4 yıl ıssız adada tek başına yaşayan adam Alexander Selkirk’in hikayesi Robinson Crouse’a ilham oldu!

Daniel Defoe'nun 1719 yılında ilk basımı yapılan romanı Robinson Crusoe, ebebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. 23 yıl boyunca bir adada yaşayan ve oradaki yerli halkla yakın ilişkiler kurmayı başaran Crusoe’in hikayesinin bir benzeri ortaya çıktı. İskoç bir denizci olan Alexander Selkirk’in hayat hikayesi bu romandakilere oldukça benziyor.

Çocukluğunuzda mutlaka Robinson Crusoe’yi okumuşsunuzdur. Romanda denize açıldıktan sonra teknesinin alabora olmasıyla ıssız bir adaya düşen kaptan Crusoe’in öyküsü anlatılıyor. Batan gemideki erzakları ve eşyaları kullanarak yaşamını adada sürdüren Robinson, 23 yılın ardından adadaki yerliler karşılaşır ve oradaki esirlerden birine Cuma adını vererek onunla yoldaş olur. Kitabı okurken pek çoğunuzun aklından “Böyle bir şey mümkün değil” cümlesinin geçtiğine eminiz. Ancak gerçekten böyle bir hikaye olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu gerçek hayatta yaşanan olayın baş kahramanı ise denizci Alexander Selkirk’tir.

Reklam
Reklam

1676-1721 yılları arasında yaşayan denizci Alexander Selkirk diğer meslektaşlarından ayıran bir maceraya adım attı. 1704 tarihinde Şili’nin Valsaparaiso kentinin 640 kilometre batısındaki ıssız bir takımadaya demir atarken öfkeyle verdiği karar sonucunda bütün hayatı değişti.

1695'te denizlere açılmaya başlayan Selkirk, korsan grubuna katılarak onlarla birlikte keşif gezilerine çıkmaya başladı. Ancak 1703 yılında gemilerinin 21 yaşındaki kaptanı Thomas Stradling'in kibirli tavırlarına dayanamayan ve geminin onarılmadan denize açılmaya uygun durumda olmadığını düşünen Selkirk, kaptandan kendisini Güney Amerika'nın batısındaki ıssız Juan Fernández Adaları'nda bırakmasını istedi. Selkirk'ün öfkeyle verdiği bu karar kaptan tarafından kabul edildi ve tüfek, balta, bıçak, tencere, İncil, uyku tulumu ile birkaç kıyafetle adaya bırakıldı. Selkirk kararından kısa süre içinde pişman oldu ancak ne kadar yalvardıysa da gemiye tekrar binmesine izin verilmedi.

Adada tek başına yaşamaya başladığında 28 yaşında olan Selkirk, 1709 yılına kadar bu adada kaldı.İlk başlarda sahil şeridinde hayatını sürdüren Selkirk, bulduğu ıstakozlarla beslendi. Adanın iç kısımlarını keşfetmeye başladığında ise daha fazla yiyecek buldu. Gün geçtikçe adanın yaşam şartlarına alışan denizci, yırtılan kıyafetlerini çiviyle dikiyor ve keçi derisinden kendisine yeni giysiler yapıyordu. Ayakkabı giymeye artık ihtiyacı yoktu çünkü nasırlı ayakları o kadar sertleşmişti ki, artık ayakkabı görevini görüyorlardı. Adanın etrafında gezinen ya da demirleyen gemileri gördüğünde ise ormana saklanıyordu.

Reklam
Reklam

Issız bir adada geçen yaşam mücadelesinin ardından sonunda kurtarılan Selkirk, denizlere açılmaya devam etti. Batı Afrika açıklarında Sarıhumma virüsünü kaptı ve bu tropikal hastalık ile savaşamadı. 13 Aralık 1721'de hayata gözlerini yumdu.

Anahtar Kelimeler: