5. İzmir İktisat Kongresi

İZMİR - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, iktisat kongrelerinin hep bir dönüm noktasında gerçekleştiğini belirterek, "Dünya tarihinde biliyoruz, üretim gücü, iktisat gücü bir ülkenin aslında bağımsızlığıyla çok daha özgüven içinde dünya milletleri arasında yer almasını sağlıyor" dedi. 5. İzmir İktisat Kongresi'nin açılışı dolayısıyla Swiss Otel Grand Efes'te düzenlenen toplantıda konuşan Yılmaz, Türkiye'nin iktisat kongrelerini hep bir dönüm noktasında gerçekleştirdiğini söyledi. "Dün İstanbul'da Cumhuriyetin 90. yılını hep birlikte kutladık. Aynı zamanda Marmaray gibi dev bir projenin hizmete girmesine hep birlikte tanık olduk. Bugün yine çok önemli bir toplantıda bir araya gelmiş bulunuyoruz" diyen Yılmaz, ilk iktisat kongresinin Cumhuriyet ilan edilmeden 17 Şubat- 4 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildiğini hatırlattı. İlk kongrenin tarihi olduğunu vurgulayan Cevdet Yılmaz, "Tarihi kararlar alındı. Her şeyden önce ben şunun altını çizmek istiyorum. Cumhuriyeti kuranlar askeri ve siyasi başarıların ekonomik başarılar olmadan bir anlam ifade etmeyeceğini çok net bir şekilde ortaya koydular. Gerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gerekse Kazım Karabekir paşalar o dönemde yaptıkları açılış konuşmalarına baktığımızda bunu çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorlar. Sadece kısa bir alıntı yapacak olursak Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki 'Zamanımız tamamen bir iktisat devletinden başka bir şey değildir. Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar iktisadi zaferlerle taçlandırılmadığı sürece devamlı olamazlar, süreklilik kazanamazlar'. Yine Kazım Karabekir Paşa'nın da aynı şekilde askeri zaferlerin yanına vakit geçirmedern iktisadi zaferleri de ilave etmemiz gerektiğini bu konuşmalarında ortala koyuyorlar" diye konuştu. İlk kongrede İzmir'in tercih edilmesinin tesadüfi olmadığına dikkati çeken Cevdet Yılmaz, şöyle devam etti: "Dünya tarihinde biliyoruz, üretim gücü, iktisat gücü bir ülkenin aslında bağımsızlığıyla çok daha özgüven içinde dünya milletleri arasında yer almasını sağlıyor. İşte böyle tarihi bir kongrenin 5'incisini düzenliyoruz. Burada İzmir tercih edilmiş. Bu da bir tesadüf değil elbette. İzmir, batının doğusu doğunun batısı bir ilimiz. Tarihten itibaren baktığımız zaman dünya ekonomisiyle Türkiye ekonomisinin keşisim noktasında olan çok önemli illerimizden bir tanesi. O dönemde dünya ekonomisilyle ilişkili olmadan kalkınmanın olmayacağı ifade edilmiş." 1. iktisat Kongresi'nde daha liberal bir ekonominin tercih edildiğinin görüldüğünü anlatan Yılmaz, "O günün dünyasında Sovyetler Birliği sosyalist yapılı bir düzende tercih olarak söz konusuydu. Ama Cumhuriyeti kuranlar onu tercih etmediler. Daha piyasa düzenine yakın bir politikayı belirlediler. Yine dünyadan sermayenin Türkiye'ye gelmesi çağrısında bulundular. Bizim kanunlarımıza göre bu sermayeye çok açık omduğumuzu çok net olarak ortaya koyuyaruz" şeklinde konuştu. İktisat kongrelerinin hep bir dönüm noktasında gerçekleştirildiğini aktaran Yılmaz, bu güne kadar 4 iktisat kongerisinin düzenlendiğini hatırlatarak, ikincisinin 1982 yılında Türkiye'nin dışa açılma politikalarının başladığı döneme denk geldiğini anımsattı. Yılmaz, bu kongrenin Türkiye'nin kapalı bir ekonomiden açık bir ekonomiye geçildiği döneme denk geldiğini söyledi. 3. kongrenin soğuk savaşın bittiği, dünyada farklı bir ortama geçilen 1992 yılında düzenlendiğini dile getiren Cevdet Yılmaz, 4. kongrenin Türkiye'nin AB sürecinde çok önemli bir aşamaya geldiği 2004 yılında düzenlendiğine işaret ederek, 5. kongrenin ise dünyanın önemli bir kırılma noktasında gündeme geldiğini kaydetti. Küresel krizin 2008-2009 yılından bu güne tüm dünyayı etkilediğini anlatan Yılmaz, dünyanın çok önemli bir değişim sürecinden geçtiğini vurguladı. Bakan Yılmaz, şunları söyledi: "Bir taraftan üretim ekseninin Avrupa'dan Asya'ya kaydığı, gelişmekte olan ülkelerin dünyada artık daha fazla söz sahibi olmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz. İşte tam da bu dönemde ana tema olarak 'Küresel Ekonomik Yeniden Yapılanma Sürecinde Türkiye Ekonomisi' başlığıyla 5.İzmir İktisat Kongerisini gerçekleştiriyoruz. Ülkemiz Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllardn bu yana büyük mesafeler aldı. Bunun o günün şartlarında elde ettiğimiz istetistikler de gösteriyor. Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye'nin 570 milyon dolarlık bir ekonomimiz vardı. 45-50 dolar civarında kişi başına milli gelirimiz vardı. Milli gelir içinde tarımın payı yüzde 40'ın üzerindeydi. İstihdam içinde tarım yüzde 90'dan fazlaydı. İthalatımız 87 milyon dolar, ihracatımız 51 milyon dolardı. 1930'lara geldiğimizde bile okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 20'nin altındaydı. Bu şartlardan bugüne geldiğizde Türkiye çok önemli bir mesafe almış durumda." 90 yılda çök önemli kazanımların elde edilidini bildiren Kalkınma Bakanı Yılmaz, yapılan reformların ekonomiye çok büyük bir ivme kazandırdığını dile getirdi. Türkiye ekonomisinin geçen yıl itibarıyla 786 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını hatırlatan Yılmaz, kişi başına 10 bin 500 dolarlık bir milli gelire ulaşıldığını söyledi. Yılmaz, ulaşılan rakamlarla 2023'e yürüdüklerini kaydederek, "2023'te de 2 trilyon dolarlık bir ekonomi, 25 bin dolarlık bir kişi başına gelir ve 500 milyar dolar ihracatı hedefleyen bir ülkeyiz. Bütün bu hedefleri nasıl gerçekleştireceğiz, haritamızı nasıl şekillendirmeliyiz, dünyanın gidişatını nasıl görüyoruz, yerli yabancı bütün katılımcılarla 3 gün boyunca bu hususları tartışacağız. - İzmir valisi Toprak İzmir Valisi Mustafa Toprak da İktisat Kongresi’nin İzmir denince ayrı bir önemi bulunduğunu bugün 5’incisinin de İzmir’de düzenlenmesinden mutluluk duyduklarını ifade etti. İzmir genelinde yürütülen projeler hakkında bilgi veren Vali Toprak, Çandarlı Limanı, İzmir İstanbul otoyolu, Sabuncabeli ve Konak tünelleri, lojistik merkezi, eğitim ve sağlık kampüsleri yatırımlarının devam ettiğini, Aliağa ilçesinde özel sektörün büyük yatırımlara imza attığını kaydetti. Toprak, “Yapılan bu yatırımlarla İzmir kabuğunu kırma noktasına gelmiştir” dedi. Vali Toprak, 5. İzmir İktisat Kongresi’nin EXPO 2020 seçiminin yapılacağı 27 Kasım tarihinin hemen öncesinde düzenlenmesinin de İzmir’in adaylık çalışmalarına önemli bir katkısı olduğuna işaret etti.