Şehit edilen 33 askerden sorumlu subay, PKK ile işbirliği mi yaptı? Bu iddia ortalığı karıştıracak gibi!
[**
**](https://www.mynet.com/sehit-ailesinden-carpici-aciklama-2689829-myvideo)
Ergenekon davası soruşturmasında, 33 Mehmetçik'in şehit edilmesi olayı yeniden gündeme geldi. 24 Mayıs 1993 tarihinde Elazığ-Bingöl karayolunda PKK'lı teröristler tarafından pusuya düşürülen 33 Mehmetçik haince şehit edilmişti.
33 Mehmetçik, Manisa Kırkağaç 6. Jandarma Komando Eğitim Alay Komutanlığı'nda komando eğitimi aldıktan sonra, dağıtım izni ardından Van İl Jandarma Komutanlığı'na katılmak üzere sivil otobüslerle yola çıkmıştı.
Şehit edilen askerlerden Samsunlu Şenol Cansız'ın ailesi, olayla ilgili 16 yıl sonra ilginç açıklamalarda bulundu. Olay öncesi, bir subayın teröristlerle haberleşip ''Size peynir bidonları gönderiyoruz'' dediğini ve Mehmetçikleri taşıyan şoförün yolda 4 kez teröristlerle konuştuğunu öğrendiklerini ileri süren acılı aile, olayın araştırılıp sorumluların yargılanmasını istiyor.
Samsun'un Vezirköprü ilçesi Aşağınarlı köyünde yaşayan şehit Şenol Cansız'ın ailesi, Ergenekon soruşturmasında gündeme gelen olayı CİHAN muhabirine anlattı. 16 yıldır geceleri uyku uyuyamadıklarını söyleyen Kazım - Hanım Cansız çifti, oğlu ile birlikte 33 vatan evladının bile bile PKK'ya kurban verildiğini ifade etti. Oğullarının şehit düştüğünü en son kendilerinin öğrendiğini anlatan anne Hanım Cansız, ''Kurban Bayramı'na bir iki hafta kala Vezirköprü'ye dağıtım iznine geldi. Biz İstanbul Çapa'da oturuyorduk. Burada arkadaşlarıyla gezmiş eğlenmiş. Telefon açıp 'Gitme, bayram sonrası biz seni götürürüz' dedik. Vedalaşıp yola çıktı. Bingöl'e varmadan bir dağ lokantasından telefon açtı. Malatya'dan uçakla götüreceklerini ama uçağa bindirmediklerini söyledi. 'Arabam kalkıyor gidiyorum anne' dedi. Bir daha da sesini duyamadım. Hiçbir şeyden haberimiz yok. Bir gün sonra köyümüze geldik. Haber bizden önce köye gelmiş. Cenazesi geldiğinde ise sadece elbiselerini gördüm. Boğazında ve kafasında kurşun varmış. Çocuğumu nasıl gönderdiysem öyle hatırlayayım diye yüzüne bile bakamadım.'' dedi.
**"EVLATLARIMIZ PEYNİR YERİNE KONULMUŞ"**
Mehmetçiklerin komploya kurban gittiğini, göz yaşlarına boğularak anlatan Cansız, olayda askerlere refakat eden subay ve şoförden şikayetçi olduğunu söyledi. Hanım Cansız, ''Çocuğum elleri nasır bağlayana kadar eğitim aldı. Üstüne basa basa söylüyorum. Bizim çocuklarımız PKK'ya kurban edildi. Alın size kurban, ne yaparsanız yapın denildi. Çocuklarımız neden zırhlı askeri araçla götürülmedi. Uçakla gönderileceği söylendiği halde neden sivil otobüse bindirildi. Olay anında askerlerimizi götüren subay, teröristlerle haberleşip ''Size 33 peynir bidonu yolluyoruz'' demiş. Şoför yolda 4 kez durup telefon açıp PKK'ya bilgi vermiş. PKK benim çocuğumu öldürürken başındaki subay ile şoför nasıl oluyor da sağlam kurtuluyor. Vuracaksa da hepsini tarayıp çıkması lazımdı. Olaydan sonra subayı tutuklayıp hemen serbest bıraktılar. Denizlili sağ kurtulan bir asker var. O asker, eğer subay tutuklansaydı hepsini anlatırdı.'' diye konuştu.
**"ÇOCUĞUMUN İSMİNİ KAZIDILAR"**
Manisa Kırkağaç 6. Jandarma Komando Eğitim Alay Komutanlığı'nda görevli bir albayın, 33 askeri tedbirli olmaları yönünde uyardığını anımsatan şehit annesi, ''Albay tedbirli gidin diyor, öteki 'al sana peynir bidonu veriyorum' diyor. Bunlara koruma verilmediği için gitti çocuklar. Vatan için çarpışıp da ölseydi içim yanmazdı. Ben şikayetçiyim. Çocuğumun ölümüne neden olan subayı istiyorum. Emanete niye hıyanet etmiş. O subayın tutuklanıp ceza aldığını görürsem rahat edeceğim. Kimi kime dava edeceğiz. Televizyona çıktık anlattık. İki çift laf ettik diye 33 askerin anısına İstanbul'da yapılan anıttan çocuğumun ismini kazıdılar.'' şeklinde konuştu.
**"BAYRAĞIMIZLA GELİRLERSE ONLARLA GİDER TOKALAŞIRIM"**
Hükümetin demokratik açılımına şartlı 'Evet' diyen Hanım Cansız, ''Benim gibi hiçbir anne ağlamasın. Allah(c.c.) o acıyı kimseye de vermesin. Anneler ağlamasın, şehit annesi olmayalım istiyoruz ama silahı bırakıp da gelecek. Eline bez parçasını değil, benim bayrağımı alacak. Ben suçluyum diyecek. Pişman olduğunu söylesin, otursun köyünde. Ne asker bir şey der o zaman ne de ben. O zaman bir şehit annesi olarak affederim ve PKK'nın artık olmadığına inanırım. Gider tokalaşırım da. Biz ne yaptık onlara. Var mı özgürlüklerini kısıtlayan. Kürdü de çalışırsa ekmek yiyor, ben de.'' ifadelerini kullandı.
Baba Kazım Cansız ise olayın araştırılıp açığa kavuşturulmasını istediklerini bildirdi. Askerin, istediği takdirde PKK'yı bir ay içinde ortadan kaldırabileceğini kaydeden Cansız sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu olayla ilgili canlı şahit var. O herşeyi biliyor. İfadesi alınabilir. Çocuğumu doya doya öpemedim bile. Bingöl'e 15 kilometre kala dağ lokantasından telefon açtı. Akşama da ölüm haberi gelmiş. Demek ki olay önlerinde olmuş. Şoför, yolu değiştirmiş. Yolda beyaz bir kamyonet barikat kurmuş. Ne koruma ne muhafız, çocukları şehit etmişler. Bu askerin hiç mi kıymeti yok. Biz onları büyütene kadar neler çektik. Analar babaların yüreği neden yanıyor. Bu, askeriyenin suçu. Keseyi doldurma pahasına analar babalar ağlıyor."