O dönem evli olan İsmail Hakkı Dinçer ile A.R.A.'nın yasak ilişkisinden dünyaya gelen A.Ş., annesinin bakamaması üzerine evlatlık verildi. Yıllar sonra gerçeği öğrenen kadın, babalık davası açtı. Mahkeme birçok kez aksi karar verse de flaş bir gelişme yaşandı. 38 yıl sonunda alınan kararla birlikte Dinçer'in mezarının, DNA örneği için açılacağı öğrenildi.
Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde yaşayan A.R.A., yasak ilişki yaşadığı evli İsmail Hakkı Dinçer'den hamile kaldı. İsmail Hakkı Dinçer'in resmi nikahlı eşinin de bu durumu öğrenmesi nedeniyle İzmir'e taşınmak zorunda kalan A.R.A, Dinçer'in kürtaj baskısına rağmen 1965'te kızını dünyaya getirdi.
A. adını verdiği kızına bakamayınca da başka bir aileye evlatlık verdi. Arazi zengini olan ve yaklaşık 100 milyon lira serveti bulunan Dinçer ise 1980'de hayata gözlerini yumdu. Sabah'ın haberine göre 1984'te gerçeği öğrenen ve dünyası başına yıkılan A. Ş. ise Kırkağaç Asliye Hukuk Mahkemesi'nde babalık davası açtı. Mahkeme davanın, bebeğin doğumundan en geç bir yıl içinde açılması gerektiğini belirterek zaman aşımından dolayı davayı reddetti.
A. Ş.'nin avukatının itirazı üzerine Yargıtay, kararı bozdu. Ancak, o dönemdeki avukatının ihmali ve duruşmalara gitmemesi nedeniyle işlemsiz kalan dava açılmamış sayıldı. Durumu öğrenen A. Ş., davasının yeniden açılması için dilekçe verdi. Ancak dava dosyası arşivde bulunamadı. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı eliyle yenilenen dosya, resmi gazetede yayımlandı.
Yerel mahkeme ise yeniden yargılama talebini reddetti. Bunun üzerine A. Ş., geçen yıl avukat Varol Turbay aracılığıyla İzmir'de yeniden dava açtı. Davayı kabul eden Aile Mahkemesi, DNA testi için 42 yıl önce vefat eden Dinçer'in mezarının açılmasına karar verdi.
Avukat Varol Turbay, "38 yıldır süren film gibi dava ülkede en uzun süren dava olmaya aday. Adalet kör ve topaldır ancak gideceği yere er geç ulaşır. Türk adaletine güvenmeye ve güçlendirmeye devam etmeliyiz" dedi.
Öz anne A.R.A. 2014'te yazdığı mektupta, "Gerçekte öz kızım olan ve daha sonra evlatlık olarak verdiğim A'yı hileli davranışlarımız nedeniyle kandırdığımız için 80 yaşında ağır bir vicdani sorumluluk altındayım. Açtığı babalık davası benim ve avukatının menfaat elde etme girişimleri sonucu 2 yıla yakın süre temyiz edilmedi. Sonrasında İsmail Hakkı Dinçer'in mirasçıları ile anlaşma sağlanamayınca diğer kızım S'nin talimatıyla temyiz edildi. A. bilmiyordu. S. ile avukatın arası bozulunca dava sürüncemede kaldı. Avukatların, İsmail Hakkı Dinçer'in çocuklarıyla anlaşıp beni de aldatma olasılığı araştırmaya değer bir husustur. Kızım A'nın gerçek babası İsmail Hakkı Dinçer'dir ve ben sadece onu sevdim" dedi. Bu itiraf mektubu da mahkemeye delil olarak da sunuldu.