5 aralık dünya kadın hakları günü tarihçesi

Tüm insanlığın eşit olduğunu düşündüğümüz bir dünyada ayrı cinsiyet haklarından söz etmek ne kadar yanlış olsa da, eriştiğimiz gelişime rağmen kadınların sosyal yaşam içindeki yeri için halen mücadele edilmekte.

Tüm insanlığın eşit olduğunu düşündüğümüz bir dünyada ayrı cinsiyet haklarından söz etmek ne kadar yanlış olsa da, eriştiğimiz gelişime rağmen kadınların sosyal yaşam içindeki yeri için halen mücadele edilmekte. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile birlikte her yıl 5 Aralık Kadın Hakları Günü içerisinde kadınların yaşadıkları sorunlar dile getiriliyor. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları günü çeşitli ülkelerde kutlanmaya devam ediyor ancak bizim için önemi daha farklı. Gelin bu günün özelliklerine ve kadınların ne istediklerine bir göz atalım.

Reklam
Reklam

SEÇME VE SEÇİLME HAKKI

5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik, bugün kadınların bakış açısının bir ölçüde temelini oluşturuyor. Seçim yasasında yapılan değişikliğe göre kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.

ZORLU YILLAR

Mustafa Kemal, Cumhutiyet’in ilanından sonraki yıllarda kadınların da siyasi yaşama katılmaları gerektiğini çok defa dile getirmiş ancak bu görüşü sürekli bir şekilde tepki ile karşılanmıştır. Yine de tarihler 5 Aralık 1934’ü gösterdiği zaman yapılan yasal değişiklik ile Türk kadınına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı tanındı.

YIL 1935

Bir sonraki yıl seçimler yapıldı. Meclisin kaderi bu seçimler ile değişti ve 18 kadın milletvekili meclise girdi. Türkiye Cumhuriyeti’ne göre daha gelişmiş ülkelerde bile kadınların henüz seçme ve seçilme hakkı yokken, bu ülkemiz için büyük bir atılım oldu.

GERİDE KALAN YILLAR

O yıllardan bugünlere geldiğimiz zaman kadınların toplumda belli bir yere geldikleri ancak halen bu yerin tartışmalı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Gerek aile gerek iş yaşamında kadınların yaşadıkları sorunların çok da çözülebildiğini söylememiz ne yazık ki mümkün değil.

Reklam
Reklam

İŞ YAŞAMINDA KADINLAR

Açıklanan son verilere göre ülkemizde kadınların iş yaşamına katılımı sadece yüzde 38 seviyelerinde. Bu katılımı artırmak için çeşitli istihdam çalışmaları yapılıyor olsa bile temel sorun sosyal yaşamdaki aksaklıktan ileri geliyor.

EN BÜYÜK SORUN ŞİDDET

İş yaşamının da ötesinde kadınların yaşadıkları en büyük sorunların başında şiddet geliyor. Her yıl onlarca kadın erkekler tarafından öldürülmekte, kat kat fazlası da şiddete uğramaktadır. Bu kadınların çoğu şiddet gördüklerini bile ifade edemeyecek kadar bastırılmış durumdalar.

DÜNYADA KADINLAR

Kadınlar ile ilgili sorunlar sadece bizim ülkemiz ile sınırlı değil. Gelişmiş ülkelerde de bu sorunların yaşandığı bilinen bir gerçek. Halen dünyanın en büyük şirketlerinin başında yoğun olarak erkekler var. Siyasette kadın katılımı yeterli boyutlara ulaşmış değil. Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise durum bundan da kötü. Kadınlar neredeyse yok sayılmaktalar.

SON YILLARDAKİ ÇABALAR

Gerek sivil toplum kuruluşları, gerek devletler, gerekse uluslararası örgütler olsun, her biri kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın durdurulması için çeşitli kampanyalar düzenlemektedirler. Bu kampanyaların geleceğe bir katkısı olacağı muhakkak ama önümüzde çok uzun bir yol olduğu kesin.

Reklam
Reklam

KADIN KATILIMI ŞART

Daha uygar bir dünya için kadınların şiddet görmediği, toplumsal ayrımcılığa uğramadığı bir alanda kendilerini özgürce ifade edebilmeleri şart. İş ve aile yaşamı başta olmak üzere birebir katılımın sağlandığı bir dünyanın bu günden daha güzel günler getireceği konusunda herkes hemfikir.

HEPSİ İÇİNDE

Kadın hakları denildiği zaman ya da bu problemler çözüldüğü zaman, çocuk hakları, hayvan hakları, doğa hakları gibi yan kulvarda koşan diğer sorunlar da kendiliğinden çözülecektir. Bu nedenle bunların her birini iç içe düşünmek gerek; çalışmaların ortak bir noktada toplanması şart.

Bir gün kadın haklarından bahsetmek zorunda kalmadığımız günlere ulaşmak dileğiyle.