görmediniz.İki o yazılı olarak dışarı çıkarılan şeyler dosya açık yargılama başladıktan sonra kamuoyunun bilgisine ..Kamuoyu haberdar oldu bundan ..Üç o soruşturmada kayda alınan,cinsel içerikli denilen konuşmalar 14 yaşından küçük bir çocuğa yönelik cinsel saldırı suçuna yönelik konuşmalar.Ve o da CMK’daki katolog suç dediğimiz suçlar arasında sayılan bir suç.O özel hayat olarak değerlendirebileceğimiz bir suç değil.O suç telefon dinlenmesi yoluyla delillendirilebilecek bir suç.Tesadüf delil niteliğindedir..Onun için onu kalkıp atıyorum bir gazetecinin Fashion TV’ye ilişkin yorumlarıyla karıştırmayın.O başka..O teknik anlamda olması gereken bir şey..Onu oraya koymazsanız suç işlersiniz..Çünkü o suç ciddi bir suç


R.A Siz başka bir terör örgütü yapıyorsunuz,size yönelik bu Ergenekon terör örgütü olmakla ilgili suçlamalara..Hayır başka bir örgüt var..Gizli tanık terör örgütü..Ne demek?

İ.C. O tabi biraz vurgulayıcı ve çarpıcı olması için söylenmiş bir söz.. Sahiden öyle..Bunu hayatımızın her alanında görmeye başladığımız bir çeşit taşeronlaştırma olarak görmeye başladım ben..Oysa bir olayın şüphelisi olan aynı zamanda tanığı olamaz.Bir olayda bir insan tanıktır.Yasada sayılan riskler altındadır.O zaman gizli tanık yaparsınız,gizli tanık aramazsınız.Hala birilerinin orada burada dolaşıp benimle ilgili gizli tanık olur musunuz diye sorduklarını biliyorum..Böyle bir şey olmaz..Bir olaya bir insan tanıktır ve o hayati tehlike altındadır...

R.A Siz sadece cemaatler de değil birilerinin çıkarlarına çomak soktum..İşte İliç altın madeni soruşturmasıyla ilgili de biraz bu bedeli ödüyorum diyorsunuz..

İ.C İliç Erzincan’ın ilçelerinden birisi..Orada Kanada,Amerikalılar’ın da lisanslı olarak altın aradığı bir firma var.. Bu firmanın siyanürle altın aradığı için çevreye zarar verdiği yolunda bir soruşturma beninm talimatımla başlatıldı..Ve bir süre sonra soruşturmayı yapan kamu görevlilerine dair rüşvet iddiaları gündeme geldi.Bu iddiları soruşturmaya başladım ben..Yani doğrudan doğruya altın madeni değil ..


R.A Firmanın sahibi kim?

İ . C O zaman tamamı Amerika firmasıydı yanlış hatırlamıyorsam..Sonra Çalık grubu ortak oldu diye yayınlar oldu ve düzeltmeler de yayınlandı yanlış hatırlamıyorsam..

R.A Ne kadarlık bir tutardan bahsediyoruz?

İ.C Bu tabi ki milyar dolarların olduğu bir altın madeni..Çok yatırım yapılmış..Ama siyanürle arandığı için çevreye zarar veriyor mu diye soruşturma başlatıldı..Ama bu soruşturmayı yürüten kişilerin bir menfaat ilişkisi içinde olduğu ve soruşturmayı etkin bir şekilde yapmadığı anlaşılınca onu soruşturmaya başladım ben ama o soruşturma da maalesef akamate uğratıldı. Etkin bir şekilde yürütülemedi

M.A.B Ben bir şeye atlamak istiyorum..Yine çok güncel bir insan. Kimdir Arif Doğan ?

İ.C Arif Doğan bu son zamanlarda Ergenekon soruşturmaları içerisinde JİTEM’in kurucusu olarak meşhur oldu benim tanıdığım kadarıyla.Ancak Arif Doğan hakkında benim ikinci görev yerim 97-99yılları arasında İdil’de görev yaptım oarad faili mechul cinayetlere yönelik bir soruşturma başlatmıştım.Görev sürem sonucunda görevsizlikle Diyabakır DGM2ye göndermiştim oaradki sanıklardan biriydi Arif Doğann

M.A.B Biraz anlatsanıza,nasıl bir insandı?

İ.C Bilmem ben tanımam dosyadan bilirim
R.A Peki sizdeki bulgular neydi Arif Doğan’a götüren..


İ.C Dediğim gibi bunun da yargılaması yürüyor Diyarbakır’da..Genel hatlarıyla söylersek,Diyarbakır’da birkaç cinayete karıştığı

R.A Üç galiba

İ.C Evet,şüpheler oluştu,dosyadaki konumu oydu..Şimdiyse çok garip bir şekilde aynı örgütte bulunmak gibi bir iddiayla karşı karşıyayız...

M.A.B Ama Arif Doğan öyle şeyler söylüyor ki..Jitem FALAN..Çok açıkça ne yaptı,ne etti anlatıyor

İ.C Tabi JİTEM,faili mechul cinayetler..Bir alana hiç girilmiyor..Güneydoğudaki faili mechul cinayetler sadece JİTEM ve askerin değil ..Bir itirafçı ayağı vardı,sivil ayağı vardı emniyetçiler,göz yuman cumhuriyet savcarı,hakimler,destekleyen siyasiler vardı,o çok çetrefil bir şey ve ben o soruşturmaların adli yöntemlerle sonuca ulaşabilecek soruşturmalar olduklarını düşünmüyorum..Daha farklı şeyleri düşünmesi gerek devletlerin..Meclis Komisyonu gibi..Başka ülkelerde denendi hakikat komisyonları..

R.A
M.A.B


M.A.B : Arif Doğan’nın sizin anlattığınız kadarıyla Arif Doğan’da bu işlere karışmırş biri imajı çıkıyor.

İ.C: O Yönde şüpheler vardı diyelim, masumiyet karnesine hepimiz inanıcağız ona göre konuşacağız, o yönde şüpheler oluşmuştu bu çerçevede soruşturma yapıp görevsizlik kararıyla dosyayı Diyarbakır DGM’ye göndermiştim.

R.A : Sizinle ilgili suçlamalar arasında gizli tanıklarla doğrudan görüşme yaptığınız, hatta gizli tanıkların bir bölümünü tehtid ettiğinize yönelik bazı suçlamalar var. Ne diyorsunuz ?

İ.C: Şimdi gizli tanıklarla ilgili olarak soruşturmayı yapan cumhuriyet savcıları doğrudan görüşür, ifadesini alır kayda geçirir onlarda dosyada durur. Eğer cumhuriyet savcısı soruşturmayı doğrudan yapıyorsa gizli tanığı kuşkusuz kendisi dinleyecek. Ama şu var o dedikleri olaylarda benim yanımda başka bir savcıda vardı, avukatta vardı ama bu iddialar nedense benimle ilgili, yanımdaki savcı çağrılıp bu nasıl oldu bile denilmedi. Avukata ‘bu ifade hangi koşullarda alındı?’ denilmedi, katibe denilmedi, o anlamda o bahsettiğiniz iddia saçma, gereksiz hukuki karşılığı olmayan bir iddia yani nende öyle bir şey söyleniyor onu da anlayabilmiş değilim.

R. A: Albay Dursun Çiçek’le ilgili bir iddia vardı sizin davanızı ilgilendiren o galiba sonuçları itibariyle oraya çıktı.


İ.C: Çok saçma sapan bir şey. Dursun Çiçek ihtimaldir ki Erzincan’a gelmiş olabilirdi ama araştırmalar heralde genelkurmayda çok etkin bir soruşturma yapmış, işte uçuş kayıtlarıi otel kayıtlarını soruşturmuş hatta geldiği iddia edilen tarihlerde başka bir yerde seminerde olduğuna dair kayıtları göndermişler dosyaya koymuşlar. Hal böyleyken hala Dursun çiçek’le bizi onun üzerinden ergenekona bağlantılandırmaya çalışan yani ben şey diyorum ülkem zaten hukukun çok egemen olmadığı, son 5-6 yıldır akılda firar etti bu topraklarda artık vicdanda firar etmiş gibi gördüm.

R.A: Bir başka suçlamada İliç savcısıyla ilgili verilen ifadede bir suikast girişiminde bulunulduğu ve arabasına kene atıldığı suçlaması var, siz keneyi bir silah olarak kullanıp savcıyı ortadan kaldırmak istemişsiniz ilk bakışta kulağa pek hoş gelmiyor ama aranızda böyle bir şey mi vardı?

İ.C: Fena bir fikir değil aslında (gülüşmeler)

R.A: 2 hukukçu arasında böyle bir husumet olabilirmi ki, o şahıs böyle bir ifade versin?


İ.C: 2 hukuk adamı demiyelim o soruşturan ve soruşturulandı adı geçen kişi hakkında biraz önce bahsettiğim soruşturmayı yaptığım için iki hukukçu arasında husumet filan değil, hakkında soruşturma yapan birine yönelik mantık dışı inandırıcılığını size bırakıyorum.

M.A.B: Toparlamak istiyorum süremizin sonuna geldik kamuoyuna baktığınız zaman polisin içinde farklı farklı eğilimler var, yargıda laiklik için mücadele ettiğini söyleyenler var bunun karşıtları var, siz içeriden bu manzarayı nasıl görüyorsunuz ? Özellikle yargı açısından?

i.C: Yargı açısından, yanılmıyorsam 2 gün önce cumhurbaşkanı özel mahkemelerle ilgili bence çok tarihi bir şey söyledi; DGM’leri kaldırdık ama sadece adları değişti dedi, yargı pratiği açısından ülke gündemini işgal etmesi dolayısıyla en büyük sorunun özel yetrkili mahkemeler ve onların rutinleştirdiği pratik olduğunu düşünüyorum , uzun tutukluluklar özellikle eylemden koparılmış terörle mücadele tanımı altında neredeyse bir terör yapılır hale geldi, çünkü sizin bugün yaptığınız program bir bakış açısıyla ertesi gün bir terör örgütünün iki numaralısını aldınız konuşturdunuz siz propaganda yaptınız gibi.. şimdi ceza kanunları bizde yanlış anlaşılır, ceza yasarlı aslında tersinden bizim özgürlüklerimizi belirleyen yasalardır, bağlanmamışsa o sizin özgürlüğünüzdür. Yani bir gazeteci gazetecilik yaptı diye terör örgütünün suçlamasıyla karşı karşıya kalmamalı, kalamaz, bir politikacı veya vatandaş . x partiye karşı gösteriler düzenletiyor diye terör örgütü suçlusu olarak soruşturulamaz. Tanım az çok belli, yasalarda tanımlanmamış olarak gösterilmemiş eylemler sadece kimin yaptığından hareketle yani bir eylemi birisi yapıyorsa bu eylem yasalarda suç olarak tanımlanmamışsa bile terör eylemi olarak nitelendirmeye başlanıyor.


R.A: Yargı bağımsızlığını yitirdi mi?

İ:C: Yargı bağımsızlığını yitirdi mi derken sanki önceden bağımsızmış gibi, yani şimdi yargının belirli bir imajı vardı ama yargı ideal noktada değildi, yani HSYK’nın oluşumda bakan ve müsteşarın olduğu tüm mutfak çalışmasının siyasi iktidarın emrinde olan insanlar tarafından yapıldığı müfettişler arasında neredeyse zapdurapta altına alındığı bir mekanizmada zaten söz edilemezdi ama yeni mekanizmanın daha büyük risklere açık olduğu

R.A Yargı içerisindeki cemaatin gücünü ve önemini bize söyler misiniz?

İ.C Yok yani öyle bir şey.

R.A Gücü var mı?

İ.C Şimdi ben bu biraz önce Mehmet Ali Bey’in söylediği ama mutlak gene o Türkiye tablosunda ben ülkemizdeki en büyük sorunun yargıya olan güven sorunu olduğunu düşünüyorum.Yargıya olan güvenin ısrarla,özellikle siyasilerin söylemleriyle örselenmesini şu an ülkemezideki tehdit,tehlike olduğunu düşünüyorum.Yani çok zor koşullarda,insanlık dışı koşullarda..

R.A Siz cezaevindeyken güveniniz sarsılmadı mı?

İ.C Hayır.Sarsılmadı çünkü o mekanizmanın çözüm yeri de gene yargı.Başka bir yer yok çünkü.Yani bunu özellikle vurgulayarak söylüyorum,hakimlerin,savcıların,hangi inanç grubuna ait oldukları siyasi polemik konusu yapılamaz.Yani ben çıkıp dersem ki beni arayan,tutuklayan hakimlerin tamamı x inanç grubuna sahiptir,bunun sonu nereye kadar gider?Böyle bir şey olamaz,olmaması lazım.


R.A Sizi tutuklayan hakim aşağı yukarı sizi tutukladıktan 4-5 saat sonra HSYK’nın kararıyla görevden aldındı.

İ.C Savcılar.. Görevden alınmadılar yetkileri alındı. Yani bu teknik şeyler önemli.

R.A Siz hukuki tabirle konuşuyorsunuz biz gazetecilik tabiriyle konuşuyoruz..Sizi tutukladılar,aşağı yukarı aradan 5-6saat geçti ve yetkileri ellerinden alındı.

M.A.B Yani HSYK sizi korudu.

İ.C Korudu demeyelim bakın şimdi. CMK 250’de der ki tabi maddenin tamamını bire bir aktarmayayım ben size yüce divan ve yargıtayda yargılanacaklara ilişkin hükümler saklıdır der.Yüce divanda kimler yargılanır?Başbakan,bakanlar..Ben şimdi buradan çıktım dedim ki x bakan,hatta somutlaştırayım adalet bakanı,anayasal bir kurum olan HYSK’yı çalıştırmadı,müsteşarını toplantılara göndermedi,hatta çıkarılan taslağı kuruldan geri çekti,bu anayasal bir kurum olan HSYK’yı zorla çalıştırmamaktır.Bu da anayasayı ihlal suçudur.CMK 250 kapsamındadır diye benim yarın gidip adalet bakanlığını basıp adalet bakanının evini,işyerini aradığımı düşünün.Ya da başka bir savcının çıkıp aynı şeyi başbakana yaptığını düşünün.Bunlar getirilmiş güvenceler.HSYK bunu beni korumak için yapmadı ki.Orada çok açık bir yetki gaspı var.CMK 250’de diyor ki yargıtay ve yüce divanda yargılanacaklar saklıdır.Şu uygulamayı savunanlar aynı muamelenin başbakana yapılabilmesini kabul edebilir mi?Ben edemem.Olmaz çünkü o farklı bir yerdedir.


R.A İlhan Bey bir de yargının bir bölümü tarafından kayırıldığınız,size torpil yapıldığına ilişkin bir başka iddia var.Bu iddia basında değişik kalemler tarafından dile getirildi.Ben bunlardan birini,Bülent Korucu’nun iddiasını sizinle paylaşmak istiyorum. Korucu yazısında diyor ki silahlı terör örgütüne üye olma suçu görevle hiçbir şekiklde bağdaşmayan bir suçtur.O halde neden İlhan Cihaner yargıtayda yargılanıyor?Oysa onun yargılanması gereken yer başkadır.

İ.C Çok teknik şeylere girmek istemiyorum ama cevap vereyim.Bu süreçte bu cep kitaplarını okuyup hukuk üzerine ahkam kesen çok fazla insan çıktı ortaya. CMK 250’de görev suçundan falan bahsetmez,birincisi bu.İkincisi orada açıkça der ki burada yargılanacaklara ilişkin hükümler saklıdır.Nerede saklıdır,bizim kendi yasamızda saklıdır.Kendi yasamızda da bir görev suçu var bir de kişisel suçlar.Görev suçunda müfettişler aracılığı ile bakan izni üzerine soruşturma yapılır,mekanizması bellidir.Kişisel suçta da en yakın ağır ceza baş savcısı soruşturur.Artı,biraz önce aktardığınız yazıyla ilgili olarak,CMK 250’deki çok açık saklıdır diyor.Bana atfedilen eylemlerin tamamı benim ifade almam,soruşturma yapmam,tamamı görev suçu,başka bir şey değil.

R.A Yargı üyeleri arasında yapılan telefon konuşmaları..Siz biraz önce ona değinmek istediniz..


İ.C Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.Şimdi bir,bu kanun dışı elde edilmiş,kime ait olduğu belli olmayan konuşmalar oldğu için aslında,bunların üzerine kimsenin gitmemesi,konuşulmaması lazım.Yani medyada merak edip insanların bu ne diyor bile dememesi lazım.Bu ahlaki bir şey.İkincisi,biraz önce dedim.Bu saldırılar insan olmaya dair ne varsa ona yapılan saldırılar.O yayınlanan kayıtlardan birinde benim tahliyeme sevinen bir meslektaşımız,bunu yayınlamak ayıp değil midir sizce?Birisi birisinin tahliye olmasına sevinmiş.Bu çok ayıp bir kere.Bir o konuşmanın ona ait olup olmadığını bilmiyoruz.İkincisi,orada o kadar bariz bir kronolojik hata var ki..Konuşmalardan anlaşılıyor ki ben o sırada tutukluyum çünkü duruşmamın bir hafta sonraya bırkaıldığı söyleniyor.Çok açık ama öte yandan da deniyor ki ceza genel kurulu başkanıyla görüştürdük.Dosyanın Ceza Genel Kurulu’na gideceğini son ana kadar tahmin edebilen bir hukukçu bile yok çünkü çok absürd bir süreç yaşandı.Yani daha olmayan,bitmemiş bir olgunun o insanlar arasında konuşulması mümkün mü?Aynı şeyi Turgut Bey’le ilgili de yaptılar yani Turgut Bey benim tutuklanmam üzerine yaşanan hukuksuzlukları mecliste grubu bulunan partilerin bilmesi gerektiğini düşünerek,basının da gözü önünde gidip baş başa da olmayan bir koşulda,bir sürü hukukçunun yanında,onlara birer dosya verdi ve anlattı böyle böyle sıkıntılar var diye,daha sonra işte yine iki tane yargıtay üyesinin Turgut Bey’in gidip BDP Genel Başkanına siz de gidip ‘hayır’ verin ‘evet’ çıkarsa sizi de zorlayacak şeyler...Ya o tarihte zaten anayasa değişikliği bile gündemde değil ki referandum gündemde olsun..


R.A Siz de HSYK üyeliğine aday olacak mısınız?

İ.C Aday olsaydım haksız bir yarışma koşulu oluşturur diye böyle bir programa çıkmazdım.Aday olmayı düşünmüyorum.Meslektaşlardan çok fazla baskı var ancak birkaç gündür yapılan yayınlarda görüyorsunuz.Olası bir seçilme halinde hem kurulun,hem yargının,hem yargıya olan güvenin çok fazla örseleneceği,yayınlarla,saldırılarla karşılaşacağımı düşünüyorum.Onun için hiç düşünmedim.Olmayacağım.

M.A.B: Size son şeyi sormak istiyorum bütün bu yaşadıklarımız bir yerde 28 şubatın bir intikamı mı alınıyor?


İ.C: Tabi bir birikim var söylenenlerden, yorumlardan bu yapılan şeylerin yeniden üretildiği ideolojik donanımı sağlayan insanların söylediklerinden hatta bazı siyasilerinden bizde fişlendik şimdi fişliyoruz gibi söylemlerinden, bu sürece destek verenlerin iki yüzlü tavırlarından, böyle bir izlenim olduğu düşünülüyor ama burada ülkenin hızla sakinleşmeye ihtiyacı var, yani yargıçlarını, hakimlerini, savcılarını yuhalayan bir halk olamaz, olmamalı üstelik 4C’lilerin haklarını iade eden o yargı üstelik çok zor şartlarda çalışıyor, işte kot taşlama işçilerinin haklarını veren o yargı, dereleri kurtaran o yargı, orman yağmasını kurtaran o yargı, şimdi bunlar yuhalanıyor bunun kimseye bir faydası yok, kuşkusuz yargının çok fazla işi var. Hala nüfusumuza göre çok az sayıda hakimle çalışıyoruz, avukatların inanılmaz sıkıntıları var. Tetkik hakimleri dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir iş yükü ile çalışıyor, bizim danıştayımızın bir günde baktığı dava sayısı neredeyse Avrupa’daki yüksek mahkemelerin tüm dosyası kadar, yargıtayda öyle, şimdi bunları çözmeyip buna yargı çalışmıyor demek ve bunuda sadece 3-5 kişi 3-5 davadan hareketle..Bir örnek vereyim; üç beş dava üzerinden yargıya çok yükleniliyor bunlardan birisi Bolu Ekspres gazetesinde yanılmıyorsam bir haber yayınlandı (haber-yorum)‘şehit olan her asker için şu kadar kürt öldürülmeli falan gibi. Yargıyı eleştiren özellikle liberal kalemler en çok vurguladıkları kararlardan birisi odur, işte bak Yargıtay bu kararı onadı dediler. Oysa basın açıklamasıoda yaptı Yargıtay o dosyada işin esasına girmedi Yargıtay, sadece süre kaçırıldığı için incelemeyiz dedi. Mesela bu yargıyla bağlantılandırmak istenen Danıştay üyeleri var, o Yargıtay üyeleri Hrant Dink davasına muhalif kalan Yargıtay üyeleri, Baskın Oran davasına muhalif kalan üyeler şimdi bu adamları getirip biz çok çok farklı bir yerde ve onların üzerinden bu kişisel bir şeyde olabilir onada bir şey demiyorum ama onların üzerinden yargının yıpratılması, bu tarz yayınlar yapılması yanlış.

R.A: Kişisel olarak cevap vermicem dediniz ama kayıtlarda var 200 kere üstünüz aranmış cezaevine girerken tam 200 kere bir başsavcının üstü aranıyor, sonra bir takım siyasetçiler siz ve ailenizle ilgili,, sizi en çok ne kırdı?


İ.C: Bu süreçte en çok kıran şeyler bir siyasi aslında hiç öyle olmadığı halde kızımın gözyaşlarının bu süreçte kullanıldığı falan gibi bir konuşma yaptı bu çok çok sinirlendirdi ve üzdü beni gerçi cevabını verdi sanırım ağabeyim, bu çok sinirlendirdi beni çünkü bir saldırıya karşı ona dair hukuki mücadeleyi verirsiniz fakat savaşın bile kuralları vardır, özel hayat karıştırılmaz, çocuklara birşey yapılmaz, silahsızlara… belki gene o başlangıçtaki teşhisi doğruluyacak bir şey her savaş adı konulmadığı ölçüde kirlenmeye mahkumdur. Burada da ne kadar adı konulmadıysa o kadar kirleniyor bu süreç, bu beni çok üzdü. İkincisi sırf yaptığı bir haberden dolayı sizin meslektaşlarınızdan biri işinden ayrılmak zorunda kaldı, buda çok üzmüştür beni. Bu tazr şeyleri çok detaylandırmak istemiyorum.

M.AB: bundna sonra ne yapacaksınız ?

İ.C: ben şimdi izinliyim görevimin başına döneceğim ve çalışmaya başlayacağım.


M.A.B: peki sizi çalışıtırılar mı?

İ.C: yani muhtemelen ilk önce karşılaşacağımız şey, yeni kurulun oluşmasıyla bir tayin gibi görünüyor ama ben bu süreçte rol almış her kim olursa olsun, olumsuz rol almış herkesten hukuk çerçevesinde bir kere bunun hesabını soracağım ama görevimi de yapacağım, yaptırmazlarsa yapmaya çalışacağız bu bir mücadele artık, hiç beklemediğimiz bir takım şeyler suçlanmaya başlandık, çok mantık dışı ben bu dosyanın özellikle bu özelliği yargıdan kaçırıldığını düşünüyorum, biz yargılanmayalım demedik bir an önce yetkili mahkeme belirlensin orada diyeceklerimiz diyelim iddiasındayken ve ilginç bir şekilde aslında.

R.A: dosya bir Türkiye turu attı

İ.C: aslında benimle ilgili olaylar daha öncede kurgulanıp aşama aşama planlandığı, hayata geçirildiği şimdi tam tersi bir hava verilmeye çalışıyor, insanların varsa artık akıllarına vicdanlarına bırakıyoruz ben görevimin başına dönüp, görevimi yaacağım